Huzur Vadisi sanki cennetten bir köşe
Kahvaltıdan sonra bir kısmı hala karla kaplı Davraz’ı geride bırakıp önce Isparta Belediyesi Kent ve Tarih Konağı’na, ardından da Sütçüler Yazılı Kanyon Tabiat Parkı’nı dolaştık. Yazılı Kanyon, doğa harikası bir yer, ama orayı da çirkinleştirmeyi başarmışlar! Köylüler, içme ve sulama suyunu bu dereden alıyor, ama nedense o borular toprağa gömülmeyip, açıkta bırakılıyor. Bu da o güzelim doğada, müthiş bir görüntü kirliliği yaratıyor.
Dere üstüne kurulmuş masalarda balığımızı yedikten sonra Çandır Huzur Vadisi’ne geçtik. Çandır’ın doğası ve özellikle de merkezi İstanbul’da olan Merkez Bilgi Alanı Bilgi Vakfı’nın Çandır’daki yazlık tesisi “Reiki Huzur Vadisi” ise cennetten bir köşe gibi.
Gül hakkında her şey
Güller ve göller diyarı’ Isparta’daki ilk günümüzü Aksu Çayı üstüne kurulu Karacaören 1 ve Karacaören 2 baraj göllerinin çevresini dolaşarak tamamladık. Isparta’daki ikinci günde yaptığımız ilk iş gül bahçesinde gül toplamak oldu. Vali Öner’in bize söylediğine göre, dünya gülyağı üretiminin yüzde 65’ini Isparta karşılıyor. 3.5 ton gül yaprağından 1 kilo gülyağı çıkıyor ve gülyağının kilosu 4.500 euroya ihraç ediliyor. 15 Mayıs’ta başlayan gül toplama işlemi Haziran sonunda bitiyor.
Sabah erkenden toplanan güller, öğleden sonra toplananlara oranla daha ağır geldiği için bizi de sabahın erken saatinde gül bahçesine diktiler. Zamanında çok çay toplamış biri olarak gül toplamanın, çay toplamaktan kolay ve zevkli olduğunu belirteyim. Sonra topladığımız güllerin peşinden Gülbirlik’e gittik. Tesisleri gezerek o güllerden neyin nasıl yapıldığını gördük.
Demirel’in müzesi yakın tarihimiz gibi
Göller ve güllerle işimiz bittikten sonra Isparta’nın bir başka değerin peşine düştük. 16 Mayıs’ta açılması gereken, ancak tamamlanamadığı için açılışı ertelenen İslamköy’deki Süleyman Demirel Demokrasi ve Kalkınma Müzesi’ne gittik. Demirel’in doğduğu evin de olduğu 26 dönüm arazi üzerine kurulu müze, mutlaka görülmeli. Çünkü müze Türkiye’nin son 50 yılının canlı tarihi gibi. Türkiye’nin yakın tarihine yolculuğunuz ‘Çoban Sülü’nün doğduğu evdeki, hayatına dair, siyah beyaz fotoğrafların altına yazdıklarıyla başlıyor. Demirel’in hepsini okuduğu 45 bin kitabının bulunduğu kütüphaneyle daha da renkleniyor. Demirel’in mühendislik ve siyaset hayatı boyunca biriktirdikleriyle farklı bir boyut kazanıyor. Isparta izlenimlerime yarın da devam edeceğim.
Bugün 06.00 uçağıyla Isparta’dan İstanbul’a döneceğim ve akşam saat 20.00’de Bahçeşehir’de bir paneli yöneteceğim. Bahçeşehir Kaliteli Yaşam Derneği’nin (BAKAY) düzenlediği panel, akşam saat 20.00’de Bahçeşehir Muhsin Ertuğrul Tiyatro Sahnesi’nde.
Başladığı hiçbir diyeti sürdüremediği için fazla kilolarından bir türlü kurtulamayan ben, moderatörlük yapacağım; Dr. Ender Saraç, Dr. Haluk Saçaklı ve Dr. Murat Topoğlu da, ‘Obezite ve Korunma Yöntemleri’ni anlatacak.