Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer” derler. Galiba TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’in de durumu o hesap.
Şahin’in geçen yıl Hadise’den yana ağzı yanmış olacak ki, bu yıl Eurovision’a kadın şarkıcı göndermeme kararı aldı. Şahin’in bu kararından önce isterseniz, Hadise’nin ‘bol hadiseli’ Eurovision macerasını hatırlayalım.
TRT, Moskova’da yapılacak Eurovision Şarkı Yarışması’na Hadise’yi göndereceğini açıkladığı ilk günden itibaren şarkıcının yarışmada giyeceği kıyafet tartışılmaya başlandı. Hadise, her seferinde, “TRT ne giyeceğime karışmıyor” dedi. Ama toplumdaki genel kanaat değişmedi. Ardından klip bombası patladı. TRT, Hadise’nin çektiği klibi, “İstediğimiz kalitede olmadı” diye yayınlamadı. Ancak olay medyaya, “Hadise’nin kıyafeti çok seksi ve erotik bulunduğu için reddedildi” diye yansıdı.
TRT, bu iddiayı reddetti ama Hadise’nin açıklamaları aynı tonda değildi.
Hadise’nin final için yaptırdığı kırmızı oryantal kıyafet, bu olayın üstüne tuz, biber ekti ve şarkıcı ile TRT arasındaki ipler iyice koptu. Öyle ki, Eurovision öncesi Hadise’ye TRT’de program yaptıracağını açıklayan İbrahim Şahin, yarışmadan sonra bu kararından bile vazgeçti. Gelelim seneye Türkiye’yi Eurovision’da kimin temsil edeceğine!
TRT yönetimi henüz Eurovision’a kimi göndereceğini kararlaştırmış değil. Bu süreçte birçok şarkıcının ismi atılıyor ortalığa.
TRT, her seferinde, “Yok böyle bir şey” diye açıklama yapıyor. TRT’nin Eurovision’a kimi göndereceği hala kesinleşmiş değil.
Ancak kesin olan bir şey var: TRT, 2010’un mayıs ayında yapılacak Eurovision’a kadın şarkıcı göndermeyecek.
TRT’nin bu kararını Genel Müdür İbrahim Şahin’in ağzından bizzat duymadım.
Zaten sorsam da söylemezdi.
Şahin, bu konudaki niyetini, Eurovision konusunda fikir alışverişinde bulunduğu insanlara söyledi, onlar da bana nakletti.
Şahin, o kişilere, Hadise ile yaşadığı deneyimin kendine ders olduğunu, bu nedenle böyle bir karar aldığını söyledi. Peki İbrahim Şahin, bu yazıdan sonra, söylediklerini inkar eder mi kararından vazgeçer mi? Orası biraz şüpheli ama en azından niyeti belli.

KADIN ŞARKICILAR EUROVİSİON’U UNUTSUN


Hadise, geçen yıl Eurovision’da 4’üncü oldu. Seçtiği kostüm aylarca konuşuldu. TRT’nin Hadise’nin klibini ‘seksi ve erotik’ bulduğu için yayınlamadığı iddia edildi.


‘HÜLYA’NIN KIZI HELİN’ ASPARAGASININ ÖYKÜSÜ
Şimdilerde Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu’nun basın danışmanı olan gazeteci Metin Eroğlu ‘Asparagas’ adlı bir kitap yazdı. Eroğlu, kitabında anlattıklarını “Medya haberlerinin gerçek hikayeleri” olarak sundu. Ama siz bakmayın onun ‘hikaye’ dediğine, her biri ibretlik medya gerçekleri.
Kitapta, Eroğlu’nun yaptığı bir dizi haberin ilginç öyküsü var. Ama en çok ilgimi çeken ‘Hülya Avşar’a asparagas’ başlığı altında yazdıkları oldu:
“Hülya Avşar’ın yeni yeni şöhreti yakaladığı, dul olduğu anlaşılınca tacının elinden alındığı yıllardı. Trabzon’un Sürmene ilçesine ‘Üç Halka 25’ adlı filmini çekmek için gelmişlerdi. Avşar, filmde başrolü Hakan Balamir’le paylaşıyordu. Sürmene, Avşar kızı sayesinde ilgi odağı haline gelmişti. Hülya Avşar’la bir röportaj da ben yapmıştım. Biz röportaj yaparken sürekli ortalıkta dolaşan, otelin lobisinde koşup oynayan, Emral Hanım’a ‘anne’ diye seslenen, henüz üç-dört yaşlarındaki küçük kız dikkatimi çekmemişti.
Röportajı tamamlayıp, gazeteye döndüğümde, aklımı kurcalayan soru gün yüzüne çıkmaya başlamıştı. Bu küçük kız kimdi?
O dönem magazin medyası, dul olduğu ortaya çıkan Hülya Avşar’ın çocuğu olup olmadığını sorguluyor, çocuğunu medyadan sakladığı iddia ediliyordu. Bu bir fırsat olabilirdi. Herkesin merak edip aradığı Hülya Avşar’ın kızını ortaya çıkarabilirdim. Sanat dünyası haberlerine bir asparagas da ben katabilirdim.
Küçük kızı, Hülya Avşar’ın kızı olarak sunma fikri cazip gelmişti bana. En fazla başıma gelecek şey, bir açıklamayla yalanlanmak olabilirdi. Sonunda kararımı verdim ve uygulamaya koydum. Hülya Avşar’la söyleşiyi Karadeniz gazetesinde tam sayfa verirken, küçük kızı da ayrı bir haber yapmıştım. Haberi, “İşte Hülya Avşar’ın merak edilen kızı” diye vermiştim. Daha sonra bu haber ulusal medyaya yansımış, günlerce konuşulmuştu. Daha sonra Avşar, yaptığı açıklamayla bu hatanın düzeltilmesini sağladı. Bu olay, gazetecilik cehaletimden kaynaklanan bir hata olmasına rağmen, asparagas sayılabilecek ilk haberimdi. Eroğlu’nun yazdıkları üstüne başka bir şey ilave etmeme gerek var mı?

KADIN ŞARKICILAR EUROVİSİON’U UNUTSUN