Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“47. Altın Portakal Film Festivali” için İstanbul’dan gelen sinemacı dostlarla Dedeman Oteli’nin terasında sohbet ediyoruz.
Ekiptekilerden çoğu sinemacı olunca haliyle sohbetin ağırlığını “7. Sanat” oluşturuyor...
Herkes, sinemaya dair ilginç anılarını dile getiriyor...
Sıra, “47. Altın Portakal Film Festivali”nin “Ulusal Film Yarışması”nın Jüri Başkanı Kadir İnanır’a geliyor.
Ekipten biri, “Kuzeyden Gelen Adam”a yani Kadir İnanır’a dair bugüne kadar hiç duymadığım ve Türk sinemasına damgasını vuran aktörlerden biri olan merhum Ayhan Işık’tan miras kalan ilginç bir özelliğini anlatıyor.
Kadir İnanır solak değil...
Ancak Türk kahvesini hep sol eliyle içiyor.
Garsonlar genellikle müşteriler sağ eliyle kahve içer diye, kahvenin kulpunu o yönde masaya bırakır.
İnanır, önüne konan her kahve fincanına aynı muameleyi yapıyor.
Sol eliyle fincanı çevirip kulpunu sol tarafa getiriyor ve sol eliyle alıyor.
İnanır’ı tanıyıp, solak olmadığını bilenler “Kuzeyden Gelen Adam”ın niye böyle yaptığını merak ediyor, ama hiçbiri cesaret edip de sebebini soramıyor.
Ancak günün birinde yönetmen arkadaşlarından biri tüm cesaretini toplayıp, “Abi, bu akşam içtiğin ikinci kahve bu... Niye kahvelere sağdan sola tur attırıp sol elinle içiyorsun?” diye sorunca İnanır, şu yanıtı veriyor:

Haberin Devamı
Kadir İnanır, Ayhan Işık’tan ne öğrendi


“Bu bana, rahmetli Ayhan Işık’tan miras bir alışkanlık. Bana demişti ki, ‘O fincandan sana gelene kadar kim bilir kaç bin kişi kahve içmiştir. İnsanlar kahveyi hep sağ eliyle içer. O nedenle kulpun sağ tarafı, sol tarafına oranla daha az kullanılmış olur. O sayıyı en aza indirmenin pratik bir yöntemi bu. O günden beri kahveyi ben de rahmetli gibi sol elimle alıp, içmeye başladım.”
Hatırlarsanız Cem Yılmaz, Doritos’un olay yaratan reklamlarında “Hijyen nedir bilir misin?” diyordu...
Rahmetli Ayhan Işık, hijyen olayını Cem Yılmaz henüz portakalda vitaminken keşfetmiş ve Kadir İnanır’a miras olarak bırakmış demek ki!

‘Eğlence Pazarı’ huzurevlerinde!

Kadir İnanır, Ayhan Işık’tan ne öğrendi

Metin Şentürk’le Doğa Rutkay’ın, birlikte hazırlayıp sundukları “Eğlence Pazarı”, bu haftadan itibaren yeniden TRT 1 ekranında...
İkili programın üçüncü yılına küçük bir değişiklikle girecek.
TRT 1 ekranında üçüncü yıla “merhaba” diyen sunucular; Cenk Koray’dan miras “Telekutu” ile engellilere akülü, aküsüz tekerlekli sandalye, protez işitme ve cihazları temin etmeyi sürdürecek. Eğlence Pazarı”ndaki tek yenilik ise şu:
Metin Şentürk ve Doğa Rutkay, her hafta içi, bir huzurevine gidip orada yaşamaya mecbur kalanlarla söyleşiler gerçekleştirecek ve bunları her pazar canlı yayında TRT 1 izleyicileriyle paylaşacak.

RTÜK’ten ilginç bir ceza belgeseli
twitter kullanıcılarından “acarzeynep”in şu tweet’i dikkatimi çekti.
“Aklımı yitiricemmmm. RTÜK’ün ceza olarak gönderdiği ikame belgeselde fosur fosur sigara içiliyor. RTÜK kendi belgeseline de ceza keser mi?”
RTÜK’ün bol bol sigara içilen bu belgeseli, ceza alan hangi program için hangi kanala gönderdiğini öğrenemedim.
“acarzeynep”, hâlâ daha aklını yitirmemişse bir telefon açıp veya e-mail atar da biraz daha aydınlatıcı bilgi verirse sevinirim.
RTÜK’ün içinde ceza keseceği görüntülerin yer aldığı bir belgeseli “Yayınlayın” diye göndermesi bana da ilginç geldi.

