‘EN’LER VE GERÇEKLER

Meclis Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu üyelerinden MHP Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin sıraladığı ‘en’ler ve ‘sonuç’ bölümü, bize bir Türkiye gerçeğini hatırlatıyor

Meclis Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu, aylardır Türkiye’nin gündeminde... Çünkü üstlendikleri görev önemli...
O yüzden siyasetten medyaya, Türkiye’nin önemli insanlarıyla görüştüler.
Süleyman Demirel’i evinde, Tansu Çiller’i yalısında, Mehmet Ağar’ı cezaevinde dinlediler, diğerlerini ise TBMM’de...
Gelinen noktada komisyonu üyelerinden MHP Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin yaptığı saptamalara bayıldım!
Bakar mısınız Yeniçeri’nin ‘en’lerine:
En az etki bırakan: Süleyman Demirel, 4 saat soru sorduk, hiçbir şey söylemedi.
En politik: Başbakan, 28 sayfa yazmış, hiçbir şey söylememiş.
En ilginç: MBK üyesi Şefik Soyyüce’nin bir gün kapısını bir Musevi’nin çalması ve ertesi gün zengin olması.
En absürd: Ne için çağrıldığı belli olmayan pisi pisi Sisi.
En laubali: Adil Serdar Saçan.
En artist: Sırrı Süreyya Önder. (O da komisyon üyesi)
En güzel derin devlet tanımı: 1926 yılında Musul ve Kerkük’ün kaybedilmesinden sonra Türkiye’nin bir avuç toprak vermeme iradesinin adıdır. (Mehmet Ağar’ın sözleri... Kulakları çınlasın, DYP Genel Başkanı’yken gazeteye yaptığı ziyarette, “‘Derin Devlet’in Başbakanı’nın Türkiye’nin gerçek Başbakanı olma şansı var mı?” diye sorduğumda bayağı bozulmuştu bana...)
Sonuç: Bütün dinlediklerimizin ortak paydasını alıp, tersini düşündüğünüzde gerçeği görürsünüz.
Vallahi de billahi de Devlet Bahçeli’nin 2009’dan sıfırları atarak yaptığı 40’ıncı yıl hesabı bile daha anlaşılır bir şeydi.
“Bütün dinlediklerimizin ortak paydasını alıp, tersini düşündüğünüzde gerçeği görürsünüz” ne demek Allah aşkına?
“Aklında bir sayı tut.”
- Tuttum.
“Tuttuğun sayıyı unut.”
- Tamam.
“Elde var sıfır değil mi?” gibi bir geyik mi bu?
Yoksa Yeniçeri, sıraladığı ‘en’ler ve ‘sonuç’ bölümüyle, savsaklanması istenen her konunun ‘komisyon’a havale edildiği Türkiye gerçeğini bir kez daha mı hatırlatmak istedi bize...
Korkarım ki, diğerleri gibi bu komisyon da görevini yapmıştır, sonuç yine ‘sıfıra sıfır, elde var sıfır’dır!

110 DAKİKADA ÇAKI GİBİ POLİS!

Oyuncu Engin Günaydın’la Ersin Korkut yeni dizileri ‘Derviş Garip’ için polislik eğitimi almış!
Ne kadar sürmüş bu ‘polislik eğitimi’?
110 dakika...
Bu süre içinde polisliğin yanı sıra İstanbul’da meydana gelen cinayetlere dair bilgi alan Korkut, çıkışta polislere “Sizi televizyonda temsil edeceğim” demiş.
‘Derviş Garip’ dizisi başladıktan sonra, “Böyle polis mi olur?” diye tepkiler başlarsa hiç şaşırmam valla.
İki oyuncunun 110 dakikada ‘çakı gibi polis’ olmasını beklemiyorsunuz herhalde.
‘Şapsal dedektif’i oynamak için de eğitim gerek...
Amaç ‘Dostlar alışverişte görsün’se o başka!

CiNSEL AÇLIĞIN AFRiKASI TÜRKiYE’DEN BiR FOTOĞRAF

Songül Karlı’yı FOX’taki ‘Su Gibi’ programında izleyen biri, sunucunun görüntülerini kaydedip, “Songül Karlı sütyensiz” diye Youtube’a yüklemiş.
Kıyafetinin içine sütyen giymeden canlı yayına çıkan Songül Karlı’nın bu videosunu kısa sürede tam 2.5 milyon insan seyretmiş. İnanılır gibi değil!
Bundan rahatsızlık duyan sunucunun eşi Metin Yüncü, videoyu yükleyeni bulup, görüntüleri sildirtmiş.
HT Magazin de bunu “Kıskanç koca video sildirdi” başlığıyla manşet yapmış.
Memet Güler’in yerinde olsam Zafer Akbaş’ın haberini kıskanç koca açısından değil, cinsel açlığın ulaştığı nokta bakımından ele alırdım.
Bu olayın bir kez daha gözler önüne serdiği gerçek şudur:

EUROVISION PLAYBOYU

TRT, Bakü’deki Eurovision Şarkı Yarışması’na Can Bonomo’yu göndereceğini açıkladığında kaç kişi tanıyordu onu?
Eurovision, genç şarkıcıya hatırı sayılır bir şöhret kazandırdı.
Peki Bonomo, bu şöhretten yararlanıp, müzik adına dikkat çeken bir adım attı mı?
Hayır...
Eurovision’dan sonra Can Bonomo, şarkıları dillere pelesenk olan, konserleri dolup taşan bir yıldız değil, bildiğin playboy oldu çıktı.

GÜNÜN SÖZÜ

“Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” diyerek yaşattığınız yılanların, bir sonraki hedefi siz olursunuz. (Aziz Nesin)