Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“Muhteşem Yüzyıl” dizisinin yıldızı Nebahat Çehre’nin özel davetlerdeki şıklığını Beymen’e borçlu olduğunu biliyor muydunuz?

Nebahat Çehre şıklığının sırrı
Bu yılki “Adana Altın Koza Film Festivali”ne kadar ben de bilmiyordum.
“Altın Koza Film Festivali” tarafından bu yıl “Onur Ödülü”ne layık görülen Nebahat Çehre’nin Adana’daki ödül töreninde giydiği kıyafet ilgimi çekti.
Çünkü, layık görüldüğü ödülün rengiyle uyumlu bir kıyafetti üzerindeki...
Sorunca öğrendim ki, Beymen’in Nebahat Çehre’ye gece için verdiği özel bir kıyafet bu.
Neden mi?
Nebahat Çehre, yıllardır Beymen’in “çok özel müşteri”lerinden biri de ondan...
Nebahat Çehre, bir yerden ödül alacağı zaman Beymen’e gidip bir kıyafet seçmiyor kendine...
Yıllardır Beymen’in “çok özel müşterisi” olduğu için “kişiye özel hizmet” giriyor devreye...
Beymen’in Mağazalar Müdürü Ayten Danışman, Çehre’nin katılacağı gecenin ambiansına en uygun kıyafeti seçip gönderiyor ona...
Çehre’nin Adana’da giydiği bu kıyafet Amerikan markası Reem Acra’nın 2011-2012 sonbahar - kış haute couture koleksiyonundan...
Elbisenin satış fiyatı da 18 bin lira...



Geceden gündüze Hilal Ergenekon!

atv, “Kahvaltı Haberleri”nin sunucusunu değiştirdi. Yıllardır “etliye sütlüye” karışmadan, hiçbir skandala bulaşmadan sadece işini yapan Ebru Hekimoğlu gitti, yerine ahaber’de gece programı yapan Hilal Ergenekon geldi.
Hilal Ergenekon, sabah kuşağına alışık bir televizyoncu.
Ergenekon, daha önce FOX’ta da böyle bir program yapıyordu.
Ergenekon, “Uykusuz Her Gece”de olduğu gibi “Kahvaltı Haberleri”nde de başarılı.
Bu kuşağın eskisi olmasına karşın bana sanki Ergenekon, “Uykusuz Her Gece”, daha rahat ettiği bir program gibi geldi.
Gerçi ahaber, atv’ye göre seyircisi az bir kanal.
Ergenekon, ahaber’den atv’ye geçerek daha geniş kitlelere hitap etme imkanı buldu ama canlı yayın yaptığı stüdyonun darlığından mıdır, ekipten mi artık bilemiyorum gecedeki gibi rahat değil sabah programında.
Yerini yadırgamış gibi bir havası var.
Ergenekon’un sunduğu “Kahvaltı Haberleri”nin Serkan Tahmaz adlı acar bir muhabiri var.
İstanbul’un çeşitli noktalarından bağlanıyor canlı yayına...
Ancak Tahmaz, “muhabir”den öte bir şey!
Nasıl mı?
Örneğin kendince bulmuş İstanbul trafiğine çözümü.
Trafikteki çoğu otomobilin içinde sürücüden başka yolcu olmuyor ya, ona takmış kafayı.
Zihniyeti, “Şu maarifler olmasa, ne güzel yönetirdim şu Milli Eğitim’i” diyen Milli Eğitim Bakanı ile aynı...
Sürücüler, toplu taşıma araçlarını kullansa ya da insanlar tek başlarına otomobilleriyle köprüden geçmek yerine, beş kişi bir otomobile doluşup gitse, trafik sorunu kökünden çözülecek ona göre.
atv muhabiri, bu “Zihni Sinir Proce”leri yüzünden günün birinde mikrofon uzattıklarından dayak yerse hiç şaşırmam valla...



Cine5, programımın eskilerini yayınlıyor



2010’da; Türkan Şoray’dan Tamer Karadağlı’ya, Altan Erkekli’den Erkan Petekkaya’ya, Nilgün Belgün’den Ali Poyrazoğlu’na, Müjdat Gezen’den Oktay Kaynarca’ya, Burcu Kara’dan Sibel Tüzün’e şov dünyasının ünlülerini konuk ettiğim “Senin Hikâyen” adlı bir program yapmıştım Cine5’e...
18 hafta süren canlı yayın biteli aylar oldu...
TMSF’nin El Cezire Türk’e sattığı Cine5, “Senin Hikâyen”in eski bölümlerini yeniden yayınlamaya başladı.
“Senin Hikâyen”i zamanında seyretmemiş olanlar, “Hayırlı olsun, Cine 5’te programa başlamışsın” diye tebrik etmeye, bazı menajer ve basın danışmanları da, sanatçılarını konuk etmem için ricaya başladı.
O nedenle yanlış anlamaları önlemek için böyle bir bilgilendirme yapmak durumunda kaldım.


Görüntü bazen aldatır insanı


Öyle sanıyorum ki, bir görüntünün ilk bakışta insanı nasıl da yanıltacağına dair bundan daha güzel bir örnek olamaz.
Ataşehir’de yaşadım bunu.
Ana cadde üzerindeki İspark’ın ceplerinden birine park ettiğim otomobilimi, geri vitesine takıp yola çıkacağım.
Baktım ki, gelen otomobillerden hiçbiri frene basıp ya da başka şeride geçip, yol vermeye niyetli değil.
Mecburen beklemeye başladım.
Derken arkamda bir otomobil durup geri geri gelmem için bana şans verdi.
Parktan çıkıp yola doğrulur doğrulmaz klakson çalıp, teşekkür ettim o sürücüye...
Giderken dikiz aynasına baktım, o sürücünün niyeti bana yol vermek değil, boşalttığım yere park etmekmiş meğer.
Onca sürücü arasından bana bir kişi şans verdi, o da beni değil, kendini düşündüğü için yaptı bunu.



Yeni gözdem ‘Radi Hoca’!

TRT Okul’da “Radi Hoca” adlı bir program var.
Şimdiye kadar bu programı izlememişseniz, şiddetle tavsiye ederim.
“Radi Hoca”, hafta içi her akşam 22.25’te TRT Okul’da, bir akşam vakit ayırıp mutlaka izleyin.
“Akşamları benim izleyecek dizilerim var” diyorsanız o zaman Google’a “Radi Hoca” diye yazın ya da radihoca.com’u tıklayın, karşınıza çıkacak videolarından birini izleyin.
O zaman anlayacaksınız “Radi Hoca”yı niye şiddetle izlemenizi tavsiye ettiğimi.
“Radi Hoca” tanıtımlarında şöyle diyor:
“TRT Okul açıldı. TRT Okul’da sabah programı var, haber programı var, fizik programı var, eğitim programı var, gençlik programı var. Peki bu programları izleyip hesap soracak bir program var mı?
Artık var. Sabahtan akşama kadar TRT Okul’u izleyip her akşam fikirlerimi söyleyeceğim.”
Ancak “Radi Hoca” sadece TRT’nin yayınlarını ti’ye almıyor.
Şov dünyasında olan bitenlerle de bir güzel dalga geçiyor.
Belli ki Murat Özsoy’un arkasında iyi bir ekip var.
Müthiş esprili metinler yazıyorlar, “Radi Hoca” da bunları, gerek tahta başında, gerekse de yaptığı canlandırmalarla çok iyi anlatıyor. Günün stresini üzerinizden atmak istiyorsanız, antidepresana ihtiyacınız yok.
5-10 dakika “Radi Hoca”yı izlemeniz yeter.