Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yabancıları transferlerde ağır tazminat koşullarına imza atıp, sonra çamura yatanlar, Türk futbolunu yönettikçe, Türklerin futbol dünyasındaki imajı zarar görmeye devam edecek

Fenerbahçe’nin gözden çıkardığı Guiza, Teknik Direktör Aykut Kocaman’a bir haftadır yalvarıyormuş: “Hocam, ne olur beni idmana al.”
Guiza’nın bu isteğine Kocaman’ın verdiği yanıtsa şu:
“Hayır. Sen havuz ve salonda çalışmaya devam et.”
Yabancı futbolcuları ya da teknik adamları, hayatlarında bir daha göremeyecekleri kadar dolar, euro ödeyip alıyoruz.
Hepsini havaalanlarında ‘krallar gibi’ karşılıyoruz.
Adamlar da neye uğradıklarına şaşırıyor, “Ben neymişim be abi” demek durumunda kalıyor.
Verdiğimiz paranın karşılığını alamayınca da hepsine ‘köpek çekiyoruz.’ Şimdi elimizi vicdanımıza koyup, empati yapalım.
Fenerbahçe’nin Daum’a, Aykut Kocaman’ın Guiza’ya yaptığını bir Alman kulübü ya da teknik direktörü Türk’e yapsa, tepkimiz ne olur?
Almanların ne gaddarlığını bırakırız, ne küstahlığını.
Hepsini Nazi yaparız Nazi.
Millet olarak hoşumuza gitmeyecek şeyleri başkalarına niye yapıyoruz?
Daum’a yapılanların Almanları, Guiza’ya reva görülenlerin İspanyolları kızdıracağını niye hiç hesaba katmıyoruz?
Bu konuda ne Daum ‘ilk’ti, ne de Guiza ‘son’ olacak.
Yabancıları transfer ederken sözleşmelerine koydurdukları ağır tazminat koşullarına imza atıp, sonra çamura yatanlar, Türk futbolunu yönettikçe, Türklerin futbol dünyasındaki imajı zarar görmeye devam edecek.
Birkaç, ‘Ben yaptım oldu’cunun yanlışını her zaman olduğu gibi yine 70 milyonluk Türkiye ödeyecek.

Aziz Yıldırım’a değil Trabzonlulara üzül!
Hürriyet’in spor sayfaları, Hürriyet Okur Temsilcisi Faruk Bildirici’nin ortaya koyduğu ilginç tabloya rağmen ‘Sarı Kanarya’dan başka kuş tanımamaya devam ediyor.
Hürriyet’in spor sayfalarında ‘Sarı Kanarya’dan sonra ‘Aslan’, onlardan fırsat kalırsa ‘Kara Kartal’ yer bulabiliyor. Sayfalarda iki sütunluk yer bulabilen Anadolu takımları ise o gün için kendilerini ‘şanslı’ sayıyor.
Trabzonspor Kulübü’nün Başkanı Sadri Şener, bu gerçekten mi yola çıktı, yoksa içinden geldiği için mi böyle söyledi, bilemiyorum.
Şener, Altan Tanrıkulu’nun yaptığı söyleşide şöyle bir laf etti:
“Aziz Yıldırım’a çok üzüldüm. Fenerbahçe, Young Boys maçının son dakikalarında gol yiyince çok üzüldüm. Çünkü çok büyük paralar harcıyorlar. O gol doğal olarak Aziz Yıldırım’ı yıkmıştır. Onu anlayabiliyorum.”
Sadri Şener, şayet ‘Aziz Yıldırım’ı ön plana çıkarayım ki Hürriyet bana geniş yer versin’ düşüncesiyle bu demeci vermişse, diyecek bir sözüm yok.
Ancak Şener, bu sözleri gerçekten inanarak sarf etmişse, o zaman şu soruyu sormazlar mı adama?
“Fenerbahçe’yi, Aziz Yıldırım’ı düşünüp, üzüleceğine, ‘Ne olacak bu Trabzonspor’un hali? Yönetim bir yıldız futbolcu bile transfer edemedi’ diye dert yananlara baksana!”


Futbolun öteki yüzü
Lara, bayrağı değiştirdi sizin haberiniz yok mu?
Manken Lara Surol’la birlikteliğini yalanlayan Beşiktaş’ın İtalyan futbolcusu Mateo Ferrari, Kanyon Alışveriş Merkezi’nde, İtalyan model ve oğlunun annesi Aida Yespica ile görüntülenmiş.
Gazeteler de bunu ‘Ferrari’den U dönüşü’ diye haber yapmış.
Peki Lara Surol’un Ferrari’yle aşkı bitince, Ferrari hızıyla bayrak değiştirdiğinden haberiniz yok mu?
Geçenlerde dizi yapımcısı bir dostumla Arnavutköy’de buluşmuştuk.
İnönü Stadyumu’ndaki hiçbir maçını kaçırmayacak kadar fanatik bir Beşiktaşlı olan dizi yapımcısı, Arnavutköy’deki bir evde sallanan Fenerbahçe bayrağını gösterip, sormuştu:
“Bu bayrağı asanın kim olduğunu biliyor musun?” Bilmiyorum deyince devam etti:
“Adı Ferrari’yle anılan Lara Surol adlı bir manken var ya, onun evi bu. Ferrari’yle ilişkileri sürerken böyle bir bayrak yoktu. İlişkileri bitince Fener’in bayrağını astı.”
Şimdi anladınız mı Ferrari’nin niye ‘U dönüşü’ yaptığını?


Bizim tedavi metodumuz başka!
Alkollü araç kullandıktan sonra şartlı tahliye kurallarını ihlal ettiği için 90 gün hapis cezasına mahkum olan ABD’li oyuncu Lindsay Lohan, 13 gün hapis yattıktan sonra tahliye oldu, ama evine değil, rehabilitasyon merkezine gönderildi.
Cezaevindeki ‘iyi hali’ nedeniyle tahliye edilen Lohan, üç ay boyunca rehabilitasyon merkezinde tedavi görecek. Türkiye’de Lindsay Lohan gibiler yok mu?
Var.
Peki siz onlardan hiçbirinin tahliye edilince evine değil de, rehabilitasyon merkezine gönderildiğini duydunuz mu?
Hayır.
Çünkü bizde tedavi yöntemi başka: ‘Saldım çayıra, Mevlam kayıra.’