Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Mahsun aylardır bu diziyi yazıyor

Kim derdi ki, “Mahsun Kırmızıgül günün birinde sinemacı olacak ve çektiği her film iş yapacak?”
Ama oldu...
AK Parti’nin bu seçimde kullandığı sloganlardan biri neydi?
“Hayaldi, gerçek oldu.”
Kırmızıgül, arkadaşı Murat Tokat’la Boyut Film’i kurarken elbette ki, sinemaya dair hayalleri vardı.
Ancak kanaatim o ki, Kırmızıgül bile bu kadar kısa sürede sinemada bu noktaya geleceğini hayal bile etmiyordu.
Yapımcı, senarist, yönetmen ve oyuncu olarak imza attığı üç filmle sinemalara 10 milyon seyirci çeken Mahsun Kırmızıgül’ün gündeminde şu sıralar yeni bir sinema filmi yok...
Çünkü Kırmızıgül, şimdilerde “Boyut” değiştirdi.
Kırmızıgül, Boyut Film’e başvuranlar arasından seçtiği dört senaristle aylardır yeni bir televizyon projesi üstünde çalışıyor.
Kırmızıgül ve senaryo ekibi, bazı günler 8-10, bazen de 15 saat mesai yapıyor.
Kırmızıgül’ün amacı sinemada önemli işlere imza atan Boyut Film’in drama dizisinde de aynı işi başarmış olması.
Boyut Film’in çektiği ilk dizi TRT 1’de yayınlanan “Başrolde Aşk.”
Başrollerini Mustafa Sandal, Dolunay Soysert ve Vildan Atasever’in başladığı dizi bir salon komedisi...
Kırmızıgül ile dört senaristin beş aya yakındır üstünde çalıştıkları senaryonun türü dram...
Dizinin konusu, kadrosu ve hangi kanal için çekileceğine dair bilgim var, ama şimdilik yazamayacağım.
Çünkü Kırmızıgül bunları “yazılmamak kaydı”yla söyledi.
Ama şu kadarını açıklayabilirim.
Kırmızıgül, 15 yaşındaki Doğulu bir genç kızın yaşadığı dramdan yola çıkıp Türkiye’nin sosyal yaralarından birine parmak basacak.

Haberin Devamı

Ha “Hırtlar Vadisi”, ha “Tırtlar Vadisi”
Göztepe’den giderken baktım, bir çim sahanın önünde çekim yapıyor bir televizyon ekibi.
Ne çekiliyor burada diye sorduğum görevli, “Canım Babam dizisinin çekimleri var” dedi.
Mehmet Aslantuğ’a hayırlı olsun demek için otomobilimi park edip halı sahanın cafesine girdim.
Baktım Mehmet Aslantuğ ve Altan Gördüm, okuma provası yapıyor.
Prova bitene kadar bekledim.
Senaryonun bir yerinde “Kurtlar Vadisi Pusu” dizisine gönderme yapan bir bölüm var.
Oraya gelince Altan Gördüm, Mehmet Aslantuğ’a, “Hırtlar Vadisi demek mi daha doğru, yoksa Tırtlar Vadisi mi?” diye sordu.
Aslantuğ, “Ha Hırtlar Vadisi, ha Tırtlar Vadisi ne fark eder?” diye yanıt verdi.
Okuma provaları bitince Aslantuğ ile sektör üzerine sohbet ettik.
Ancak bu mevzu çok derin, o yüzden şimdilik girmeyelim.
Aslantuğ’un çekim sırası gelince, başarılar dileyip setten ayrıldım.

Haberin Devamı

Kusura bakma Cündübeyoğlu
atv’nin yeni dizisi “Kalbim Seni Seçti”nin başrol oyuncusu Ebru Cündübeyoğlu ile karşılaştım bir davette...
İkimizin de yanında ortak tanıdıklar vardı.
Cündübeyoğlu’nun hakkımda söyledikleri beni şaşırttı...
“Selam verdim, borçlu çıktım” denir ya, kendimi aynen öyle hissettim.
Çünkü Cündübeyoğlu, “Ali Abi yüzünden üniversiteyi altı senede bitirdim” dedi ve ekledi:
“Uludağ Üniversitesi İktisadi Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü’nde okurken Ali Abi benimle söyleşi yaptı. ‘İktisat’ta okuyan bir öğrenci olarak en zorlandığın ders nedir?’ diye sorunca ben de saf saf, ‘Para dersine gelen hocamız taktı bana’ diye cevap verdim. O da bunu yazdı. O söyleşiyi okuyan hoca, iki sene süründürdü beni.”
Cündübeyoğlu’nun bu sözleri, sıcak İstanbul akşamında adeta soğuk duş etkisi yaptı bana...
Çünkü Cündübeyoğlu’nun sözüne ettiği söyleşi aklımdan çıkalı yıllar oldu.
Sonra Milliyet’in arşivine girip, baktım Ebru kısmen haklı.
20 Ekim 1996 tarihinde Milliyet’te yayınlanan söyleşinin başlığını “Para’dan sınıfta kaldı” diye atmışım.
Aradan koca bir 15 yıl geçti, ama Cündübeyoğlu bu “acı hatıra”yı unutmadı.
Kusura bakma Ebru, vallahi kötü bir niyetim yoktu.
Üniversitede iki yıl fazla okumana sebep olduğum için gerçekten üzgünüm.
Özür dilerim.
“Para” dersinin hocası, zaten sana takmış ve bırakmıştı.
Benim attığım o başlık, bardağı taşıran son damla oldu, hepsi bu!

Haberin Devamı

Sedef İybar’ın yemek kitabı
Sunucu Sedef İybar, “40 sevilen isimden” derlediği “Yudum Yudum Lezzet” adlı kitabındaki “40 zeytinyağlı tarifi” ilginç bir çalışma...
Dilara Koçak, Dilek Hanif, Zeynep Erol’un çorba, Ata Demirer, Ayhan Sicimoğlu, Demet Akbağ, Emre Çapa, Nihan Buruk, Nihat Odabaşı’nın salata, Dilhan Hanif, Ezgi Mola, Fulya Terim, Güliz Hasman, İnci Birsel, Mustafa Toner, Pınar Tezcan, Seçil Kenar, Selahattin Dönmez, Yüksel Uzel’in zeytinyağlı sebze, Altan Erkekli, Belçim Bilgin, Gülben Ergen, Pamela De Andrea, Suzan Kardeş, Şebnem Çapa, Tolga Atalay’ın makarna ve pilav, Demet Kutluay, Derya Baykal, Kezban Arca Batıbeti, Sedef İyibar’ın balık, Deniz Özerman, Dolunay Soysert, Kaya Demirer, Ragıp Savaş’ın et tavuk, Elif Yalın, İsmail Acar, Yonca Evcimik, Zeynep Madra’nın tatlı, Arzu Kaprol, Ümit Ünal’ın da ekmek ve çörek tarifleri var kitapta...
İybar’ın “önsöz”ünde, “Bu sayfalarda toplanan lezzetleri bana gönderilmiş birer beste olarak düşündüm... Bu samimiyeti sizin de hissetmeniz için anlatım diline fazla müdahale etmemeye özen gösterdim” diye yazmasına rağmen, tarifleri okuyunca şöyle bir “samimi duygu” oluştu bende:
Kitaptaki “40 sevilen isim”den çoğunun, süsleyip fotoğraflarını çektirdikleri yemekleri bir daha yapabileceklerini sanmıyorum.