Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Veysel Eroğlu’nun yaptığı ‘Hasankeyf’i kurtaralım’ çağrısı sanatçıların samimiyet testi adına önemli bir sınav. Eroğlu’nu mahçup etme adına sanatçıların birkaç konser vermeleri yeterli

Eğriye eğri, doğruya doğru; şimdiye kadar bu köşeden defalarca eleştirdiğim Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, “Hasankeyf’i kurtarmak isteyen elini cebine atsın” derken haklı.
Eroğlu’nun Ilısu Barajı ve Hasankeyf’te incelemelerde bulunduktan sonra yaptığı açıklama şu:
“Hasankeyf’i kurtarmak isteyen sanatçılarımız, ellerini ceplerine atsınlar. Sadece konuşmakla olmaz. Onlardan maddi destek de bekliyoruz. Bütün önerilere açığız. Burayı hep birlikte kurtaralım.”
“Hortumcu bankacılara milyarlarca dolar kaptıran, her şeye para bulan devlet, Hasankeyf’e bulamıyor mu?” diyenler olabilir. Böyle düşünenlere diyecek bir sözüm yok. Ancak Veysel Eroğlu’nun yaptığı bu çağrı, “Hasankeyf’i kurtaralım” diyen sanatçıların samimiyet testi adına önemli bir sınav gibi.
Yok öyle, ‘Halep’te beş arşın zıplamıştım’ diye boş yere hava atmak.
Halep oradaysa arşın burada.
Zıplayın da ölçelim durumu yani.
Ayrıca sanatçıların Hasankeyf’i kurtarmak için ellerini ceplerine atmasına da gerek yok. Bu konuda yapabilecekleri başka şeyler var çünkü.
Hasankeyf’i kurtarma konusunda samimi olduklarını gösterme adına yapacakları şu:
Her fırsatta sanatçılara çakan Veysel Eroğlu’nu mahcup etme adına da olsa Hasankeyf için birkaç konser yeterli.

Haberin Devamı

Hasankeyf’i kurtaralım konserleri
Şimdiye kadar “Hasankeyf’i kurtaralım” diyen sanatçılar da belli. Hatırladığım kadarıyla bir Tarkan var, bir Sezen Aksu, bir de Bulutsuzluk Özlemi.
‘Minik Serçe’ daha yeni bir operasyon geçirdiği için mazeretli.
Ancak Tarkan ve Bulutsuzluk Özlemi gibi çevre, tarih ve doğa konusunda duyarlı sanatçı ve grupların Hasankeyf’i kurtarma adına düzenlenecek konserler için mazeret beyan edeceklerini sanmıyorum.
Haydi Türkiye’nin önde gelen organizatörleri ve menajerleri. Çevre ve Orman Bakanı’nın bu çağrısına kulak verin ve Hasankeyf’i kurtarmak için konserler düzenleyin. Konser verme imkanı olmayan sanatçılar maddi destek versin, Hasankeyf’in kurtarılmasını isteyen müzikseverler de, konserler için verecekleri bilet paralarıyla bu kutsal amaca hizmet etsin.
Unutmayın ki bu amaçla düzenlenecek her konser; yapılacak her bağış, sadece Hasankeyf’i kurtarmayacak, “Hasankeyf’i kurtarmak isteyen sanatçılarımız, ellerini ceplerine atsınlar. Sadece konuşmakla olmaz” diyen Veysel Eroğlu’na da okkalı bir cevap olacak.
Şayet sanat dünyası altın tepside sunulan bu fırsata rağmen Hasankeyf’i kurtarmak için kılını kıpırdatmazsa, o zaman da Veysel Eroğlu haklı çıkacak.


‘PORTAKAL’IN JÜRİSİ NİYE SESSİZ KALDI?
‘47’nci Altın Portakal Film Festivali’nde ‘En İyi Film Müziği’ ödülünü kazanan ‘Kar Beyaz’ filminin müzikleri kimin?
Habertürk yazarı Murat Bardakçı, hafta başında, “Çalıntı besteye Altın Portakal” başlıklı bir yazı yazdı. Bardakçı’nın iddiasına göre aslında o müzikleri Uğur Işık yaptı, ama jüri ödülü Mircan Kaya’ya verdi.
‘Kar Beyaz’ın yapım şirketi Ağustos Film adına Nur Güneş, yaptığı yazılı açıklamayla Bardakçı’nın iddialarını yalanladı ve konuyu yargıya taşıyacaklarını vurguladı.
Bu konuda kim haklı, kim haksız bilmiyorum; ama bildiğim bir şey var, o da şu: “Antalya’da Kusturica olayından daha büyük bir skandal yaşandı. Jüri, ‘En İyi Film Müziği Ödülü’ne ‘Kar Beyaz’ı layık gördü ve ödülü Mircan Kaya’ya verdi” diye yazan Bardakçı, ‘47’nci Altın Portakal’ın jürisine haksızlık etti.
Jüri üyeleri dedektif değil ki, önlerine gelen her eserin, beyan edilenlerce mi, yoksa başkaları tarafından mı yapıldığını araştırsın?
‘Altın Portakal’, kuralları önceden belirlenmiş bir yarışma.
Yapımcılar, ‘Altın Portakal’ın formlarını doldurup, yarışmaya katılıyor. Doldurulan formda yapılan yanlışlar, jüriyi değil, yapımcıyı bağlar. AKSAV’dan ‘Kar Beyaz’ın formunu aldım.
Ne yazıyor ‘Kar Beyaz’ın ‘Müzik’ kısmında? Mircan...

Haberin Devamı

Jüri üyeleri dedektif değil ama...
Mircan Kaya, Bardakçı’nın iddia ettiği gibi viyolonselci Uğur Işık’ın eserlerini kendi yapmış gibi göstermiş olabilir mi?
Başbakan’ın dediği gibi, “Velev ki öyle”, bunda jürinin kabahati ne? Murat Bardakçı bu olayı pazartesi günü yazdı.
Sıcağı sıcağına bu topa girmememin sebebi de şu: Bekledim ki, jüri üyelerinden biri de çıksın ve Murat Bardakçı’ya şunları söylesin: “Hiçbirimiz dedektif değiliz. Biz, izleyip, değerlendirdiğimiz filmlerin künyelerini esas alırız ve yapımcılarının beyanlarına bakarız. ‘O müzikleri ben yaptım’ diyen Uğur Işık, ‘Kar Beyaz’ın müziği ödül alıncaya kadar neredeydi?”
Bugüne kadar Bardakçı’ya bunları söyleyecek bir jüri üyesinin çıkmaması ilginç değil mi?
Yoksa jüri üyeleri Antalya’dan ayrılırken şöyle bir prensip kararına mı vardı? “Portakal, orada kal... Öküz öldü, ortaklık bitti.”