Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Açıkladığı gizli belgelerle Amerika’nın ipliğini pazara çıkarmaya ve dünyayı sarsmaya devam eden Wikileaks’ın patronu Julian Assange gibi olanaklar yok elimin altında.
O nedenle Amerikalı yapımcılarla onların çektiği filmleri Türkiye’ye getirip vizyona sokan Türk filmciler arasındaki görüşmelerin ve yazışmaların belgelerini yayımlayamıyorum.
Ancak Hollywood filmlerini Türkiye’de gösterime sokan film ithalatçılarının konu hakkındaki düşüncelerini ve gişe rakamlarının ortaya koyduklarını sizlerle paylaşıp, bunların üstüne fikir yürütebilirim.
Sinemaseverlerin son yıllarda yerli filmlere karşı büyük ilgi duyduğu bilinen bir şey.
Box Office Türkiye’nin verilerine göre 2005 yılında Türk filmlerini toplam 11.457.034 kişi izledi.
2010’un 11 ayında yani 30 Kasım 2010 tarihi itibarıyla yerli film izleyici sayısı yüzde 170 artışla 19.406.289’a ulaştı.
2005’ten 30 Kasım 2010 tarihine kadar Türkiye’de gösterilen yabancı filmlerin gişesindeki artış yüzde 10 civarında kaldı.
2005 yılında 16.327.593 olan yabancı film izleyicisi 2010’un
11 ayında 17.917.224 oldu.
2005 yılında 29 yerli, 194 yabancı filmin, 2010’da ise 59 yerli filme karşılık 170 yabancı filmin vizyona girdiğini de belirtmekte fayda var.
Bu da her geçen yıl Türkiye’de vizyon gören yabancı film başına düşen pastanın ne denli küçüldüğünün göstergesi.

Haberin Devamı

HOLLYWOOD’UN GÖZÜ TÜRKİYEDE
ABD’li yapımcılar soruyor: “Türkiye’de neler oluyor?”
Haliyle bu tablo Amerikalı filmcilerin dikkatini çekti ve Türk partnerlerine, Türkiye’de neler olup bittiğini sormaya başladı.
Film ithalatçılarının iş yaptığı Amerikalı yapımcılara verdiği yanıtlar şöyle:
Türkiye’de film izleyici profili değişti.
Türkler, çekilen yeni Türk komedilerini ve filmlerini kendine daha yakın buldu.
Bush’un uyguladığı dış politika ve Irak savaşının Amerika’ya karşı yarattığı öfke insanları Amerikan filmlerinden uzaklaştırdı.
Amerikalı filmciler, bu yanıtlardan sonra kaderlerine razı olup, hiçbir şey yapmadan durur mu?
Sanmıyorum. Kanaatim o ki, dünya müzik endüstrisinin altın kuralı, sinemada da uygulanacak.
Nasıl ki dünya müzik endüstrisinin büyük aktörleri, müzik pastasından ‘aslan payı’nı yerli müziğin aldığı ülkelere, yabancı müzik ihraç ederek değil, o ülkenin yerel müzik şirketlerini satın alıp, yerel pazarı yerel müzikle ele geçirdiyse, benzer bir durum sinema için de söz konusu.
Yakında Amerikalı yapımcıları, Türk yapımcılarla ortak Türk filmi çekerken görürseniz sakın şaşırmayın.
Gelen bilgiler Türklerin yerli filmlere gösterdiği ilginin, Amerikalı yapımcıların iştahını kabartmaya başladığı yönünde çünkü.

Haberin Devamı

DÜNYANIN NERESİNDE BÖYLE GİRİŞİMCİLER VAR?
Türklerin bilinen bir icadı yok. Türkiye’nin dünya çapında bir markası yok. Bunların hepsi kabul. Ama şu da bir gerçek.
Yurdum insanı ‘yaratıcı fikir’ konusunda süper.
Gazetelerde okumuş, televizyonlarda izlemişsinizdir, pazar günkü sınav manzaralarını.
Son KPSS’de kopya çekildi ya, devlet bu sefer işi sıkıya aldı.
Güvenlik görevlileri adayların kolyelerini bile çıkarttı.
Sınava bir yakınıyla ya da özel otomobiliyle gelmeyenler ne yapacak yanındaki eşyaları?
Yurdum insanı hemen çaresini buldu: “Özel eşyalarınız 1 TL’ye emanete alınır.”
Dünyanın neresinde vardır böyle bir hizmet?
Dünkü gazetelerde vardı.
Adana’da Betül K. adlı bir kadın satıcısı, ‘Yılın girişimcisi’ olarak ödül alabileceği bir yöntem geliştirmiş.
Betül K. yanında parası olmayan erkeklere, kredi kartına 10 taksitle ‘fuhuş’ imkanı sağlamış.
Söyler misiniz Allah aşkına dünyanın hangi ülkesinde böyle bir girişimci ve parası olmadığı halde taksitle seks yapan insanlar vardır?

Haberin Devamı

KiME iNANACAĞIMIZI ŞAŞIRDIK
Önce: “Grup Yorum, Has Parti için şarkı besteledi.”
Sonra: Grup Yorum: “Bu bilgi tamamıyla gerçek dışı ve asılsızdır.”
Önce: “Tarkan, Murat Aktaş’ın çekeceği ‘Gelincik Sesleri Çanakkale’ filminde ‘Bekir Çavuş’u adlı keskin nişanlıyı oynayacak.”
Sonra: Tarkan’dan açıklama: “Böyle bir şey kesinlikle doğru değil.”
Önce: “Bazı Kürt örgütleri, Ahmet Kaya’ya çatal kaşık atanlar arasında olduğu gerekçesiyle Ebru Gündeş’in İsveç’teki konserinin iptal edilmesi için İsveç Devlet Tiyatrosu’na baskı uygulamaya başladı.”
Sonra: İsveç Ulusal Turne Tiyatrosu’ndan yapımcı Figen Solmaz: “Olmayan bir tepkiyi varmış gibi göstermek gazetecilik ilkelerine aykırıdır.”