Bu ‘4 Kadın’ erkekleri şimdiden sıraya dizdi!
Merkezi Ankara’da olan Beyaz TV, atağa geçti. Beyaz TV’nin nasıl bir atak yaptığını görmek için ekranına bakmak şart değil, bilboardlara bir göz atmak bile yeterli... İstanbul’daki bilboardların çoğu Beyaz TV’nin programlarının afişleriyle dolu...
Beyaz TV’nin en yeni programlarından biri de dört kadın gazeteciyi bir araya getiren “4 Kadın, 1 Erkek”...
Pazar günü saat 22.00’den itibaren canlı yayınlanan programda Milliyet’ten Serpil Yılmaz, Sabah’tan Sevilay Yükselir, Star’dan Elif Çakır ve Mine Kırıkkanat, her hafta ünlü bir erkeği konuk edip, gündeme dair ne varsa konuşacak...
Programın kadınları kadrolu, tek erkek ise “nöbetçi”...
Moderatör koltuğuna her hafta ünlü bir erkek oturacak çünkü... “4 Kadın, 1 Erkek”i ilk hafta Kamer Genç yönetti. Programın ilki öylesine sert, öylesine tansiyonu yüksek geçti ki, karşı görüşteki kadınları barıştırma görevi Kamer Genç’e düştü. Genç, canlı yayından sonra programın dört kadınını alıp Beykoz İşkembecisi’ne götürüp, barıştırdı. “Aşkınİkinci Yarısı” filminin özel gösteriminde karşılaştığım Sevilay Yükselir, programlarına katılacak ünlü erkeklerin şimdiden belli olduğunu söyledi. Bu “4 Kadın”ın erkeği Reha Muhtar olacak...
Sıradaki diğer ünlü erkekler ise şunlar:
Ali Ağaoğlu, Sinan Çetin, Mustafa Sarıgül, Mustafa Denizli, Ertuğrul Özkök, Atilla Koç, Sedat Aloğlu ve Beyazıt Öztürk...

Haberin Devamı

‘Türkan’dan notlar...
Kanal D’nin yeni yayın döneminde ekrana getirdiği iddialı dizilerden biri olan “Türkan”a dair çekim notları geçti elime...
Sadece tıp dünyasına değil, eğitim dünyasına da büyük katkı sağlayayan merhum Prof. Dr. Türkan Saylan’ın hayatını ekrana taşıyan diziye dair çekim notları şöyle:“Leyla”ya hediye ettiği broş ve “Ali”nin “Türkan”a verdiği kolye Urart tarafından özel olarak üretildi.
Karamürsel sepetçisi ve yorgancı gibi, teknolojiye yenilmekte olan ve zanaatkâr, ustalar tarafından yapılıyor olan aksesuvarlar özellikle kullanıldı.
Dizi için cüzzam hastalarının tedavi edildiği bir Lepra Merkezi baştan yapıldı. “Lepra Merkezi” olarak geçen yer aslında boş bir arazi... Dizi için yapılan yerin konstrüksiyonu İzmir’de bir alüminyum fabrikasında yapıldı ve sonra İstanbul’a getirilip monte edildi.
Dizinin hazırlık süreci yaklaşık bir yıl sürdü. Çekimler için belirlenen mekanlar 1960’lı yıllara uygun hale getirildi. Dizinin ana mekanlarından Adalar’da bulunan köşkte döneme uygun tadilat çalışmaları yapıldı. Köşkün içi tamamen dönem mobilyalarıyla döşendi.
Koliba Film Platoları’nda çekimler için dört ayrı mekan oluşturuldu, sokaklara döneme uygun olsun diye “Arnavut kaldırımı” döşendi.
Birinci bölüm çekimleri için yurtdışından getirilen özel makyaj malzemeleri ile 50 civarında figürana cüzzam makyajı yapıldı. Birinci bölümde 500’e yakın figüranla çalışıldı.
Dizi için özel tasarlanan bine yakın dönem kıyafeti iki farklı atölyede dikildi.