Facebook editörleri, Ece Erken’i ‘sahte’ sanıp, siteden atmış. Bu olay bana, 1993’te Trabzonspor’un yaptığı ‘Karadeniz fıkrası’na benzeyen o transferi hatırlattı
Ece Erken, FOX’ta sunduğu “Benimle Eğlenir misin?”de izleyicilerine dert yanıyor: “Biliyor musunuz? Facebook’tan attılar beni. Sahte Ece Erken sanıp atmışlar beni.”
Ece Erken bu konuyu bu denli kendine dert ettiğine göre belli ki Facebook editörleri onunla irtibata geçmeden yapmışlar bu işi.
Facebook editörleri, acaba hangi kriterlere göre karar verdi de, “Senin burada işin yok” deyip, şutladı Ece Erken’i. Öyle ya, o Ece Erken’in gerçek Ece Erken değil de, sahte Ece Erken olduğuna karar vermeleri için ellerinde veri olmalı.
Ya da gerçek Ece Erken’i, “Facebook’ta hesabım yok” diye bir açıklaması olmalı.
Hangi Mehmet?
Ünye’ye gidip, kulüp yöneticileriyle temas kuran yönetici bir sürprizle karşılaşınca hemen yönetimi arar ve aralarında şöyle bir diyalog geçer:
“Bu takımda iki Mehmet var. Biri Büyük Mehmet, diğeri Küçük Mehmet.” “Bize defansta oynayan Mehmet lazım, onu al, gel.” “Ama ikisi de defans oyuncusu.” “O zaman ikisini de al.”
Transfer komitesinin üyesi, Mehmet’ler arasındaki ‘Büyük’, ‘Küçük’ ayrımını not etmediğinden Trabzonspor yönetimi faka basmamak için iki Mehmet’i de transfer eder.
Laz fıkrası falan değil! Yaşanmış ve haber olarak medyaya yansımış bir olay bu!
Facebook editörleri de, Özkan Sümer gibi düşünüp, “Ha kendisi, ha sahtesi, ne fark eder ki?” deyip Ece Erken’i siteden atmış olabilir mi?
Seki’nin imajı ve gerçekler
‘Gözaltı’ olabilir!
Adım gibi biliyorum. O gece bar kapısında saatlerce Seki’yi bekleyen arkadaşlar bana kızacak. Amacım onları kırmak veya kızdırmak değil. Amacım; karda, kışta, sabahlara kadar eğlence mekanları arasında mekik dokuyarak, basının en çileli işlerinden birini yapan arkadaşlara gerçekleri hatırlatmak.
O gece Seki’nin yardım istediği polisler, ona uyuşturucudan yargılandığı için gıcık olmuş ve bu yüzden “Biz karışmayız” deyip, gitmiş olabilir. Ancak yarın öbür gün, bir başkası aynı şekilde yardım istediğinde gelen polisler, “Özel hayatın dokunulmazlığını ihlal ettiniz” diyerek basın mensuplarını gözaltına alabilir.