Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Arkadaşınız iş seyahatindeyken eşini bir başkasıyla el ele gördüğünüzde ne yaparsınız?
Hemen telefona sarılıp, durum böyleyken böyle deyip “kara haber”i mi dersiniz?
Yoksa karı - koca arasına girilmez mi dersiniz?
Veya üçüncü yol olan o çiftle görüşmeyi mi kesersiniz?
Aldatma üstüne bir başka çarpıcı örnek daha:
Balayından dönen arkadaşınız “erkekler korosu”na ballandıra ballandıra anlatıyor ilk fırsatta eşini nasıl aldattığını:
“Balayındayız. Eşim otelin kuaförüne gittiğinde temizlik için bir görevli melez geldi odaya, yok böyle bir afet!”
- Eee sonra?
“Sonrası malum. Başıma gelen afetler hep böyle olsun deyip, mecburen girdim günaha.”
Böyle bir durumda ne yaparsınız?
Hediyenizi alıp, mutluluklar dilemek için oturmaya mı gidersiniz evlerine, yoksa işim olmaz böyle tiplerle deyip “spam”a mı düşürürsünüz onları?
Sizi bilemem ama benim ne yaptığımı merak ediyorsanız açıklayayım.
Çiftin birini, aldatmayı gördüğüm an, diğerini ise balayı kaçamağını dinledikten sonra çıkarırdım hayatımdan.
Her birinin üstünden neredeyse çeyrek asır geçen bu olayları şimdi niye mi yazdım?
Aldatma üstüne roman yazan Meriç Mekik’in, “Benim gibi tombul, sakar, orta yaşlı ve çocuklu bir kadın bile bir anda körkütük âşık, dahası, mutlu olabiliyorsa, bu dünyada aşkı arayan herkes için bir umut var” notunun altına “Biz ailecek Milliyet okuruz. Ben sizi, yüz yüze görsem, sarılıp öpecek kadar tanıyor gibiyim” yazıp gönderdiği “Ahh Kalbim” kitabını okuyorum da ondan...
Meriç Mekik, şunları yazmış kitabının girişinde:
“Çok değil, dört yıl önce kalkıp biri bana, ’31 yaşında bekâr bir anne olacaksın’ dese gülerdim. Evli, mutlu ve top gibi hamileydim. Hayatımla ilgili değiştirmek istediğim tek şey bile yoktu.
Aynı kişi bana, ‘O herkesin sana çok âşık olduğunu söylediği kocan, büyük bir aşkla yaptığınız bebek anne sütünden katı gıdalara geçmeden bir öğrencisine âşık olacak, kızı yerine onu büyütmeyi tercih edecek’ dese; işte o zaman işler değişirdi. Ona kesinlikle gülmez, aksine, ona müthiş saygı duyardım. Çünkü sınırsız hayal gücü bende hep derin bir saygı uyandırır.
Ama bu kişi durup da bana, ‘Kocanın âşık olduğu öğrencisi Japon olacak. Bunun üstüne sen ağzına altı ay pirinç pilavı koymayacaksın’ dese, itiraf ediyorum, onu dinlerken çaktırmadan annemin ev hediyesi şamdanı kapıp arkama saklardım. Çünkü sınırsız hayal gücü ile delilik arasında çok ince bir sınır vardır, delinin ne yapacağı belli olmaz. Sonuçta temkinli olmakta her zaman fayda var. Özellikle de hayatınla ilgili değiştirmek istediğin tek şey bile yoksa, evli, mutlu, top gibi hamileysen, delinin biri kalkıp seni öldürsün istemezsin, değil mi?
Oysa her şey aynen bu şekilde oldu.”

Haberin Devamı

GÜNÜN SÖZÜ

Haberin Devamı

“Yaşamı boyunca herkes ‘birini’ bulur, ama ‘birbirini’ bulmak çok az insana nasip olur.”