Amerika’da patlak veren ekonomik kriz, malum çok geçmeden Avrupa’yı da vurdu.
Dünyanın birçok ülkesini etkisi altına alan ekonomik kriz depremi, en yıkıcı etkisini ise “Ekonomisi en sağlam ülke”de gösterdi. İzlanda’yı batma noktasına getirdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve kabine üyelerinin söylediğine göre, “Ekonomisi dış şoklara karşı müthiş dayanıklı olan Türkiye”yi global ekonomik kriz henüz vurmadı. Üstelik Erdoğan, “Kriz geliyor, tedbirli olalım” diyen herkesi topa tuttu.
Ama gel gör ki, ekonomi dünyasında işler, ne Erdoğan’ın, ne de kabine üyelerinin iddia ettiği gibi.
Dünyayı allak bullak eden ekonomik depremin öncü sarsıntıları Türkiye’de de ciddi ölçüde hissedilmeye başladı.
Kriz beklentisi şimdiden irili ufaklı tüm şirketleri ekonomik tedbire zorladı.
Büyük şirketlerin bir kısmı, sıkı tasarruf politikası uygulamayı, bazıları da eleman çıkarmaya seçti.
Ekonomik kriz ya da kriz beklentisiyle alınan tedbirlerin ilk vurduğu sektörlerden biri de tüm geliri reklama bağlı olan televizyonlar.
Büyük şirketler reklam bütçelerini kısınca, televizyonların da gelirleri aynı ölçüde düştü.
Televizyon yöneticileri de bütçelerindeki en yüksek kalem olan dizilerden tasarrufa yöneldi.
Geride bıraktığımız hafta Televizyon yöneticileriyle dizi yapımcıları arasında “indirim” pazarlığıyla geçti.
Malum her yıl ocak ve şubat aylarında reklam girdileri azaldığı için televizyonlar bu dönemi dizilerin tekrarlarıyla geçirir.
Ancak bu sefer durum başka, o nedenle televizyonlar, yılbaşını bile bekleyemeden tedbir almaya başladılar.
Bazı TV kanallarının yöneticileri dizi yapımcılarından yüzde 20, bazıları yüzde 25, kimileri de yüzde 30 bütçe küçültmesini istedi.
TV yöneticilerinin bu talebini dikkate alıp, oyuncularından aynı ölçüde fiyat indirimine gitmesini isteyenlerin yanı sıra ücretlere dokunmadan prodüksiyondan tasarruf yapmaya başlayan yapımcılar da var, “Bu fiyattan aşağı olmaz, o zaman diziyi bitirelim” diye karşı öneri getirenler de...
O nedenle önümüzdeki günler en popüler dizilerde bile sürprizlere gebe...
Televizyonlarda “Dizi arkası dizi”yi şimdiye kadar hiçbir güç engelleyeme-mişti, galiba ekonomik kriz ya da beklentisi bunu başaracak gibi...
70 bin değil, 50 bin YTL alacak
Sibel, TRT’ye indirim yaptı
Yaz boyunca “Sayısal Gece” programıyla cumartesi akşamları TRT 1 izleyicilerini eğlendiren Sibel Can’ın programı, günü ve ücreti değişti.
TRT yönetimi cumartesi akşamına “Sen Türkülerini Söyle” adlı yarışmayı koyup, “Sayısal Gece”yi de bu yarışmanın içine alınca Sibel Can boşta kaldı.
Yaz boyunca her hafta bir şehre gidip program yapan Sibel Can’dan yana hayli memnun olan TRT, sanatçıyı elinden kaçırmak istemedi.
Haftada dört gün “Sayısal Gece”, “Süper Gece”, “10 Numara” ve “Şans Topu” gibi Milli Piyango’nun sponsorluğunda program yapan, her biri için bölüm başına 40 bin YTL alan TRT yöneticileri, Sibel Can’a perşembe geceleri ekrana getirdikleri “Süper Gece”yi önerdi. Can da, TRT’nin bu iyi niyetine bir jestle karşılık verdi.
Yaz boyunca TRT’nin Anadolu’nun çeşitli illerinden ekrana getirdiği “Sayısal Gece” için bölüm başı 70 bin YTL (sazlar dahil) alan Can, programın İstanbul’da yapılmasını da dikkate alarak fiyatını 50 bin YTL’ye indirdi.
“Süper Gece” için Milli Piyango İdaresi’nden 40 bin YTL alan TRT, üstüne 10 bin YTL ekleyip Sibel Can’ın ücretini karşılayacak.
Can’ın TRT’den bölüm başı 70 bin YTL aldığını yazdığımda programdaki partneri Ceyhun Yılmaz’ın bölüm başı ne kadar aldığını merak edenler olmuştu.
Yeri gelmişken onu da açıklayayım:
Ceyhun Yılmaz’ın bölüm başı aldığı para 4 bin YTL.
Sibel Can’la ilgili bir konu daha var; o da özel hayatıyla, daha doğrusu evliliğiyle ilgili.
Sibel Can’ın eşi Sulhi Aksüt’ten ayrılacağına dair şimdiye kadar çok söylenti çıktı ama hiçbiri doğru çıkmadı.
Şu günlerde Sibel Can’ın Sulhi Aksüt’le evliliğini bitirme noktasına geldiğine ilişkin söylentiler yine had safhada.
“Zaman en iyi ilaçtır” derler, bekleyip göreceğiz.
Aslı Baş’la aşk yok!
Turizmci Ahmet Bayer’in yazın “Villasında kaçak içki ve sigara var” diye Jandarma’ya ihbarda bulunanlardan yana başı dertteydi... Club Flipper’ın sahibi Bayer’in şimdilerdeki derdi ise bambaşka... Bayer’in manken Aslı Baş’tan yana başı bir hayli dertte. Bayer, Aslı Baş’la aralarında bir gönül ilişkisi olmamasına rağmen ha bire sevgilisi diye yazılmasından mustarip... Bir süre önce bir grup aile dostu ve arkadaşıyla gittiği Reina’daki yemeğin haberinin bile “Fenerbahçe maçını sevgilisi Aslı Baş’la izledi” diye medyada yer aldığından yakınan Bayer, “O yemekte Aslı Baş yoktu. ‘Ahmet Bayer’in yeni sevgilisi Aslı Baş’ diye yazılan da Aslı Baş değil, aile dostumdu. Ayrıca Fenerbahçe taraftarı da değilim” dedi.
Bayer’in sözünü ettiği haber aynı gün bizde de çıktığı için düzeltme gereği hissettim.