SShow TV ile Pana Film’in arasına bir kez daha “para” girdi. Üstelik bu kez kriz, eskisinden çok daha derin. Çünkü Pana Film, çektiği “Kurtlar Vadisi Pusu” ile “Eşref Saati” dizilerinin bu sezon ekrana gelen bölümleri için Show TV’den şimdiye kadar bir kuruş ödeme alamadığı gibi, yapım şirketi yayıncı kuruluştan geçen sezondan da alacaklı.
O nedenle de Pana Film ve Show TV, ilişkilerini dondurma kararı aldı. Show TV, Pana Film’e olan borcunu öderse, taraflar arasındaki sorun bitecek ve “Kurtlar Vadisi Pusu” kanalda yayınlanmaya devam edecek.
“Eşref Saati”nin durumu ise tarafların o günkü “eşref saati” belirleyecek.
“Kurtlar Vadisi Pusu” kemik bir izleyici kitlesi olan bir dizi.
O nedenle de müşterisi çok. Öğrendiğim kadarıyla şu ana kadar “Kurtlar Vadisi Pusu” için Pana Film’e teklif vermeyen majör kanal yok...
Kanal D, ATV, Star TV, FOX, Kanaltürk hatta TRT bile talip “Kurtlar Vadisi Pusu”ya... Bir hafta, bilemediniz 10 gün içinde “Kurtlar Vadisi Pusu”nun akıbeti netleşecek.
Show TV, Pana Film’e ödemesini yaparsa dizi bu kanalda kalacak, aksi takdirde “Kurtlar Vadisi Pusu” yeni yılda adres değiştirecek.
Soner Olgun’un feminist oyunu
Gazeteciliğe veda edip “Letafet” adlı ilk albümünü 1992 yılında çıkaran Soner Olgun’un senaryosunu yazdığı oyunu çok merak ediyordum.
Çünkü yönetmenliğini Murat Aksu’nun yaptığı oyunda Zeynep Gülmez ve Mert Yavuzcan’la birlikte “Kurtlar Vadisi Pusu” dizisindeki “Yalçın Bulut”u canlandıran hemşerim Hüseyin Avni Danyal da oynuyordu.
Sonunda “Letafet” Anadolu Yakası’na geçti ve bizim de izleme imkanımız oldu.
Caddebostan Kültür Merkezi’nde sahnelenen oyunu izleyince şaşırdığımı itiraf etmeliyim.
Soner Olgun gibi ağır bir adamın yazdığı, başrolünde “Kurtlar Vadisi Pusu”da “Yalçın Bulut”u canlandıran Hüseyin Avni Danyal’ın gibi “ağır abi”nin oynadığı “Letafet”, kadın haklarını savunan, o nedenle de kadın izleyicilerden sıkça alkış alan feminist bir oyun çıkmasın mı?
Vallahi de, billahi de öyle... Tabi bu işin latifesi...
Oyuna gelince: “Letafet”, insanın doğayı, dünyayı, insanı, ilişkileri hatta kendini tüketmesi üzerine kurduğu sistemi sorgulayan bir oyun...
O nedenle verdiği mesajlar önemli...
Cef Tiyatrosu’nun oyununu yöneten Murat Karasu’nun “Letafet”in broşürüne yazdığı konulardan biri dikkatimi çekti. Çünkü Karasu, yazısının bir yerinde şöyle bir vurgu yaptı:
“İstanbul’da tiyatro yapmak istiyorum diyen birinin başına ne gelebilirse Cef’in başına da onlar geldi. Kadro kurmakta sıkıntılar, para bulmakta sıkıntılar, çalışacak ve oynayacak salon bulmakta sıkıntılar. Sizi tiyatro yapmaktan soğutacak, vazgeçirecek her şey...”
Yaşadıkları onca zorluğa rağmen “Letafet”i sahnelemekten vazgeçmeyen Cef Tiyatrosu’nun ortakları Hüseyin Avni Danyal ile Zerrin Ongan’ı kutlamak gerekli.
Ebru’nun son Destan’ı!
“TRT de program sunmak çok zormuş. TRT’nin konuşma kurallarına göre ‘ok’, ‘süper’ ve ‘top 10’ gibi kelimeleri kullanmıyorum. Bu yüzden kurduğum cümlelere de dikkat etmeye çalışıyorum ağzımdan kaçacak diye korkuyorum.”
Bu sözleri kim söyledi?
Eskiden sadece mankenlik ve sunuculuk yapan, şimdilerde ise kartvizitine şarkıcı yazdıran Ebru Destan.
Peki nerede söyledi?
Kurban Bayramı’nda konser vermek için gittiği İzmir’de.
Acaba niye?
Destan bunu yeni öğrenmiş olabilir, ama TRT’nin böylesine yüzlerce kuralı ve yasağı olduğu Edirne’den Kars’a, Sinop’tan Anamur’a yıllardır herkesin bildiği bir şey... Hatta “Sağır Sultan”ın bile...
Şimdi aynı Ebru Destan, Paris’ten yeni gelse ve “Eyfel Kulesi Paris’teymiş” dese bu haber olur muydu?
Hayır...
Peki Destan’ın, “TRT’de ok, süper, top 10 gibi şeyler söylemek yasakmış” demesi de aynı şey değil mi?
Öyleyse bu “haber!” niye?
Şarkıcının, “Ebru Destan’a şok... İzmir’de 5 kişiye konser verdi” haberiyle kırılan onurunu tamir etmek için mi, yoksa bu hezimeti unutturup, gündemden düşürecek yeni bir “Destan” mı gerekti?
Birileri bunu izah etmeli!
