Kanal D’nin ve ekranların reyting rekortmeni dizisi “Yaprak Dökümü” tutkunlarını, özellikle de “Ali Rıza Bey”i sevenlerin yakından ilgileneceği bir haber bu...
“Yaprak Dökümü” dizisinde başarıyla canlandırdığı “Ali Rıza Bey” tiplemesiyle oyunculukta adeta ikinci baharını yaşayan Halil Ergün, kısa bir süre önce hiçbir sağlık sorunu olmamasına karşın genel bir sağlık kontrolü yaptırmaya karar verdi.
Ergün, check-up yaptırmak için Florence Nightingale Hastanesi’nden randevu aldı. Doktorlar Ergün’ün testlerinden kalp damarlarında bir sorun tespit edince sanatçıya anjiyo yaptı.
Ergün’e anjiyo yapan doktorlar, kalp ana damarlarından birinde üç daralma tespit etti. Halil Ergün, genel bir sağlık kontrolü yaptırmak için gittiği hastaneden kalp damarlarının birine üç stent taktırarak çıktı.
Hastaneden çıktıktan sonra dinlenmek için Kuşadası’na giden Ergün’e geçmiş olsun demek için aradım, ama o bambaşka bir yerdeydi.
Ergün, bir film işi için Azerbaycan’ın başkenti Bakü’deydi ve keyfi yerindeydi...
Kalp damarlarının birindeki üç tıkanıklığın, sağlık sorunu yaşamadığı bir dönemde, genel bir kontrol yaptırmaya gittiği hastanede ortaya çıkması ve doktorların erken müdahalesinin kendisi için büyük bir şans olduğunu söyleyen Ergün, “Şimdi turp gibiyim” dedi.
Bu vesileyle Ergün’e bir kez daha geçmiş olsun diyorum.
Avşar, TMSF’ye açtığı asıl davayı kaybetmedi
Hafta sonu mini bir iş seyahatindeydim. Dün de yazdığım gibi Düzce Belediyesi’nin “İpsiz Recep” dizisi için yaptırdığı platoyu görmeye gittim.
Bu esnada Hülya Avşar’ın, malvarlığına tedbir koyduran TMSF aleyhine açtığı davanın reddedildiğine ilişkin haberler yer alınca telefonum çalmaya başladı.
“TMSF, Hülya Avşar’a haksızlık yaptı diye yazdın, ama mahkeme TMSF’yi haklı buldu. Avşar’ın, malvarlığı üstündeki tedbir kaldırılsın diye açtığı dava reddedildi” diye takılanlar bile oldu. Avşar’ın, TMSF’nin hakkında aldırdığı haciz kararlarına ilişkin İstanbul 6’ncı İdare Mahkemesi’ne yaptığı itirazın reddedildiği doğru.
Ama bu Avşar’ın TMSF aleyhine açtığı davayı kaybettiği demek değil. Çünkü Hülya Avşar’ın TMSF’ye açtığı asıl dava Danıştay’da... Yerel mahkeme de zaten taraflar arasındaki asıl dava nedeniyle Avşar’ın hacizi durdurun talebini reddetti.
Avşar’ın yerel mahkemeler nezdinde itiraz ettiği böyle 3-4 dava daha var. Büyük ihtimalle o mahkemeler de, ana dava sonuçlanmadığı için Avşar’ın itirazını reddedecek. Hülya Avşar’la TMSF arasındaki ihtilafı çözecek olan asıl karar Danıştay’daki davadan çıkacak.
Danıştay da bu konudaki 5-10 gün içinde verecek. Şayet Danıştay, TMSF’yi haklı bulursa Avşar o zaman bu davayı kaybedecek.
Ancak Danıştay’ın bu konuda Avşar’ı haklı, TMSF’yi haksız bulduğu bir karar var. Avşar’ı TMSF karşısında atağa geçiren de zaten bu karar. O karar ortada dururken Danıştay’ın bu kez aynı davada aksi yönde karar vermesi zor. Verirse de Avşar, bu kez davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götürecek.
“Recep İvedik 2” de rekor kıracak bir film!Türk sinemasının gişe ve hasılat rekorunu elinde bulunduran “Recep İvedik”in ikincisi yolda. 13 Şubat’ta yani karne tatilinde vizyona girecek “Recep İvedik 2”nin fragmanı ise çoktan görücüye çıktı.
O fragmanı izlemeden önce “Recep İvedik 2”nin ilki kadar gişe yapacağı konusunda az da olsa şüphem vardı. Fragmanını izledikten sonra o şüphem ortadan kalktı.
Çünkü Şahan Gökbakar, “Recep İvedik”le iyi bir “damar” yakaladı. Bu film de, sokağın nabzını yansıtan o “damar”dan.
Fragman, torununun artık bir baltaya sap olmasını, bir işe girip para kazanmasını isteyen babaannenin sitemiyle başlıyor. “Recep İvedik” ona, “Şu an ekonomik kriz var. Ayrıca benim DNA’mda çalışmak diye bir şey yok” diye karşılık verince, babaanne isyan ediyor:
“Hayvan herifin tekisin. Hangi mandıradan aldık seni bilmiyorum ki.” Fragmandan bir başka sahne:
“Recep İvedik 2”de para kazanmak için her işi deneyen “Recep İvedik”, karşısında bir grup Japon iş adamını görünce bir adım öne fırlıyor ve şöyle diyor: “Benim Japoncam da iyidir. Orama koma, burama ko!”
Bu filmin de rekor kıracağı fragmanından belli.