Mert’le Gert’in düzeni bozuldu!

Aslında her şey yolunda gidiyordu... Yönetim Kurulu kararıyla, dönem dizileri dışındaki tüm dizilere reyting skalasına göre para ödeyen TRT’nin, yapımcılığını Sinan Çetin’in üstlendiği “Mert’le Gert” dizisi ile Avşar Film’in “Süper Babaannesi”ni bu uygulamanın dışında tutmasından taraflar memnundu.
Ne zaman ki yapımcı Burak Törer, “Haksızlık bu. Bana reyting anlaşması imzalattırdınız, paramın yarısını kestiniz, ama ‘Mert’le Gert’ ile ‘Süper Babaanne’ dizilerine ayrıcalık tanıdınız” diye dava açacağını açıkladı ve yapımcının bu çıkışı da bu köşeye konu oldu, tüm planlar bozuldu. “Süper Babaanne” ile “Mert’le Gert”in kaderi değişti demek daha doğru.

Yazılarımızı takip edenler bilir.
O dönemde İbrahim Şahin, bu uygulamayı şöyle savunmuştu:
“Göreve geldikten sonra TRT’nin izlenilirliği konusunda yaptığımız anket çalışmaları ortaya şöyle bir tablo koydu. TRT, çocuklar ve gençler tarafından çok az izlenen bir kanal çıktı. Biz de bu nedenle gençleri ve çocukları çekecek yapımlar yapmaya karar verdik. ‘Mert’le Gert’ ile ‘Süper Babaanne’ bu kapsamda yaptırdığımız diziler. O nedenle de bu dizilerin yapımcılarıyla reyting anlaşması yapmadık.”
Ancak bu konuda aldığım son bilgi şu:
“Süper Babaanne” dizisi, düşük reytingi yüzünden ekrana veda etti. “Mert’le Gert” dizisine ilk 13 bölüm reytingine bakmadan ödeme yapan TRT, ikinci 13 bölüm ve sonrası için bu uygulamadan vazgeçti.
TRT, Sinan Çetin’in “Mert ve Gert”ini de “ne kadar reyting o kadar para” uyguladığı diziler arasına kattı ve kendisiyle çelişir duruma düştü.
TRT’nin ya baştan yaptığı doğru ya da sonradan uyguladığı.
Çünkü ortada birbiriyle taban tabana zıt iki uygulama var.
Merak ettiğim bir konu da şu: Acaba yapımcı Burak Törer, dava açmamış olsaydı TRT, “Mert’le Gert”e tanıdığı ayrıcalıktan vazgeçip onu da reytinge göre ödeme yaptığı diziler arasına sokar mıydı?


İbrahim Şahin’in işi zor
İbrahim Şahin, TRT Genel Müdürü koltuğuna oturduğu gün yaptığı açıklamalarla iddiasını ortaya koydu, ama işi zor.
Çünkü TRT, yaptıkları işi sevenler kadar, TRT’den, TRT Genel Müdürü’nden, onun göreve getirdiklerinden nefret edip, onların başarılı olmaması için elinden geleni ardına koymayanlarla da dolu...
İbrahim Şahin’in TRT’de yaptığı en büyük icraatlarından biri TRT 4’ü TRT Çocuk kanalı yapmak oldu.
Kasım ayında yayına başlayan kanalın yapımlarının çoğu İstanbul’dan... TRT Çocuk yayına başladıktan sonra TRT 1’in o kulvardan çekilmesi gerekmez mi?
TRT’nin çocuk kanalının çocukları ekran karşısına çekmesi için TRT 1’in çocuk programlarına ara vermesi gerekir, ama vermedi. Sorun sadece iki kanal arasında tatsız bir rekabetten ibaret de değil. TRT Çocuk’un birçok programını hazırlayan TRT İstanbul Televizyonu, Ankara’dan TRT’nin repertuvarındaki çocuk programlarını istedi, ama Ankara bu listeyi çıkarıp İstanbul’a vermedi.


Bu yarışmanın ‘Balans’ı bozuk!
Eti Crax Cover Fest’08 Liselerarası Müzik Yarışması, geride bıraktığımız Pazar akşamı sonuçlandı. Eti’nin müzikle ilgilenen lise öğrencilerini teşvik etmek amacıyla böyle bir yarışmaya destek vermesini alkışlıyor ve önemsiyorum.
Keşke böyle yarışmalar çoğalsa...
Keşke her televizyon kanalı gençlere, öğrencilere müzik aşkı aşılayacak bu tür yarışmalar yapsa, Eti gibi markalar da bunlara sponsor olsa... Bu sayede ekranlardaki yarışmalara kalite gelir; ama bizimkilerde o istek nerede? Number One TV’de izlediğim yarışmayla ilgili iki eleştirim var.
Birincisi şu:
30 lisenin katıldığı yarışmanın finalinde 10 grup yarıştı.
Dame De Sion’dan “Pikap” grubu birinci, Faik Somer Anadolu Lisesi’nden “The Midnight Devils” ikinci, Pierre Loti Fransız Lisesi’nden “Catharsis” grubu ise yarışmayı üçüncü olarak tamamladı.
Yarışmayı düzenleyenler 2 bin 500 YTL para ödülünün yanı sıra Uludağ tatili, gitar gibi ödüllerin tümünü birinci gelen ekibe verdi. Dereceye giren diğer grupları ise Eti, evlerine eli boş gönderdi.
İnsan hiç değilse teselli niyetine birer “Crax” verir değil mi?
Onu bile yapmadılar. Hani “teşvik”?
Üstelik Biletix’te yarışmanın final biletleri satışa sunulduğunda “İlk 10’a girenlere Eti’den sürpriz hediyeler var” diye yazıyordu, ama sürpriz boş çıktı.
İkinci eleştirime gelince:
Liseli gençlerin yarıştığı bu tür etkinlikler Balans gibi alkol ve sigaranın serbest olduğu mekânlarda yapılmamalı.
Çünkü öğrencilerin yarıştığı Balans’ta herkes duman altıydı...