‘Her Şeye Rağmen’ sadece gerçekler...
“Zaman en iyi ilaçtır” gerçekten de çok sevdiğim bir laftır…
Bakmayın siz “filmin başı”nda “kötü” ile “iyi”nin aynı kefeye konmasını, “eğri”ye “doğru” muamelesi yapılmasına…
Önemli olan “filmin sonu”…
Eninde sonunda “ak”la “kara”, “eğri”yle “doğru” arasındaki fark çıkar ortaya…
Geçenlerde bir yazı yazmıştım atv’nin iddialı dönem dizisi “Her Şeye Rağmen”le ilgili…
İnternet sitelerindeki okuduğum “Her Şeye Rağmen dizisi bitiyor” haberleri ve o haberlere yapılan okur – izleyici yorumları üzerine yazmıştım o yazıyı...
Dizinin takipçilerinin de şikayetçi olduğu, gününün değiştirilmesi, geç saatte yayınlanması ve reklamlarla sıkça bölünüyor olmasının bu sonu kaçınılmaz kıldığını anlatmıştım.
İnternetteki o haberleri gerçekten görmeyen ya da görmezden gelen atv yönetimi benim yazımdan sonra hemen atağa geçti.
Medyaya hemen bir açıklama servis edildi…
“Hayır, dizimiz bitmiyor” açıklamasına internet sitelerinin çoğu balıklama daldı.
Kim haklı, kim yalancı?
Peki sonra ne oldu?
“Her Şeye Rağmen” dizisiyle ilgili son yazımı şu cümleyle noktalamıştım:
Zaman en iyi ilaçtır. Bakalım zaman kimi haklı çıkaracak?
Ve filmin sonu:
Ne yönetmen, ne senaryo değişikliği ne de medyaya servis edilen “Dizi aşkı, gerçek oldu” haberleri “Her Şeye Rağmen”i kurtarmaya yetmedi…
atv yönetiminin, “Yeni bir yönetmen ve daha da ilginç hale gelecek senaryo ile dizimiz tam gaz sürecek” diye açıklama yaptığı “Her Şeye Rağmen” dün akşam ekrana veda etti...
O yazıyı yazdığımda dizinin altıncı bölümü gelecekti ekrana...
“Yok böyle bir şey, yazılanlar yalan” diyen açıklama yapan atv, diziyi kaçıncı bölümde bitirdi?
9. bölümde...
“Zaman en iyi ilaçtır” sözünü bu denli sevmemin sebebi de işte bu:
Zaman er ya da geç, kimin “doğru”, kimin “yalan” söylediğini bütün çıplaklığıyla ortaya koyuyor çünkü...
Emre Aydın’ın Konya konseri
Mayıs ayının sonuna yaklaştık, ama mevsim hâlâ “kış formatı”nda...
Emre Aydın’ın Koç Fest kapsamındaki son konseri için Konya’ya gittiğimizde de öyleydi hava...
Gündüz parçalı, bulutlu, serin...
Gece ise buz gibi...
Selçuk Üniversitesi’nin stadını dolduran binlerce genç, böylesine soğuk bir havada bekledi Emre Aydın konserini... Emre Aydın, söylediği şarkılarla adeta geceyi ısıttı...
Gençler o gece sadece Emre Aydın’ı dinlemekle kalmadı.
Koç Fest’in takipçilerinden şanslı olanlar Emre Aydın’ın “Tam Dört Yıl Oldu Bugün”ün klibinde kendilerini gösterme fırsatı yakaladı.
Süreç Film’in iddialı dizileri
“Yahşi Cazibe” ve “Sihirli Annem” gibi dizilerin yapım şirketi Süreç Film, iki yeni projeye daha başladı...
Yapımcı Ali Gündoğdu, dizilerden “Kalbim Seni Seçti”yi atv, Evrim Akın’la İnci Türkay’ın oynayacağı sitcom’u tv8 için çekeceklerini söyledi.
“Kalbim Seni Seçti” adlı gençlik – drama dizisinin yönetmenliğini Hakan Gürtop üstlenecek.
Süpervizörlüğünü Ziya Öztan’ın yapacağı dizinin senaristi Gül Abus Semerci...
