Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kutluay çiftine başrol teklifi

Basketbol dünyasının ünlü isimlerinden İbrahim Kutluay ile eşi Demet Kutluay’ı pek yakında ekranlarda bir dizinin başrol oyuncusu olarak görürseniz, şaşırmayın...
Çünkü yapımcı Hüseyin Apaydın, İbrahim Kutluay ile Demet Kutluay’a “Koçum Benim 2011” adlı dizide başrolü paylaşmaları için teklif götürdü.
“Koçum Benim” adından da anlaşılacağı gibi bir basket koçu ile öğrencilerinin basket aşkı etrafında olup bitenleri anlatan bir dizi...
2002 yılında TRT için 91 bölüm çektiği “Koçum Benim” dizisinin yeni versiyonu için kolları sıvayan Apaydın, Kutluay çiftini “Koçum Benim 2011”de oynatmaya ikna ederse bir ilki başarmış olacak.
Böylece Apaydın, Demet - İbrahim Kutluay çiftini dizide oynatan ilk yapımcı unvanını kazanacak.
TRT 1’de 91 bölüm yayınlanan ve başrolünü Tarık Akan’ın oynadığı dizide rol verdiği Ozan Güven, Nehir Erdoğan, Engin Altan Düzyatan, Yeliz Doğramacılar, Filiz Taçbaş, Doğa Bekleriz ve Yasemin Ergene’nin yıldızının parlamasına katkısı olduğunu vurgulayan Apaydın, Kutluay’a teklifi götürmesinin sebebini ise şöyle açıkladı:
“Günümüzde ‘Türk basketbolu’ dendiğinde ilk akla gelen isimlerden biridir İbrahim Kutluay... Diziye de çok yakışacağını düşünüyorum.”
Hüseyin Apaydın, başrol teklif ettiği Kutluay’ın konuyu eşiyle görüşüp değerlendirmek için birkaç gün izin istediğini söyledi. Apaydın, 2011’in Ocak ayından itibaren çekmeyi planladığı dizinin hangi kanalda yayınlanacağı konusunda ise üç kanalla görüşmesinin sürdüğünü, oyuncuların kesinleşmesinin ardından yayıncı kuruluşun da netleşeceğini vurguladı.

Haberin Devamı

TRT 1’den göze batan ayrıntılar
Çarşamba akşamı TRT 1’de Galatasaray ile Denizlispor arasındaki Ziraat Türkiye Kupası maçının naklen yayını vardı.
Malum televizyon kanalları her yıl 10 Kasım’da Atatürk’e saygı adına ekranın bir köşesine Atatürk’ün resmiyle Türk bayrağını koyar...
Atatürk ve Türk bayrağını ekranın sağ üst kısmına koyan TRT 1, maç yayını başlayınca maçın skorunu ve dakikasını koymak için de sağ üst köşeyi seçince tuhaf bir durum çıktı ortaya.
Maçın dakikasını gösteren kısım Atatürk resminin altında kaldı.
Naklen yayını yönetenler bunu ancak maçın 30. dakikasında fark etmiş olacak ki, skoru ve dakikayı gösteren yazıyı TRT 1 logosu ile Atatürk resminin arasına kaydırdılar.
İlk devre böyle bitti.
Ancak ikinci devrede skor ve dakikayı gösteren yazının yeri yine değişti.
Skor ve dakika göstergesi bu kez Atatürk resminin altına geçti.
TRT gibi Türkiye’nin en eski ve en köklü televizyon kurumuna yakışıyor mu bu?
Kimileri bunu “küçük bir ayrıntı” olarak görebilir, ama bana göre ciddi olarak irdelenmesi gereken bir konu bu...
Çünkü ya o canlı yayını yapanlar işinin ehli değil ya da işlerini severek ve de ciddiye alarak yapmıyor...
TRT 1 ekranının “deneme tahtası”na çevrilmesinin başka bir açıklaması olabilir mi?

