EUROVISION GERÇEKLERi

TRT yıllarca Eurovision’a kimin gideceğini hep halka sordu. Yılların ortaya koyduğu acı gerçek şu ki, Türkiye’deki halk oylamasından birinci çıkanların hiçbiri ‘Eurovision birinciliği’ni Türkiye’ye getirmedi

Anlaşılan o ki bu gidişle daha çok yazı yazacağız Eurovision’la ilgili.
Bugün Eurovision’la ilgili iki çıplak gerçeği dile getirmek istiyorum.
Birincisi dün CADDE’ye de manşet olan Hadise’nin açıklamalarında saklı.
2009’da Türkiye’yi temsil edip dördüncü olan Hadise, “Sadece biz Türkler bu kadar değer veriyoruz bu yarışmaya” demiş ve eklemiş:
“Eurovision’a kimin katılacağını da Türk halkı seçsin.”
Türkiye’nin Eurovision kayıtları, gizli saklı değil, bütün çıplaklığıyla ortada.
Merak eden internete girip, Türkiye’nin hangi yıl kimi gönderdiğini, o yıl Eurovision’da hangi ülkenin bize ne kadar puan verdiğini görebilir.

Tarih böyle diyor Şimdi sıkı durun.
Madde 1:
TRT, yıllarca Eurovision’a kimin gideceğini hep halka sordu.
Yılların ortaya koyduğu acı gerçek şu ki, Türkiye’deki halk oylamasından birinci çıkanların hiçbiri ‘Eurovision birinciliği’ni Türkiye’ye getiremedi.
Türk halkının zevkleriyle ‘Eurovision ahalisi’nin zevkleri oldum olası örtüşmedi çünkü.
Ne zaman ki TRT, ‘halk oylaması’ndan vazgeçti ve profesyonelliği seçti, Eurovision’da başarılar peş peşe geldi.

Oylar artık ‘kardeş payı’
Madde 2:
Sertab Erener, Eurovision tarihinde bir ilki başardı ve kazandığı birincilikle yarışmanın Türkiye’de yapılmasını sağladı.
Türkiye’nin bir daha birinci olması ve Eurovision’a ev sahipliği yapması mümkün mü?
Zor, çünkü:
Karşımıza ‘Bir millet, iki devlet’ gerçeği çıktı.
Artık Azerbaycan da Eurovision’da ciddi bir oyuncu.
Bugün Azerbaycan’a giden oyların çoğu eskiden Türkiye’ye geliyordu.
Oylar ‘kardeş payı’ olunca, Türkiye’ye düşen pay da azaldı.
O nedenle TRT, Mayıs 2012’de Bakü’de yapılacak yarışmaya, ülkemize ilk defa Eurovision birinciliği getiren Sertab Erener’i bile gönderse, Türkiye’nin işi zor.
“Ekmek artık aslanın ağzında değil, midesinde” deriz ya, bu da onun gibi bir şey.
Yani görünen o ki Türkiye için ‘Eurovision birinciliği’ artık, ‘Zor dostum zor. Kavuşmamız imkansız’ sürecinde.
TRT yönetimi, işte bu gerçekler ışığında bir karar verecek ve bakalım kimi seçecek?

YSK, AYIP OLUYOR VALLAHi RUSLARA!

Sovyetler Birliği’ndeki kapalı rejim biteli topu topu 20 yıl oldu.
Türkiye Cumhuriyeti kurulalıysa 88 yıl.
Düne kadar komünizmle yönetilen Rusya, bugün Antalya’da yaşayan bir avuç Rus’a oldukları yerde oy kullanma imkanı sunuyor.
88 yıllık Türkiye Cumhuriyeti, yurt dışında yaşayan milyonlarca Türk için bunu yapamıyor.
Rusya, 4 Aralık’ta yapılacak parlamento seçimleri için Antalya’da yaşayan Rusların talebi üzerine Alanya’ya seçim sandığı kurup, oylarını kullanma imkanı sundu, bizde yasası bile çıktı, ama sonuç kocaman bir hiç.
Türkiye’de yaşayan Rus seçmen sayısının ne kadar olduğunu bilmiyorum, ama yurt dışında yaşayan Türk seçmen sayısını biliyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek’in söylediğine göre, dünyanın 154 ülkesindeki Türk seçmen sayısının toplamı 2 milyon 784 bin.
Yurt dışında en çok Türk seçmenin olduğu ülkeyse ‘700 bin’le Almanya. TBMM Başkanı Çiçek bile dertli bu konuda: “Yüksek Seçim Kurulu (YSK) çamura yatıyor bu konuda. Yurt dışında yaşayan Türklerin, yaşadıkları yerlerde oy kullanmaları konusunda gerekli yasayı çıkardık, ama hâlâ hayata geçirmedi bunu YSK. Meclis’te beni ziyarete geldiklerinde de dedim YSK yöneticilerine, yasada bir eksik varsa, onu da tamamlayalım da bu ayıptan kurtulalım.”
Hadi artık YSK, ayıp oluyor Rusya’ya!

‘DEDEMİN İNSANLARI’ YUNANİSTAN’A ULAŞTI

Bu satırları yazarken telefonum çaldı, arayan ‘Dedemin İnsanları’ filminin yapımcılarından Mustafa Oğuz’du.
Oğuz, ‘Dedemin İnsanları’ hakkındaki ‘Dedemin ‘Gavur’ları’ yazım nedeniyle teşekkür etmek için aradı. Mustafa Oğuz, “Madem yazını yazıyorsun, fazla tutmayayım seni” diyerek kısa tuttuğu telefon görüşmemizde, Çağan Irmak’ın mübadeleyle Ege’nin iki yakasında yaşanan dramları anlattığı ‘Dedemin İnsanları’na Yunanistan’dan da talep olduğunu söyledi.
‘Dedemin İnsanları’, Yunanistan’da gösterime girer mi, girerse ekonomik krizle boğuşan ‘komşu’da ne kadar iş yapan bilemem.
Ama anlaşılan o ki, ‘Dedemin İnsanları’nın sesi bir hafta gibi kısa sürede Ege’nin karşı yakasında bile yankı buldu.