İnci Kırhan Gündoğdu ile Asena Bayhan Bülbüloğlu’nun yapımcılığındaki dizide şu oyuncular rol alacak.
Sermiyan Midyat, Ebru Cündübeyoğlu, İdil Fırat, Gürbey İleri, Ozan Osmanpaşaoğlu, Ezgi Eyüboğlu, Muhammet Uzuner, Hülya Darcan, Burçin Oraloğlu, Burhan Şeşen, Cansu Dağdelen, Hazal Filiz Küçükköse, Batur Belirdi, Funda İlhan, Melis Babadağ.
Dizinin konusu ise şöyle:
Ebru Cündübeyoğlu’nun canlandıracağı zengin kızı “Handan” eğlenmek için gittiği barda hayatının aşkıyla karşılaşır.
Sermiyan Midyat’ın hayat vereceği gitarist “Ömer”, “Handan” gibi varlıklı değildir. “Handan”ın babası bu ilişkiye karşı çıkar, kızını mirasından men etmekle tehdit eder.
Ancak “Handan” serveti elinin tersiyle itip “Ömer”le evlenir.
Çiçeği burnunda çift, Muğla’ya yerleşir. Çok geçmeden “Emre” adlı bir çocukları olur.
Çiftin mutluluğu “Emre”nin bir anda sırra kadem basması ile bozulur.
“Handan”, sinir krizi geçirip kocasını bıçaklar, ardından akıl hastanesine yatırılır. Babası “Handan”ı alıp İstanbul’a götürür.
Aşkla başlayan evlilik, nefret ve küskünlükle son bulur.
Bir müddet sonra “Ömer”, oğlu “Emre”yi bulur, ama evladının elinden alınacağı korkusuyla bunu “Handan”dan gizler. Bu arada hamileliği gibi doğurup “Kaan” adını verdiği ikinci oğlunu da “Handan”, “Ömer”e söylemez.
“Ömer” ve “Handan”ın oğulları büyüyünce bir araya gelmesi ve gerçekleri öğrenmeleri yeni bir aile dramına sebep olur.
Çıkış yapan sanatçı!
1995: Serdar Ortaç.
1996: Sibel Alaş, Mirkelam.
1997: Özlem Tekin, Yaşar.
1998: Reyhan Karaca, Murat Göğebakan.
1999: Elif Karlı, Atilla Taş.
2000: Hilal Cebeci, Ciguli.
2001: Hande Yener, Cenk Eren.
2002: Petek Dinçöz.
2003: Nez, Uğur Murathan.
2004: Lara, Gitarcı.
2005: Zeynep Casalini, Yalın.
2006: Yıldız Kaplan, Ferhat Göçer.
2007: Atiye, Murat Boz.
2008: Sıla, Ekrem Düzgünoğlu.
2009: Murat Dalkılıç.
2010: Yusuf Güney.
2011: Berkay.
Kral TV’nin kurulduğu günden bu yana, yani 17 yılda “Çıkış Yapan Sanatçı” ödülüne layık gördüklerinin listesi bu…
Aylar önce Kral TV’deki toplantıda Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akbay’a da, ekip arkadaşlarına da anlattım, yıllardır süren bir yanlışı…
Anlattıklarımdan sonra hepsi ikna oldu, “Haklısın, hemen düzeltelim” dediler, ama boşuna…
Kral TV’nin gecesinde baktım yine ekranda aynı vurgu:
“Yılın Çıkış Yapan Sanatçısı.”
“Sanatçı”lık bu kadar basit yani…
Bir albüm ya da single çıkardın mı tamamdır.
Yok ya!
Kral TV’den “Çıkış Yapan Sanatçı” olarak ödül alanlardan kaçı - bırakın isminden önce eseriyle anılır hale gelmesini - müzik dünyasında tutunabildi? Yıllarını müziğe vermiş bir yığın şarkıcı bile bu sıfata layık görülmezken, sektöre “merhaba” diyenlere, “Sanatçı” denmesi niye?
“Gezegen” ve ekibi, öyle sanıyorum ki, bunca laftan sonra bu listeye bir kez daha göz atınca ne demek istediğimi daha iyi anlayacaktır.