“Caveman” ya da Türkçe’ye çevrilmiş adıyla “Mağara Adamı” adlı oyunun orijinalini izlemedim. Aykut Kayacık’ın yönetip, Alper Kul’un oynadığı “Mağara Adamı”nın BKM’deki galasına gitmeden oyun hakkında şimdiye kadar neler yazıldığına bir göz attım.
Rob Becker’ın yazdığı tek kişilik oyunun sahnelendiği ülkelerde hakkında şöyle yorumlar vardı:
Chicago Sun-Times: Dayanılmaz komik .
Bild: Tatlı kutusunda acı gerçekler. Çok bilgilendirici ve bağıracak kadar komik.
The Washington Post: “Cavemen” çok komik ve gişe rekorları kıran bir oyun.
The New York Times: Bu oyun komedi fenomeni.
Chicago Tribune: Çok eğlenceli, çok sevimli. Fenomenal bir başarı. Seyirciler birbirlerini kahkahalarla dürtüyorlar.
Şimdiye kadar 35 ülkede 17 dilde 10 milyon civarında izleyiciyle buluşan “Caveman” ya da Türkçe adıyla “Mağara Adamı” için benim yorumuma gelince:
“Mağara Adamı”, kadın erkek ilişkileri üstüne şahane bir komedi.
Oyun güzel, Alper Kul’un oyunculuk performansı ise süper...
Tek kişilik oyunda insanın tek enstrümanı vardır, o da bedeni...
Alper Kul ise vücudunu, bir enstrüman olarak değil, adeta orkestra gibi kullanıyor.
Kul, sesiyle de müthiş efektler yapıyor.
Eşi “Banu” tarafından kapı dışarı edilen “Kamil”, evinin kapısını açmanın yolunun kadın erkek ilişkilerinin kilidini açmaktan geçtiğini bildiği için seyircilerle dertleşiyor.
“Kamil”, kadınları anlamıyor, ama anlamaya çalışıyor ve ortaya komik şeyler çıkıyor.
“Caveman”, evli bir erkeğin anlatısı olmasına rağmen, erkeklerden çok kadınları güldürüyor.
Bu arada “Caveman”i Türkiye’ye ve Türkçe’ye uyarlayan Alper Kul, Cem Yılmaz Turan ve Celal Tak’ı kutlamak gerekiyor. Broadway tarihinin en uzun soluklu tek kişilik oyununu öylesine başarıyla uyarladılar ki, “yabancı” hiçbir yanı kalmadı.
Rob Becker, bu oyunu sanki Türkler için yazmış!
Saç-baş yoldurtan sarışınlar!
F0X’ta yayınlanan “Mehmet Ali Erbil ile 50 Sarışın”da şöyle bir soru vardı, sıradaki “sarışın”ların yanıtlaması gereken:
“Nâzım Hikmet’in Türkiye’ye getirilmesi planlanan mezarı nerededir?”
“Sarışın”ların içinde doğru yanıt olan Rusya’yı yazanlar da oldu, yanıt olarak Yunanistan, Fransa diyenler de...
Belli ki Rusya ve Moskova’nın dışında yer verenler gerçeği bilmedikleri için “ya tutarsa” deyip salladılar...
Peki bu sorunun yanıtı olarak Konya ve Topkapı yazanlara ne demeli?
“Hem sarışınım, hem akıllıyım” demekle iş bitmiyor demek ki!
‘Çarkıfelek’, haftada dört güne niye indi?