Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Madem ki Demirer, senin senaryonu araklayıp, ortaya beğenmediğin bir film çıkardı, sıva kolları, çek senaryosunu yazdığın ‘Labmalı Saz’ı Ferdi Tayfur. ‘Berlin Kaplanı’nı izleyenler, bir de ‘Lambalı Saz’ı seyretsin ve kimin haksız olduğuna karar versin

FERDi TAYFUR’UN KAÇIRDIĞI FIRSAT

Ata Demirer’in senaryosunu yazıp, başrolünde oynadığı ‘Berlin Kaplanı’ ile Ferdi Tayfur’un “2010 yılında kendisine yolladım” dediği ‘Lambalı Saz’ın senaryosu arasında bir bağ var mı, yok mu?
En küçük bir bilgim ve fikrim yok bu konuda.
Artık top yargıda.
Peki tek yol mahkemeler midir böyle durumlarda?
Oysa Tayfur’un önünde ‘toplum vicdanı’ gibi daha büyük ve adil bir yargı seçeneği vardı, ama nedense bunu kullanmadı.
Ferdi Tayfur; gençliğinde uğradığı tecavüzü ya da haksızlığı 25-30 yıl sonra gündeme getiren magazin yıldızlarından biri değil.

Haberin Devamı

Hedef ‘ibret-i alem’se!
Tayfur, ilk kez böyle bir şeye kalkıştığına göre, onu bu yola iten haklı gerekçeler olmalı.
Müzik dünyasına adını altın harflerle kazımış bir şarkıcı, basın toplantısı düzenleyip, “Ata Demirer ona gönderdiğim senaryodan izinsiz alıntılar yapıp ‘Berlin Kaplanı’nı yaptı” diyorsa, yarın mahcup duruma düşmemek için sağlam argümanları olmalı.
Tayfur’un, o basın toplantısında, “Ata Bey’den beklentiniz bir özür mü, yoksa filmin gelirinden maddi bir pay mı? Bu toplantıyı niçin yapıyorsunuz?” sorusu üzerine verdiği şu yanıta bakar mısınız?
“Bu toplantıyı bundan sonra kimsenin senaryosu çalınmasın diye yapıyoruz. Benim bundan sonra şöhrete ihtiyacım yok. Bundan sonra yazarım, çizerim. Şarkılarımla, kitaplarımla anılırım. Bu toplantı Ata Demirer’den bir şey istemek için değil, ibret-i alem için yapıldı.”
Türkiye’de yargının ne denli yavaş ilerlediği belli.

Kararı seyirciler versin
Tayfur, madem ki ‘ibret-i alem’ için kalktı atağa, şunu yapsa daha iyi olmaz mıydı acaba?
Tayfur, basın toplantısında, “Arabeskçiyim diye beni küçümsüyorlar. Ben film çekerken Ata daha dünyada yoktu. ‘Berlin Kaplanı’ da iyi film olmamış” dedi.
O zaman Tayfur’un asıl yapması gereken şu olmalıydı:
Madem ki Demirer, senin senaryonu araklayıp, ortaya beğenmediğin bir film çıkardı!
Al sana ‘altın tepsi’de sunulmuş bir fırsat!
Sıva kollarını, çek senaryosunu yazdığın ‘Lambalı Saz’ı.
Üstelik “Olmamış” dediğin ‘Berlin Kaplanı’nın bile ne kadar gişe yaptığına dair somut veriler de var önünde.
Madem çok güveniyorsun senaryona, ne gerek var haklılığını ispat etmek için yıllarca mahkemelerde sürünmeye?
‘Berlin Kaplanı’nı izleyenler, bir de ‘Lambalı Saz’ı seyretse ve kimin haklı, kimin haksız olduğuna ‘toplum vicdanı’ karar verse, ‘mahkeme’nin kararından adil olmaz mıydı?
O zaman kimin ‘hırsız’, kimin ‘iftiracı’ olduğunu daha iyi anlamaz mıydı Türkiye?

Haberin Devamı

RTÜK’ÜN BU CEZALARI CAYDIRMIYOR ONLARI

Bazı televizyon yöneticilerinin herkesi salak, sadece kendilerini uyanık sanıp yaptıkları kurnazlığa dikkat çekmiştim kısa bir süre önce.
‘RTÜK’e soruyorum’ başlıklı yazımdan sonra konunun takipçisi olacaklarına dair uzun bir mektup almıştım Radyo Televizyon Üst Kurulu’ndan.
RTÜK’ün 2012’de aldığı kararlarına baktım, kelimenin tam manasıyla ceza yağdırmış bu programlar ve kanallara.
Ama ne fayda?
Uyanıklar devam ediyorlar yoluna.
Çünkü caydırıcı değil ki cezalar.

Haberin Devamı

İhlal çok, ama ceza tek!
RTÜK Kanunu’nda hangi ihlale ne ceza uygulanacağı belli.
İlk ceza ‘uyarı’.
Buna rağmen ihlal sürerse, kanalın beyan ettiği aylık gelirin yüzde 1 ile 3’ü arasında ceza söz konusu.
Bu kanalların RTÜK’e beyan ettikleri gelirler 1 milyon TL civarında olduğu için genellikle 10 bin TL cezayla geçiştiriliyor konu.
Oysa doğrusu şu:
Nasıl ki Ceza Kanunu’nda işlenen bir suç karşılığında verilen ceza, o suçun tekrarı oranında katlanıyorsa, her bir ihlal için ayrı ayrı ceza uygulaması getirilmeli bu konuda.
Örneğin ‘X’ kanalındaki ‘Y’ programında bir ayda 20 kez yapılıyor ‘gizli reklam’ ihlali.
RTÜK, sanki ihlal o ay içinde bir kez yapılmış gibi bir ceza verip, adeta savuşturuyor konuyu.
İnsanların duygularını istismar ederek kısa yoldan kolay para kazanma peşindeki uyanıklara RTÜK, kaç ihlal varsa, o kadar ceza kesse, sonuç böyle mi olur?
Ayda 100 bin TL kazandığı ‘kıl-tüy-yün ürünleri’nin tanıtımı karşılığında 10 bin TL ceza ödemek zorunda kalınca koymuyor ‘X’ kanalına.
20 ihlal mi yapmış o kanal?
RTÜK, kanunların boşluğundan istifade eden bu kanallara 20 ihlal karşılığında 200 bin TL’den başlayıp 600 bin TL’ye kadar yükselen cezalar kesse, o zaman anlarlar ‘Hanya’yı, Konya’yı’, ama yapan yok ki bunu!