Hepimiz böyle miyiz, yoksa bu arızalı durum sadece siyasetçilere özgü bir
şey mi?
Dün “ak” dediğine bugün “kara” demek, siyasetin olmazsa olmazı mıdır?
“Bana göre bu, dün de karaydı bugün de kara” diyerek ilkeli duruş sergilemek çok mu zor?
Rakiplerinde kusur avına çıkan insanlar, niye bir gün aynada kendine bakmaz?
Her şeyi bütün çıplaklığıyla görenleri inandıracağını zannedip gerçekleri kamuoyuna saptırarak sunan siyasetçiler, aslında bizi değil, kendilerini kandırıyor.
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal, kendisine kurulan “kaset komplosu”yla ilgili Ahmet Hakan’ın “Tarafsız Bölge”sinde ne demişti?
“Bu konuyu aydınlatacak gözümde iki tane isim vardır. Birisi zamanın Başbakanıdır.
Biri de Sayın Kılıçdaroğlu’dur. Niçin Sayın Kılıçdaroğlu? Çünkü o ‘Başbakan’ın o kaseti seyrederken çekilmiş görüntüsünü gördüğünü’ söylüyor. Yani o kaseti izlerken, ‘gözlüğünü takıp’ diye anlattığı, ‘Onu biz gördük, tamam bunu gönderin, yayınlayın’ dediğini gördüğünü iddia eden ana muhalefet partisinin lideri var.
Baykal’ın o yayında, “Siz sordunuz mu Sayın Kılıçdaroğlu’na?” sorusuna yanıtı da şuydu:
“Bu benim meselem değil.”
“Komplocular” yırttı!
Bu konudaki soruşturma kapsamında savcının ifadesine başvurduğu Kılıçdaroğlu’nun, avukatı aracılığıyla gönderdiği dilekçeyi, Türkiye’den Ebru Karatosun birkaç gün önce haberleştirdi.
Kılıçdaroğlu ifadesinde, Baykal’a ait olduğu söylenen videoyu hiçbir zaman izlemediğini söylemiş. O görüntüleri Erdoğan seyrederken çekilmiş videonun kendisine izlettirildiğini vurgulamış.
Avukatın savcıya verdiği dilekçedeki şu ayrıntı ilginç:
“Sayın Kılıçdaroğlu ayrıca söz konusu videonun kendisine genel başkan olduktan sonraki süreçte izlettirildiğini ancak bu videonun kim tarafından getirildiği ve ne zaman izlediğini hatırlamadığını bildirmiştir.”
Kılıçdaroğlu, CHP’de Genel Başkan değiştiren videoyu Erdoğan izlerken çekilmiş görüntüyü kendisine kimin, ne zaman izlettirdiğini hatırlamıyorsa dağılalım arkadaşlar!
Her zaafın bedeli var
“Bu benim meselem değil” diyen kim? “Kaset komplosu”yla CHP Genel Başkanlığı’nı kaybeden Deniz Baykal.
Şayet o videodaki kişi Baykal’sa, bu meselenin öncelikle onu ilgilendirmesi gerekmez mi?
O dert etmezse Kılıçdaroğlu da “Hatırlamıyorum” der, çıkar işin içinden.
Baykal’a “dar” gelen, Kılıçdaroğlu’na “bol”, bize “şalvar”!
Siyaset, kimilerine göre “yalan dolan” olabilir ama hayatın şöyle bir gerçeği var:
Zaafı kadar güçlüdür her insan.
Baykal, zaafına yenik düşmeseydi karanlık ellerin kurduğu tuzağa düşer miydi?
Hayır...
Her zaafın bir bedeli var.
Mağduru oynayıp, etrafta “suçlu” aramak yerine, aynaya bakmalı ve “Ben nerede yanlış yaptım?” diye kendini sorgulamalı insan!
GÜNÜN SÖZÜ
Herkes insanlığın kötüye gittiğini kabul eder de; kimse kendisinin kötüye gittiğini kabul etmez. (Tolstoy)