Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

KRAL VE POWER TV DİGİTÜRK’E DÖNSÜN


Kral TV, Kral Pop, Power Türk ve Power TV, 1 Ağustos’tan itibaren Digitürk’te yok. Dört kanalın Digitürk’ten çıkma sebebi “tamamen duygusal”...
Digitürk’ün her yerli televizyon gibi müzik kanallarından da yılda aldığı para 500 bin dolar.
Kanal D, ATV, Star TV, Show TV, FOX, TV8 gibi yüksek bütçeli TV’lerin bile yüksek bulduğu bu para, küçük bütçeli müzik kanallarına çok geldi.
Digitürk’ün MCM Top, VH1, MTV gibi yabancı müzik kanallarının üstüne para verirken yerli müzik kanallarına da entertainment TV’lerle aynı tarifeyi uygulamasına tepki olarak dört kanal dijital platformdan çıktı.
Kral TV, Kral Pop, Power Türk ve Power TV gibi çok izlenen müzik kanallarının olmaması, Digitürk abonelerine de haksızlık.
O nedenle Digitürk aboneleri ve müzik kanallarının takipçileri daha fazla kayıtsız kalamadı bu duruma ve sosyal medyada bir kampanya başladı.
“Yabancı müzik kanallarına bütçesinden maddi destek verip, Türk müzik kanallarından bütçesi için para isteyen Digitürk’ü ismindeki Türk kelimesine saygı duymadığı sürece kınayalım” kampanyasının destekçileri arasına Demet Akalın gibi şarkıcılar da katıldı.
Digitürk’ü satın alan Katarlıların bu kampanyaya duyarsız kalacağını sanmıyorum. Umarım kısa sürede bir orta yol bulunur ve dört müzik kanalı Digitürk’e tekrar döner.

SİZ OLSAYDINIZ NE YAPARDINIZ?

Bire bir tanığı değilim, bu olayın... Türkiye’nin ünlü radyocularından biri anlattı. Masamızda kimi yönetici, kimi PR’cı “beyaz yakalı” dört kadın vardı... Ünlü radyo programcısının hazır bez sektörünün önemli markalarından birinin yöneticilerinin hangi kafayla hareket ettiğinden dert yanarak anlattıkları şunlardı:
“Dinleyicilerimizden gelen talep üzerine cezaevlerinde yatan kadınlara ped, çocukları için bebek bezi kampanyası başlatmak istedik. Radyonun reklam-pazarlama bölümünden arkadaşlar sponsor bulmak için firmalarla görüşmeye başladı. Ünlü markalardan biri, böylesine bir sosyal sorumluluk projesine ürünlerini vererek sponsor olmak istediğini söyledi. İş tam sözleşme aşamasına gelince ‘Biz gereği kadar ürünü veririz. Ancak ürünümüzün marka değerini korumak için cezaevlerine göndereceklerimize logomuzu basmayız. Cezaevlerine logosuz ürünler yollarız’ demesin mi? Arkadaşlar sebebini sorunca verdikleri yanıt, ‘Hapisteki kadınlarla aynı ürünleri kullanmak istemeyen müşterilerimiz çıkabilir. O yüzden cezaevlerine göndereceğimiz logolu ürünler, marka değerimize zarar verebilir’ oldu. Arkadaşlar bu teklifi bana iletince, insanlar arasında böylesine ayrımcılık yapan bir firmayla sosyal sorumluluk projesi yapmam dedim.”
Masamızdaki kadınların hepsi, radyocuya hak verince itiraz ettim ve ben olsaydım şöyle yapardım dedim:
Şirket yetkililerinin ürünlerinin marka değerini koruma adına yaptıkları öneri ahlaki değil, tamam... Şayet ortada başka bir seçenek yoksa o firma yöneticilerine, tamam siz bize fason üretim yapın der, hapisteki kadınlar ve çocuklarının ihtiyaçlarını karşılardım.

GÜNÜN SÖZÜ

“Yüzsüzdür insanoğlu, kimse bilmez fendini, kime iyilik yaptıysan ondan koru kendini.”