Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları



HÜLYA iLE AYŞE HELALLEŞiR Mi

Hülya Avşar’la Ayşe Özyılmazel birbirleri hakkında karşılıklı dava açmışlardı.
Önce Avşar, Özyılmazel’in hakkında yazdıkları nedeniyle dava açmıştı.
Ardından Özyılmazel, Avşar’ın hakkında söyledikleri nedeniyle ondan davacı oldu.
Karşılıklı açılan davalardan sonra sürpriz bir gelişme oldu.
Ayşe Özyılmazel, aylardır adı Hülya Avşar’la anılan reklamcı Ali Taran’la evlendi.
Hülya Avşar’la Ali Taran’ın samimiyeti malum.
Yarın öbür gün Avşar ve Özyılmazel’in birbirleri hakkında açtıkları davaların duruşmaları olacak.
Karşılıklı açılan 50’şer bin TL’lik davaların duruşmalarından medyaya, karşı taraf için söylenmiş yeni sözler yansıyacak.
Olan Ali Taran’a olacak.
Çünkü taraflardan biri eşi, öteki yakın arkadaşı. O yüzden Ali Taran’ın taraflara, “Vazgeçin bu davalardan” demesi söz konusu.
Taran’ın eşini ikna etmesi kolay.
Peki Hülya Avşar, vazgeçer mi Ayşe Özyılmazel hakkında açtığı davadan?
Seçimden zaferle çıktıktan sonra açtığı davalardan çoğunu geri çeken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gibi helalleşir mi Özyılmazel’le?
Benim tanıdığım Hülya Avşar, Ayşe Özyılmazel olarak kalsaydı, asla vazgeçmezdi açtığı davadan.
Ama durum değişti.
Hakkında tazminat ve ceza davası açtığı kişi, şimdi en yakın arkadaşının eşi.
O nedenle kanaatim o ki, pek yakında taraflar arasında bir sulh söz konusu.


BABASINDAN KALAN PARAYI OĞLUNA FİLM SERMAYESİ YAPTI

2002 yılında vefat eden emekli subaydan dört varisine miras olarak topu topu bir daire kalır.
Çocukları, babalarından kalan daireyi satıp, parasını eşit olarak paylaşır.
160 bin TL’ye satılan daireden kişi başına 40 bin TL düşer.
Emekli subayın gazeteci olan çocuklarından biri, babasından kalan bu paraya dokunmaz.
Parayı olduğu gibi bankaya yatırır ve yıllarca harcamaz.
Yıllar sonra gazeteci, babasından kalan parayı bankadan çekip, baş koyduğu yolda sermaye yapsın diye verir oğluna.
40 bin TL’nin, bazı siyasetçilerin annesinin ‘çıkını’ndaki sermaye gibi, en kârlı yatırım neredeyse kendini oradan oraya atıp birkaç milyon TL olduğunu mu sanıyorsunuz?
Yüce Rabbim, her evlada nasip etmiyor öylesine bereketli ‘çıkın’ları!
Bizimkinin bankada faize koyduğu 40 bin TL’nin, ara sıra yaptığı takviyelere rağmen geldiği rakam 120 bin TL.
Amerika’da sinema eğitimi alan oğlu, sponsor bulmakta zorlandığı için filmini tamamlayamadığından dert yanınca, hemen gider bankaya.
“Sanata ve kültüre sevdalı biriydi babam. Eminim o da böyle yapardı” deyip çeker bankadaki parayı ve verir oğluna.
Sinema aşığı genç, dedesinden babasına, babasından da kendine intikal eden parayla tamamlar filmini.
Dört çocuğuna miras olarak bir daire bırakan subayın adı Mehmet Şahin.
Babasından kalan paranın kuruşuna dokunmayıp bankaya yatıran ve eline para geçtikçe üstüne koyup, “Boşver sponsor aramayı, al, tamamla filmini” diyen gazeteci Haluk Şahin.
Dokuz yıl önce vefat eden dedesinin sponsorluğunda filmini tamamlayan gençse Türk asıllı Amerikalı yönetmen Emre Şahin.
Deniz Çakır’la Ali Atay’ın başrollerini paylaştığı 2009 yapımı film, 15 Temmuz’da vizyona girecek.
‘46’ncı Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde Şahin’e, genç yeteneklere verilen ‘Behlül Dal Jüri Özel Ödülü’nü kazandıran ‘40’ın, önce Radyo D’de Uğur Dündar’dan, sonra telefonla aradığım Haluk Şahin’den dinlediğim sermaye öyküsü, bana ilginç geldi, o yüzden paylaşmak istedim.

BiZDE OLSA YILLARCA TUTUKLU YARGILANIRDI

14 Mayıs 2011’e kadar dünyanın en itibarlı insanlarından biriydi.
IMF’nin Başkanlığı’nı yapıyordu, Fransa’nın Cumhurbaşkanı olma ihtimali vardı. ABD polisinin tecavüz suçlamasıyla gözaltına aldığı 62 yaşındaki Dominique Strauss-Kahn’ı mahkeme tutuklayınca, ne kariyeri kaldı, ne de itibarı.
O andan itibaren bütün dünya, Kahn’ı, 32 yaşındaki Gineli otel görevlisi kadına tecavüz etmeye kalkışan bir sapık olarak yaftaladı.
Tecavüz suçlamasıyla tutuklanınca IMF Başkanlığı’ndan istifa eden, cezaevinden çıkmak için 6 milyon dolar kefalet ödeyen, günlerce elektronik kelepçeyle dolaşmak zorunda kalan Kahn, 1 Temmuz’a kadar ‘ev hapsi’ndeydi. Mahkeme, 1 Temmuz’da kefaletsiz kaldırdı Kahn’ın ev hapsini. Çünkü Gineli kadının, bir dizi yalan söylediği ortaya çıktı. Kahn’a karşı bir komplo da söz konusu.
18 Temmuz’da mahkeme Kahn’u ‘suçsuz’ bulursa ne olacak peki?
Adamın koltuğu, itibarı gitti.
Hani, evrensel hukukta ‘masumiyet karinesi’ diye bir şey vardı, “Her insan suçu ispat edilinceye kadar masumdu?”
Hepsi hikaye demek ki.
‘Yargısız infaz’a bayılıyoruz çünkü.
Peki Kahn, Türkiye’de yargılanıyor olsa durumu ne olurdu?
İlelebet tutuklu yargılanırdı.