‘KÜÇÜK HATA’YI SEKRETER YAPMIŞ!

Yönetmenlerin hiç müzik kullanmadığı ‘İki Dil Bir Bavul’u ‘En İyi Müzik Ödülü’ne layık gören ‘1. İlk Yönetmen Film Festivali’, nihayet bu konuda yazılı bir açıklama yaptı. Bu uzun açıklama medyada yer alır mı, almaz mı bilemem.
Ancak ödül hakkında birkaç satır da olsa yazı yazmış biri olarak en azından benim bir şeyler yazmam gerek. Açıklamada altı çizilerek vurgulanan konulardan biri şu:
Bu festivalin yazıldığı gibi Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile alakası yokmuş. Bir grup sinema gönüllüsünün Ankara’da başlattığı bir organizasyonmuş bu.
Müzik kullanılmayan filmi niye ödüle layık gördüklerine gelince. Bu konudaki açıklamaları ise şöyle:
“Sinema ve senaryo konusunda deneyimli isimlerden teşekkül eden jüri üyelerimiz, festival kapsamındaki her bir filmi itinayla değerlendirmiş ve 12 kategoriden oluşan ödül teklifini sekretaryamıza ulaştırmıştır. Sekreteryamız, teklifleri kategorilerine ayırmış ve ödül listesini kamuoyuyla paylaşmıştır. Ancak bu aşamada teknik bir hata oluştuğu ve jüri üyelerimizce herhangi bir filme layık görülmeyen ‘En iyi Müzik Ödülü’ kategorisi ‘boş’ bırakılması gerekirken sehven ‘İki Dil Bir Bavul’ adlı filmin ödüle layık görüldüğü şeklinde yazıldığı anlaşılmıştır. Oluşan bu hata üzerine sekretaryamız filmin yönetmeni Sayın Özgür Doğan’la iletişime geçmiş ve yapılan yanlışlıktan dolayı özür dilenerek isimlerine yazılan plaketin iadesi istenmiştir.
Maddi değerinin değil ama manevi değerinin önemli olduğuna inandığımız ‘İlk Yönetmen Film Festivali’nde komitemizin fedakar ve özverili çalışmalarının tüm ilk yönetmenlerce takdir gördüğü ve ülkemizde bu alanda yapılan çalışmanın da ilk olduğu dikkate alınırsa bir takım eksikliklerin olabileceği doğal karşılanmalıdır.”
Açıklamanın son bölümünde ise medyaya ağır bir sitem var:
“Üzüntümüz odur ki, mütevazi bütçelerle gerçekleştirdiğimiz festivalin 14-20 Aralık 2009 tarihinde ne açılışına, ne de hafta içi düzenlenen etkinliklere ilgi göstermeyen medyamızın ve bazı köşe yazarlarımızın, küçük ve masum karşılanabilecek bir hatadan dolayı festivalimizi polemik ve magazin malzemesi haline getirmesi, hem komitemizi hem de bu işe emek veren değerli sinema gönüllüsü dostlarımızı derinden üzmüştür.”
Müziksiz filme müzik ödülü verilmesi olayında olan biten bu!
Artık takdir sizin.

ERBİL’İN EVLİLİĞİ S.O.S VERİYOR

Sonunda beklenen oldu. Seda Sayan’la Onur Şan’ın evliliği resmi olarak değilse bile fiili olarak bitti. Henüz resmen boşanmadılar çünkü. Hiç şaşırmadım buna. Beni şaşırtmayacak bir boşanma haberinin daha eli kulağında. Biliyorsunuz bir gemi küçük bir çatlaktan su almaya başlayınca hemen batmaz. O haliyle bir müddet daha denizin üstünde boy gösterir, yol alır.
Ama daha sonra gemi suyu aldığı hızla batmaya başlar ve denizin dibini boylar.
Aldığım bilgiler Mehmet Ali Erbil ve Tuğba Erbil evliliğinin de gemi gibi gövdesinde açılan derin çatlaktan su almaya başladığı yönünde! Evliliğin darbe aldığı ilk günden bu yana çatlağın bırakın kapanmayı, daha da büyüdüğünü duyuyorum.
Bir evlilik sürecinde taraflar avukatlarıyla görüşmeye, durum değerlendirmeyi yapmaya başlamışsa bilin ki, kolay kolay dönüşü yoktur çıkılan yolun. Şov dünyasında alıştık, çiftlerin boşanma dilekçesini mahkemeye verinceye kadar haklarında çıkan ‘Boşanacaklar’ haberlerini yalanlamasına. Eminim bu kez de öyle olacak. Onlar “Boşanmıyoruz” diyebilir, ama şu aşamada “Mutluyuz” demeleri de zor. Bu konuda yazacaklarım şimdilik bu kadar!

ALMANYA’DAN HUKUK DERSİ
Alman Anayasa Mahkemesi, geride bıraktığımız günlerde ilginç bir karara imza attı. Euronews’ta izlediğim habere göre mahkeme, devletin yoksullara yaptığı yardımı artırmasını kararlaştırdı. 6.5 milyon Alman’ı ilgilendiren bir karar bu.
Almanya ekonomik olarak epeydir zorda. Hal böyleyken Anayasa Mahkemesi’nin verdiği bu karar Alman hükümetinin işini daha da zorlaştırdı. Peki siz hiç Almanya Başbakanı ya da herhangi bir Alman bakanın, Anayasa Mahkemesi’nin aldığı bu kararı eleştirdiğini ya da protesto ettiğini duydunuz ya da okudunuz mu?