Haberin Devamı

Kadir İnanır’ın başarı grafiği
MediaCat dergisinin son sayısında “Reklamların eskimeyen yüzü: Kadir İnanır” başlıklı bir haber vardı... Fatma Akman imzalı haber; Kadir İnanır’ın sadece Türk sinemasının değil, her devirde reklamcıların da gözdesi olduğunu ortaya koyması açısından önemliydi.

Kutluay çiftine başrol teklifi

Yıl 1988...
Türk Sineması’nın sert jönü Permatik’in yeni ürünü Permatik 2’nin reklam yüzü...
Reklamın sloganı da şu:
“Kadir İnanır, Permatik 2 kullanır.”
Yıl 2004...
Kadir İnanır bu kez Garanti Bonus’un reklam yüzü...
Ayşe Arman ve Yavuz Seçkin’in de oynadığı reklamda başındaki kabarık perukla kameraların karşısına geçen Kadir İnanır, “Nefes alsak haber oluyor” diyor.
Ayşe Arman, “Kadir Bey olmak kolay mı, Kadir Bey” diyerek noktayı koyuyor...
Yıl 2005...
Kadir İnanır bu defa Profilo’nun reklam yıldızı...
Yeşilçam’ın sert jönü bir alışveriş merkezine giriyor ve baktığı her cam, anında tuzla buz oluyor...
Ve reklam şöyle bitiyor:
“Bu bakışlara başka kim dayanabilir? Profilo Dayanıklı Ev Ürünleri.”
Yıl 2010...
Kadir İnanır, bu kez ekranlarda onu taklit eden “Yaban”la birlikte Petrol Ofisi’nin reklam yıldızı...
Kadir İnanır’ın, eskisi kadar film çekmemesine rağmen reklamcıların gözdesi olması, onun Kadir İnanır markasını ne denli başarıyla yönettiğinin göstergesi...

Haberin Devamı

Müzik gözden düştü hepsi okula döndü!
Hafta içinde Nadide Sultan’la karşılaştım Number One TV’de... Nadide Sultan, yeni albümünün promosyonu için Number One TV’deydi, bense “dost ziyareti”nde...
Ayaküstü biraz sohbet ettik Nadide’yle...

Kutluay çiftine başrol teklifi

YÖK’ün çıkardığı aftan sonra, yarıda bıraktığı eğitimini tamamlamak için konservatuvara dönüş yaptığını anlatan Nadide Sultan, birçok şarkıcının da kendisi gibi aftan yararlanıp, yeniden konservatuvara kayıt yaptırıp, okumaya başladığını söyledi.
Kimler mi?
Mehtap Saraç, Seçil, Onur Şan, Ebru Yaşar, Gökhan Tepe ve Mahsun Kırmızıgül...
Mahsun Kırmızıgül’ün konservatuvarı bitirdiğini sanıyordum, meğerse bitirmemiş.
İki yıl okuduktan sonra konservatuvarı bırakan Kırmızıgül, af çıkınca kaydını yenilemiş, ama o günden bu yana konservatuvara hiç gitmemiş.
Hatırlarsanız 1990’lı yıllar müzik dünyasının “altın çağı”nın yaşandığı dönemdi.
Yıllık albüm satışları 40-50 milyon arasında değişiyordu...
Yıldız adayları akın akın müzik dünyasına geliyordu...
İşte bu dönemde müzik dünyası, konservatuvarlarda okuyan birçok gence albüm yapıp şöhretle tanıştırdı.
Onlar da ayaklarına gelen bu fırsattan yararlanıp, konserden konsere koştu...
Konservatuvarda öğrenciyken birden bire şöhretle ve parayla tanışan yıldızların çoğu, “Çeşme akarken testiyi doldurmak lazım” deyip, eğitimlerine ara verdi.
Ancak müzik dünyasının “altın çağı” uzun sürmedi.
Müzik dünyasının “altın çağı” 2000’li yıllarda “gerileme” ve “duraklama” dönemine girince “konservatuvar terk” şarkıcılar da parola değiştirdi.
90’lı yılların yıldızları, “Madem ki, müzik dünyasında işler kesat, o zaman yarım bıraktığımız eğitimimizi tamamlayalım” diyerek konservatuvara döndü...