‘Giydir Bakalım’ dedi Sinem böyle giydirdi!
“Arka Sokaklar”, “Papatyam”, “Yalancı Romantik” ve “Giydir Bakalım”ın yapımcısı Birol Güven’in şirketi Mint’in Üsküdar’daki merkezi dergah gibi!
Kimi yeni çekilecek bir dizinin cast görüşmesi için geliyor, kimi “Geçiyordum, uğradım” diyor... Kimi, çekilen bir işteki çekincesini gidermek için konuyu masaya getirip, ekibin diğer üyelerinin görüşüne başvuruyor.
Star TV’de yayınlanan “Giydir Bakalım” adlı yarışmanın bugün ekrana gelecek bölümünü de bu vesileyle ben de seyrettim.
“Giydir Bakalım” henüz beklenen reytingi almış değil, ama yarışmanın yurtdışı hakları için Birol Güven’e teklif gelmiş bile...
Yabancılar, gelecek görmedikleri bir projeye yatırım yapmayacaklarına göre “Giydir Bakalım”ın önü açık demektir.
Her hafta yeni dört adayın yarıştığı “Giydir Bakalım”da bu hafta emekli öğretmen Hüseyin Ayverdi, lise öğrencisi Özlem Eker, işsiz kapıcı Ali Alagöz ve işsiz Sinem Salcı var. Bu konuyu ele almama sebep olan da, Alagöz ile Salcı arasında çekimler sırasında yaşanan kavga.
“Giydir Bakalım” her gün bir adayın rakiplerini giydirdiği bir yarışma.
Sinem Salcı, Ali Alagöz’ü kendi zevkine göre baştan aşağı yenileyecek. Bunun için de Alagöz’ün peruk takması gerekecek. Yıllarca kapıcılık yaptığı Bebek’teki işini birkaç ay önce kaybeden evli ve iki çocuk babası küpeli kapıcı, Salcı’nın taktırmak istediği peruğa itiraz edince taraflar arasında şiddetli bir tartışma başlıyor.
Salcı, Alagöz’ü “yumuşak” olmakla suçlayınca ipler daha da geriliyor ve kavga çıkıyor.
Bir sonraki sahnede ise Alagöz’ü yerde sinir krizi geçirirken görüyoruz.
“Giydir Bakalım” gibi sıradan bir yarışmanın bile bu denli gerilim ve şiddet yaratmasını “Reyting ve şöhret tutkusu”na bağlamak mümkün...
Ama şunu da unutmamalı.
İşsizler ordusuna yeni katılan Ali Alagöz, çok yakında sosyal güvencesini tamamen kaybedecek. Ailesine ve kalbi delik çocuğuna bakması daha da güçleşecek.
Sinem Salcı da, son krizde işsiz kalanlardan. Bankadan tüketici kredisi çekerek ameliyat ettirdiği ve bakmakla yükümlü olduğu bir annesi var...
Yani kavga ettirmek için onları yarıştırmanıza gerek yok, zaten dokunsanız patlayacaklar... Ve artık sokaklarda bu insanlardan çok, ama çok var...
Liseli gençlerin müzik aşkı
KASDAV 12. Liselerarası Müzik Yarışması’nın finali cumartesi günü Bostancı Gösteri Merkezi’nde (BGM) yapıldı.
O nedenle cumartesi gününü Bostancı Gösteri Merkezi’nde geçirdim.
Şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki, orada geçirdiğim 6 - 7 saat bana müthiş keyif verdi...
Cumartesi öğleden akşama kadar Bostancı Gösteri Merkezi’nde geçirmemin tek bir amacı vardı, o da liseli gençlerin nasıl müzik yaptığımı gözlemlemekti.
“Düzenleme” dalında 12, “Beste” branşında 14, “Kız Solist” kategorisinde 16, “Erkek Solist” dalında ise 13 lisenin yarıştığı KASDAV’da gördüğüm tablo keyif vericiydi...
Heyecanlı, istekli, coşkulu, pırıl pırıl gençler...
Enstrümanlarını, profesyonel müzisyenleri aratmayacak ustalıkta çalan liseli kızlar, 40 yıllık solist gibi sahne hakimiyeti olan genç solistler...
Branşlarında birinciliği göğüsleyenler İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde burslu okuma hakkı elde edecekler...
Müzikle uğraşan lise öğrencileri için bundan güzel, bundan daha teşvik edici bir ödül olabilir mi?
Keşke Türkiye’de her yıl KASDAV’ınki gibi bir dizi liselerarası müzik yarışması yapılsa...
Keşke bu yarışmalarda dereceye giren gençleri, sadece Bilgi Üniversitesi değil, birçok üniversite bursla ödüllendirse...
Nerede o günler?
Sigara yasağını delen jüri üyeleri
Artık kamuya açık kapalı alanlarda sigara içmek yasak... Bostancı Gösteri Merkezi gibi bir çadırda ise sigara içmek, yasak oğlu yasak... Jüridekilerin yasağı delip sigara içmelerinin lise öğrencilerine kötü örnek olmasından vazgeçtim, bu ciddi bir güvenlik ihlâli...
Bir kıvılcımın koskoca İstanbul Gösteri Merkezi’ni birkaç dakikada ne hale getirdiği ortada. Orası boşken yandığı için can kaybı olmadı, ama bazı jüri üyelerinin sürekli sigara içtiği Bostancı Gösteri Merkezi’nde cumartesi günü binlerce öğrenci ve ailesi vardı. Şaka gibi ama o gün salonda pipo içen jüri üyesi bile vardı.