Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bir kişi veya kurum hakkındaki bir haber, görüntü ya da belgenin ilk kez internette yayınlanmasını, “internete düşmek” olarak adlandırmamızın sebebi ne olabilir diye hiç düşündünüz mü?
Öyle ya... İnternet de, televizyon ve gazete gibi bir kitle iletişim aracı.
Tek farkı hepsinden daha yeni olması.
Aynı fotoğraf, belge ya da haber gazetede, yahut televizyonda yayınlandığı zaman bu “Gazetede çıktı”, “Televizyona çıktı, televizyonda yayınlandı” diye tarif ediliyor.
Ama söz konusu mecra internet olunca tanım niye birdenbire dönüşüyor “düşme”ye?
Evet sanal alemde, sırf insanlara ve kurumlara karalamak amacıyla kurulmuş internet sitelere var.
Onlar interneti, kişisel çıkarları ve kompleksleri için adeta birer çamur makinesi olarak kullanıyorlar...
Utandıkları ve korktukları için de adlarını gizliyorlar.
Evet, onların yasal boşluklardan yararlanıp yaptıkları bu yayınlar, internete karşı bir güvensizlik de doğurdu...
Ama artık onlar azınlıktalar...
Öyle ki, “olmazsa olmaz”ımız haline gelen ciddi internet sitelerinin erişimleriyle onları mukayese ettiğiniz zaman da arada değil dağlar, dünyalar kadar fark var.
Artık gazeteler kadar ciddi, televizyonlardan hızlı ve etkili habercilik yapan onca internet sitesi varken hâlâ, “Arda Turan’ın internete düşen fotoğrafları”, “Şener Eruygur’un eşinin internete düşen ses kaydı” demenin ne anlamı var?
Gazete ve televizyon editörlerinin yaptıkları bu yanlışı bir yana bırakalım.
Artık biz de aramızda böyle konuşmaya başladık.
Bir arkadaşımız hakkında internette bir haber çıktığında onu “İnternete düşmüşsün” diye arar olduk.
“İnternette seni yazmışlar” veya “Arda Turan’ın internette yayınlanan fotoğrafları” demek varken, interneti “düşülen bir yer” olarak göstermek, çağımızın en hızlı ve etkili kitle iletişim mecrasına haksızlık değil mi?

Haberin Devamı

‘Arka Sıradakiler’ sinema filmi olacak
Yapımcı ve senarist Birol Güven, her pazar FOX’un adını reyting listesinin en üst sıralara yazdıran “Arka Sıradakiler” dizisinin sinema filmini yapmaya karar verdi.
Başrolünü Bülent Emin Yarar, Bülent Çetinaslan, Sinem Öztürk ve Fırat Çöloğlu’nun paylaştığı “Arka Sıradakiler” için “Öteki Türkiye’nin dizisi” diyen Birol Güven’e, dizisinin sinema filmini yapmaya neden karar verdiğini sordum, şunları söyledi:
“Arka Sıradakiler, starların oynadığı bir dizi olmamasına rağmen her pazar günü FOX’u zirveye taşıyan bir yapım. Ama nedense dizinin adı kaderi gibi oldu. Medya, elde ettiği bu reyting başarısına rağmen ‘Arka Sıradakiler’i bir türlü öne çıkarmıyor. ‘Arka Sıradakiler’ nedense hep arka sıralarda kalıyor. Bizdeki ‘kanaat önderleri’, öteki Türkiye’nin farkında olmadıkları gibi bu dizinin de farkında değil. Aslında biz de bu dizide öteki Türkiye’yi işliyoruz. ‘Arka Sıradakiler’in reytinglerini analiz ettiğimiz zaman karşımıza çıkan tablo şu. ‘Arka Sıradakiler’ gençlerin en çok izledikleri dizi. Bizi en çok izleyenler de 12-19 yaş arasındakiler... 5-11, 20-34 yaş grubunda da durumumuz çok iyi, ama 12-19 yaş kategorisinde açık ara öndeyiz. ‘Arka Sıradakiler’in seyirci kitlesiyle, Türk sinemasının seyirci profili aynı. Dizinin sinema filmini yapmaya karar vermemdeki en büyük etken de bu.”
Birol Güven’in eylül ayında Bodrum’da çekip, gelecek yılın karne tatilinde vizyona sokmayı planladığı filmin adı “Arka Sıradakiler Bodrum” olacak.
Çünkü film, “Arka Sıradakiler” ekibinin Bodrum maceralarını beyazperdeye yansıtacak.
“Arka Sıradakiler” ekibinin, iki gün önce dizinin müziklerinin yer aldığı albümü imzalamak için gittikleri alışveriş merkezinde yarattıkları izdihamı gördünüz mü? “Arka Sıradakiler” ekibi Akmerkez’de ya da Kanyon’da imza günü düzenlese durum ne olur bilemem. Ama hayranlarıyla buluşmak için gittikleri Zeytinburnu Olivium’da yer yerinden oynadı.
Öyle sanıyorum ki oradan ekrana yansıyan görüntüler Birol Güven’in “Arka Sıradakiler”in sinema filmini yapma kararını daha da kuvvetlendirdi.