Ünlü erkeklerin neden bu denli çapkın olduğunu hiç düşündünüz mü? Veya soruyu şöyle sorayım:
Kadınlar, ünlü erkeklerin etrafında neden pervane olurlar?
Erkeklerin, ünlü ünsüz ayrımı yapmadan eli ayağı düzgün kadınların etrafında pervane olmalarının sebebi belli!
Ya kadınların, ünlü erkeklerin çekim alanına girmeyi bu denli istemelerine ne demeli?
Ünlü erkekleri bu denli cazibe noktası yapan şey, şöhretleri mi, yoksa fiziki özellikleri ve şahsiyetleri mi?
Bu sorular durup dururken aklıma takılmadı.
Cuma akşamı Türkiye Spor Yazarları Derneği’nin Levent’teki Lokali’nde, Ordu’nun Fatsa ilçesindeki Yalçın Otel’in 5 yıldızlı oluşu nedeniyle bir davet vardı.
5. yıldızı taktığı hafta aralarında Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç’un da katılımıyla yapılan Koç Grubu’nun 500 kişilik Karadeniz Buluşması’na ve Sibel Can konserine ev sahipliği yapan Yalçın Otel’in turizmcilere tanıtıldığı gecede Fatsalı Kadir İnanır’la ve ünlü oyuncu Ekrem Bora ile aynı masayı paylaştık.
Yemek müzikli olduğu için Kadir İnanır, telefon konuşmalarının çoğunu salon dışında yaptı.
Kahve içmeye beklerim!
Bir görüşmeden sonra masaya gelip oturduktan bir müddet sonra bir garson geldi ve İnanır’a bir peçete verdi.
Peçetede şunlar yazılıydı:
“Babamı mutlu ettiğiniz için teşekkür ederim. Bir kahve içmeye beklerim. Bu şartlarda bu kağıdı bulabildim, üzgünüm:)”
Peçetede yalnızca bunlar yoktu.
Büyük harflerle peçeteyi gönderenin adı ve cep telefonu da vardı.
Kadir İnanır, peçeteyi gösterince, hayrola dedim.
İnanır, “Az önce dışarı çıktığımda, telefonla konuşan bir kız geldi yanıma ve ‘Babamla konuşur musunuz?’ dedi. Babasını tanıyıp tanımadığımı sordum, tanışmadığımızı söyledi. Hayranımmış babası. Telefonu verdi ve konuştum ‘Babam’ dediği adamla. Hepsi bu. Sonra da bu peçete geldi” dedi.
O gece Kadir İnanır’ın yanında benim gibi bir gazeteci, hayatında Julide Kural gibi bir kadın olmasaydı o peçeteyi bana vermek yerine cebine atıp, canı kahve içmek istediği zaman o numarayı aramak için cebine mi atardı bilemem.
Ama bildiğim bir şey var ki, o peçetedeki üç cümle üzerine acayip senaryolar yazmak mümkün.
Her şey sizin niyetinize bağlı.
Reytingin kumandasını niye ısrarla istiyorlar?Avrupa Parlamentosu (AP) İnsan Hakları Komisyonu Alt Başkanı Helene Flautre, video paylaşım sistemi YouToube’un Türkiye’de yasaklı olmasını eleştirdi.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, “Popstar Alaturka”da söylediği sözler nedeniyle Bülent Ersoy hakkında, “Halkı askerlikten soğuttu” gerekçesiyle açılan davayı da yakından izlediğini açıkladı.
AB’ye üye olabilmek için daha 40 fırın ekmek yememiz gerektiğini gözler önüne seren gelişmeler sadece bunlarla sınırlı değil ki!
İktidar partisi, “Yalan, yanlış şeyler yazıyorlar” gerekçesiyle aralarında bizden Abdullah Karakuş’un da bulunduğu bir grup gazetecinin akreditasyonunu iptal etti.
Böylesine yasakların olduğu bir ülkede gerçek bir demokrasi, basın ve fikir özgürlüğünden söz etmek mümkün mü?
Bir ülke düşünün ki iktidar partisi, seçmenlerin oyu ile kendisine emanet edilen devleti yönetmekle yetinmiyor.
İktidar partisi; özerk kuruluşları, sivil toplum örgütlerini ve basını da kontrolüne geçirmek için elinden geleni yapıyor.
Son günlerde reyting nedeniyle koparılan fırtınanın, reytingin kumandasını hangi makama sürüklediğine bir bakın, ne demek istediğimi anlarsınız.
Durup dururken bir reyting tartışması başladı ve arkasından da hükümet düğmeye bastı. Çünkü amaçları reyting ölçüm sisteminin daha yaygın, daha şeffaf ve daha güvenilir hale getirmek değil, kumandayı RTÜK’e vermekti.
Hazırlanan kanun tasarısından anlıyoruz ki sonunda onu da başardılar.
Bugün bu oluşumu alkışlayanlar, yarın kafalarını vuracak duvar arayacaklar ama onu bile bulamayacaklar.
İktidar partisinin eline geçirdiği gücü böylesine hoyratça kullanmaya kalkması başkalarına da cesaret veriyor.
Bir spor kulübü başkanı da, hukuku, federasyonu yok sayıp, kendi hukukunu tesis ederek, spor medyasına çekidüzen vermeye soyunuyor.
Dünyanın gelişmiş, medeni ülkelerinde televizyonlar, iktidardakilerin mizahını yapan şovlardan geçilmiyor.
Bizde iktidar sahiplerinin değil mizahını, haberini yapmak için bile vize gerekiyor...