Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Aynı anda iki kitabı okumak gibi bir huyum yok ama bu kez öyle yaptım. Çünkü iki kitabın birçok ortak özelliği vardı. Osmanlı’yı ve Ayasofya’yı anlatan iki kitabın yazarları ekranlarda tarih programları sunan iki televizyoncuydu.
Kitaplardan biri Habertürk TV’de başladığı tarih programlarını TRT 1’de başarıyla sürdüren Pelin Çift’in Erhan Altunay’la birlikte yazdığı “Ayasofya’nın Gizli Tarihi”ydi.
Tarihe fazla ilgi duyan biri değilim ama ekranda tarih programı izlemeyi severim. Bu alışkanlığım yıllar önce Erhan Afyoncu’nun 24’te yaptığı programı izleyerek başladı. Afyoncu, tarihi olayları bire bir şahit olmuşçasına detaylı bir şekilde anlattığından ilgimi çekti program. O günden bu yana ne zaman ekranda bir tarih programına denk gelsem, oturur izlerim. Murat Bardakçı’yla Erhan Afyoncu’nun “Tarihin Arka Odası”nı sabahlara kadar çok izlemişliğim vardır.

Haberin Devamı

İKİ SUNUCUDAN İKİ TARİH KİTABI


Beyaz Baykuş’tan çıkan Pelin Çift ile Gündem Ötesi Kitaplığı’nın 1. yayını “Ayasofya’nın Gizli Tarihi”ni de aynı keyifle okudum.
Her canlı yayına dersini iyi çalışarak çıkan bir sunucu olan Pelin Çift’le, “Ayasofya sevdalısı” diye tanımladığı Erhan Altunay’ın Ayasofya üstüne yaptığı sohbetten, bu tarihi mabede dair bilmediğim birçok şeyi öğrendim.
Pelin Çift - Erhan Altunay imzalı kitapla birlikte okuduğum diğer tarih kitabı ise “Osmanlı’nın Şifreleri”ydi.
Pelin Çift, TRT 1’e geçtikten sonra Habertürk TV’de “Öteki Gündem”i hazırlayıp - sunan Cansu Canan Özgen’le Talha Uğurluel’in kitabı da yaptıkları programlar gibi keyifli ve aydınlatıcı.
Pelin Çift ve Cansu Canan Özgen’in ekranlarda yaptıkları programları “Söz uçar ama yazı kalır” mantığıyla kitaplaştırması güzel.
Dönem dizileri ve ekranlardaki tarih programları sayesinde basılan tarih kitabı sayısının artması ve de bu yayınların ciddi ilgi görmesi ise sevindirici.

SUÇU İŞLEYENLER CEZAYI DA ÖDESİN

Fenerbahçe maçında olay çıkaran ve hakem döven taraftarların faturası yine ev sahibi kulübe kesildi.
Dört maçı seyircisiz oynama cezası alan Trabzonspor ayrıca 915 bin lira da para cezası ödeyecek.
Yazık, günah değil mi borç batağındaki Trabzonspor’a ve takımlarının sahasındaki dört maçı tribünden izleyemeyecek günahsız taraftarlara?
Daha önce de yazdım.
Bir kez daha yinelemekte fayda görüyorum.
Trabzonspor yönetimi, radikal bir karar alıp, ibretiâlem için başta 17 yaşındaki O. M. olmak üzere Fenerbahçe maçının tatil edilmesine sebep olanlar hakkında ayrı ayrı, kulübün uğradığı maddi zarar kadar tazminat davası açmalı.
Duruşmalar sonunda hâkimler, o kişileri Trabzonspor’un uğradığı zarar kadar tazminata mahkum etmeyebilir. En azından mahkemelerde sürünsünler.
Gelelim işin bir diğer boyutuna:
17 yaşındaki O. M. adlı gence, “Böyle yaparak takımına en büyük zararı sen veriyorsun” diye akıl vereceğine, sanki bir kahramanlık yapmışçasına sırtını sıvazlayanlar, kameraların karşısına geçip, “Pen da aynisini yapardum” diyerek böbürlenenlere de bir çağrım olacak:
Hadi pamuk eller cebe!
Karşılayın Trabzonspor’un uğradığı maddi zararı da görelim fanatikliğinizi ve delikanlılığınızı.
Yok öyle bedava kabadayılık!