Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Pargalı’ Hatice Sultan’ı affettiğini göstermek adına sarılıyor ‘Hatice Sultan’a. Kamera, yakın plan ‘Hatice Sultan’ın omuzuna başını koyan ‘Pargalı’yı gösterirken, ‘Hatice Sultan’ın kıyafetinden de fermuarının kulbu at nalı gibi yansıyor ekrana

‘MUHTEŞEM YÜZYIL’IN FERMUARI PATLADI

Wikipedia ‘amca’ya girip, ‘fermuar’ yazdığınızda şu çıkıyor karşınıza: “Fermuar (Fransızca: ‘fermoir’, kilit, kopça’dan), iki kumaş türü yakanın geçici olarak birleştirilmesine yarayan bağlantı türü. 1891 yılında Whitcomb Judson adlı ABD’li mucit tarafından icat edildi.”
Ya Wikipedia’da yazılanlar A’dan Z’ye yalan ya da ‘Muhteşem Yüzyıl’ı hazırlayanlar kafa buluyor seyirciyle. ‘Muhteşem Yüzyıl’ın ‘fermuar’ gafından önce okurlarımızdan Nevzat Üner’in dizide yakaladığı bir hatayı paylaşmak isterim sizinle.
İşte Üner’in yazdıkları:
“Muhteşem Yüzyıl, korkarım giderek ‘Muhteşem Gaflar’ dizisine dönecek. Arka planda otomobil görünmesinden sonra şimdi de senaryonun akışında değişiklik yapılmaya başlandı.
38 ve 39’uncu bölümlerde ‘Hürrem Sultan’ın atının öldürülmesiyle uğraştık. 38. bölümde ‘Daye Hatun’ hançeri Nilüfer’den almış ve ağalardan birine vererek ‘Onu öldür’ demişti, ‘Nilüfer de bu sahneyi gizlice izlemişti. Oysa 39’uncu bölümde öğreniyoruz ki ‘Daye Hatun’ aynı hançeri ‘Nilüfer’e tekrar vermiş ve atı öldürmezse, öldürüleceği tehdidinde bulunmuş, bu nedenle de Nilüfer öldürmüş atı. (İtiraf etti)
Bu durumda 38’inci bölümdeki hançerin ‘Daye Hatun’ tarafından ağaya verilme sahnesi neden vardı? Şimdi biz neyiz?”

Haberin Devamı

Fermuar mı vardı o zaman?
Gelelim fermuar konusuna.
Star TV’de yayınlanan ilk bölümün başında gizlenen mektuplar üstüne bir tartışma yaşanıyor ‘Pargalı’ ile ‘Hatice Sultan’ arasında.
Çok geçmeden ‘Hatice Sultan’, haksız yere günahını aldığı ‘Pargalı’dan özür diliyor. ‘Pargalı’ da, onu affettiğini göstermek adına sarılıyor ‘Hatice Sultan’a.
Kamera, yakın plan ‘Hatice Sultan’ın omuzuna başını koyan ‘Pargalı’yı gösterirken, ‘Hatice Sultan’ın kıyafetinden de fermuarının kulbu at nalı gibi yansıyor ekrana.
Selma Ergeç’in canlandırdığı ‘Hatice Sultan’ın kıyafetini hazırlayanlar, becerebildikleri ölçüde gizlemeye çalışmışlar sırtı boydan boya kaplayan fermuarı. Göze batmasın diye kıyafetle aynı renkte kulbu olan fermuar bile bulmuşlar. Hatta kulbu kapatsın diye kumaştan bir bant bile yapmışlar, ama hepsi nafile.
O sahnede zaten uzun olan Selma Ergeç’in saçlarını bıraksalardı kendi haline, 19’uncu yüzyılda icat edilen fermuarı, 16’ncı yüzyıla taşıma gafına izma atmamış olacaklardı.

Haberin Devamı

‘TATLISES BEY’İN ÇOCUK SİPARİŞİ!

Basın mensuplarının Etiler’deki Tatlıses Kebap’ta eşi Ayşegül Yıldız ve dostlarıyla yemek yerken görüntüleyip, sohbet ettiği İbrahim Tatlıses, “2012’de çocuğumuz olabilir. Çocuğum esmer olsun, mavi gözlü olsun” demiş.
Kebapçıda kebap siparişi veriyor sanki? 2012’de doğsun, esmer ve mavi gözlü olsun!
Başka?
Burcu ne olsun?
Yanağında gamze de ister misin?
İbrahim Tatlıses, geçirdiği onca badireden sonra, yatıp kalkıp, “Bana bugünleri de gösterdin ya” deyip Allah’a şükredeceğine düşmüş çocuk peşine.
Hem de “Hayırlısı neyse o olsun” diyeceğine şimdiden başladı siparişe.
Tatlıses’le ilgili dün gazetelerde yer alan haberdeki bir ayrıntıya takılıp kaldım.
“Yıldız Hanım hamile değil, aman hamile diye yazmayın” demiş Tatlıses.
Tatlıses’in eşinin adı Ayşegül, soyadı Yıldız değil mi?
Ne zamandan beri Türkiye’de erkekler eşlerine kızlık soyadıyla hitap etmeye başladı?
Ayşegül Yıldız’ında İbrahim Tatlıses’e, “İbrahim Bey yerine Tatlıses Bey” demesi gerekir bu durumda.
Tatlıses, ‘Ayşegül’ dediği halde ‘haber havuzu’nda bu ‘Yıldız Hanım’a dönüşmüşse o da başka bir facia.

Haberin Devamı

‘MUHTEŞEM YÜZYIL’IN FERMUARI PATLADI

NEVVAL?SEViNDi HELiN SOYUNDU!

“O bir gazeteci. Bir yazar. Bir kanser savaşçısı. Kimden mi bahsediyorum? Kendisi de kanser olan, ama hiçbir zaman yenilmeyen çalışmalarıyla binlerce kişiye ulaşan Nevval Sevindi’den.
Son haftaların en önemli gündem maddelerinden olan meme kanserini, daha doğrusu kanseri, memelerini bu yüzden kaybeden Sevindi ile masaya yatırdık.” Helin Avşar’ın HT Pazar için Nevval Sevindi’yle yaptığı söyleşinin spotundan bu cümleler. Kadınların baş belası bir konusu masaya yatırdığın için Allah senden razı olsun. İyi de abla bu poz ne?
Konunuz meme kanseri, konuk memelerini kaybeden Nevval Sevindi’yse, sana düşen sadece soru sormakken soyunmak niye? Varsayalım ki sen, “Böyle bir poz verirsen var ya, bir hafta meme kanserini konuşur Türkiye” diyenlerin gazına geldin ya da zaten soyunmak için bahane arıyordun, Nevval Sevindi’ye ne demeli peki?
O nasıl oldu da başının Helin sütyeni vazifesi görmesine izin verdi, anlayabilmiş değilim. Meme kanseri hastalarına da biraz saygı lütfen. Çok mu bir şey istedim sizden?