Hakan Şükür’ün TRT 1’de futbol yorumculuğuna başlaması nedeniyle hakkında yazdığım bir yazıya gelen e-postalardan biliyorum, “Kral”ı yazdığım için yine o cenah beni e-posta yağmuruna tutacak.
Başta söyleyeyim: Hakan Şükür hakkında yazı yazdığım için hakkımda kim ne düşünür ve yazarsa, onun bin katını ben de onlar için düşünüyorum.
Bu böyle biline... Gelelim “Kral”ın son meselesine.
TRT, aylık dergisi Televizyon’da “Kral”ı kapak yaptı ve derginin içinde de Hakan Şükür’le yapılmış bir söyleşiyi kullandı.
TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’in basın müşaviri Birol Uzunay’ın yaptığı söyleşide Hakan Şükür, “Basında sizinle ilgili çıkan haberleri takip ediyor musunuz? Etkileniyor musunuz?” sorusuna bakın nasıl bir yanıt verdi:
“Avrupa’dan geldikten sonra gazete okumamaya başladık. Öyle bir prensip kararı aldık yurtdışından geldikten sonra. Bunun nedeni de anlattığım şeyler.” Uzunay’ın “Şu an okumuyor musunuz?” sorusuna “Kral”ın verdiği yanıt ise şöyle:
“Hayır, şu anda okumuyoruz.”
Hakkında atılan manşetlere kızdıkça, “O gazeteleri almayın” diyen bir başbakanın yönettiği bir ülkede “Kral” unvanını hak etmiş bir futbolcunun kendisini üzen haber ve yorumlar nedeniyle gazeteleri protesto edip, okumaması kadar doğal ne olabilir ki!
Kirpi Reşat ile Fırıldak Tahir’in intikam savaşı
Bir yanda, parasızlıktan bir türlü eczane açamadığı eczacı bir eşi ve üniversite çağındaki oğlu olmasına rağmen hayatta bir baltaya sap olamamış, bir yanı hâlâ çocuk kalmış, diplomalı işsiz bir adam…
Diğer yanda bir eşi, hamile bir metresi, bir de sevgilisi olan cast ajansı sahibi düzenbaz bir adam…
Hayattaki tek işi, gıcık kaptığı insanlara sinsi planlar yapmak ve onları hayata geçirip, karşı tarafı zor duruma düşürmekten müthiş keyif alan Kirpi Reşat ile insanları dolandırmayı meslek edinmiş Tahir Yaman’ın yolu telefon faturası ödemek için gittikleri postanede kesişir.
İkili arasındaki sıra tartışması zamanla acayip bir intikam savaşına dönüşür.
Artık onlar için “İntikam, soğuk yenen bir yemektir”…
Çarşamba akşamı Astoria Cinebonus’taki galasında izlediğim “Kirpi”, Reşat Şaşmaz (Mazhar Alanson) ile Tahir Yaman’ın (Güven Kıraç) intikam için birbirlerine yaptıkları eşek şakaları ve bunların ardından yaşananları anlatan bir komedi.
Bugün vizyona giren “Kirpi”, içinde barındırdığı birçok eleştirilecek şeye rağmen son zamanlarda seyrettiklerim arasında beni en çok güldüren film oldu.
Bu repliği gençler çok sever“Süper Baba”, “İkinci Bahar”, “Yabancı Damat” gibi dizilerin yazarı merhum Sulhi Dölek’in aynı adlı kitabından Erdal Murat Aktaş’ın beyazperdeye aktardığı “Kirpi”deki Tahir Yaman’ın telefon kapatma yöntemi de dikkat çekici.
Tahir Yaman’ın her seferinde, “Suratına kapatıyorum. 3, 2, 1” diyerek telefonu kapatmasının filmi izleyen gençler arasında moda olacağı kanaatindeyim.
Filmde Tahir Yaman’ın eşi Nergis’i oynayan Zuhal Topal’ın ortaya müthiş bir karakter çıkardığını da vurgulamadan geçemeyeceğim.
Magazin gazeteciliğinden emekli Tahir Yaman’ın, “Filmdeki Tahir Yaman benim” diye demeç vermesini de anlayamadım. Çünkü filmdeki Tahir Yaman matah biri değil ki!
Adam sahtekârın, fırıldağın teki…
Tahir Yaman, “O adam benim” diyeceğine, kitap yayınlandığında bir dönem birlikte çalıştığı Sulhi Dölek’e gidip, “Abi bana bakıp, böyle bir karak-ter mi yarattın?” diye sitem etmeliydi…