Çizgili A4 kağıda yazılmış bir mektup aldım Kadir Kameroğlu’ndan… Önce o mektuba yer vermek, ardından da Kameroğlu’yla yüz yüzü yaptığım görüşmede aldığım notları paylaşmak istiyorum.
“Sayın Ali Eyüboğlu,
ÇiVRiL’DE YAPTIRDIĞI 10 ESER
1 Kadir Kameroğlu İlkokulu
2 Kadir Kameroğlu Kız Meslek Lisesi
3 Nevişet (Eşi) Kameroğlu Ortaokulu
4 Nevişet Kameroğlu Aile Sağlığı Merkezi
5 Rasime (Annesi) Kameroğlu İlkokulu
6 Rasime Kameroğlu Merkez Anaokulu
7 Ali (Babası) Kameroğlu Camii
8 Ali Kameroğlu Merkez Anaokulu
9 Kameroğlu Kardeşler Cumhuriyet İlkokulu
10 Rasime Ana Kameroğlu Camii ve Külliyesi
Kadir Kameroğlu’nun, bunların yanı sıra Çivril Anadolu Teknik Lisesi ve Endüstri Meslek Lisesi, Çivril Huzurevi, Çivril Devlet Hastenesi ek binasıyla hastanenin diyaliz üniteleri, Çivril Irgıllı kasabası ilkokulu ve ortaokulunun da yapımına ciddi katkılar sağladığını belirtmeliyim.
OKUYAMAMANIN HINCINI OKUL YAPTIRARAK ÇIKARIYOR
Doğup büyüdüğü kasabaya bu kadar eser yapan, yaptığı bu harcamaları vergiden düşmeyen bir hayırseverin ayağına gidilip eli öpülmez mi?
Ben de öyle yaptım.
Cuma günü gazetedeki işimi bitirince soluğu Kapalı Çarşı’da aldım.
Kapalı Çarşı’nın girişindeki tarihi hanın kapısında ‘Dostlar Meclisi’ yazan küçücük bir odasında buldum Kadir Kameroğlu’nu…
65 yaşına gelince işlerini çocuklarına devreden, kazandığı kira gelirlerini hayır işlerinde harcayan 2002 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından ‘Devlet Üstün Hizmet Madalyası’yla ödüllendirilen 80 yaşında, ama hâlâ hizmet aşkıyla dolu Atatürkçü bir Müslüman…
Odasının duvarları Atatürk posteri, gümüşle yazılmış Kur’an ayetleriyle dolu, yanı başında seccadesi olan Kameroğlu, “Hiçbir cemaate mensup değilim. Bu yaşıma kadar şahitlik de dahil mahkemeye hiç gitmedim” dedi.
Yılın 6 ayını İstanbul’da, 6 ayını memleketi Çivril’de geçiren ve orada otomobil yerine her yere bisikletle giden Kameroğlu, sohbetimizin sonunda şöyle bir laf etti:
“Üç oğlum, bir kızım, 13 torunum var. Oğullarım Hüsamettin, Alaattin ve Adem, kuyumculuk ve inşaatçılık yapıyor, kızım Aliye, Antalya’da doktor. Şayet çocuklarım da rıza gösterirse, yaptırdığım eserlerin giderlerinin karşılanması için servetimi de vakfedeceğim.”
15 yaşında şapka dikerek başladığı iş hayatını 1969 yılında Karadeniz Ereğlisi’nde kuyumcu dükkanı açarak ve 1980’de geldiği İstanbul’da Kapalı Çarşı’da altın toptancılığı yaparak sürdüren işadamına sordum, bu eserleri hangi parayla yaptırdığını.
“Bir kısmı Kapalı Çarşı’da dükkan olmak üzere kirada yerlerim var. Oralardan gelen paralar biriktikçe yaptırıyorum. Ben okuyamadım, okuyamamanın hıncını okul yaptırarak ve kurduğum vakıfla her yıl 150 – 200 civarında üniversite öğrencisini okutarak çıkarıyorum. Hayır işleri yaptıkça moral buluyor, gençleşiyorum.”
ERDOĞAN’A SÖZ VERDi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanlığı döneminde Çivril’deki bir konuşmasında hemşehrilerinin önünde Kadir Kameroğlu’ndan 7 tane daha okul yaptırmasını istedi. Kameroğlu, “Yaşadığım müddetçe ülkeme hizmet edeceğim. Üstelik bu yatırımları, bugüne kadar olduğu gibi bundan böyle de vergiden düşmeden yapacağım. Yaptırdığım son Kur’an kursunu devlete bağışlarken sözleşmeye, “Sınıflarında Atatürk resmi, kapısında Türk bayrağı görmezsem, bağışımı geri alırım” diye yazdırdım. Benim çizgilerim belli. Hiçbir cemaate mensup değilim. Atatürkçüyüm ve dini bütün bir insanım. Sosyal içerikli hizmetler vermek ve bunların fotoğraflarını izlemek bana onur ve güven vermektedir” dedi.