Ali Poyrazoğlu’nun Nilgün Belgün’ü, üçüncü eşi Atilla Demircioğlu’na 20 milyon liraya sattığından haberim yoktu. Aşk ve Komedi’nin 10. baskısından öğrendim
Nilgün Belgün’ün ikinci kitabı olan ‘Aşk ve Komedi İçimdeki Kadın’ı birkaç yıl önce okumuştum. Belgün’ü bu gece Cine5’te ekrana gelecek ‘Senin Hikayen’ adlı programıma konuk ettiğim için kitabın ‘geliştirilmiş içeriğiyle’ 10. baskı yapan versiyonunu bir kez daha okudum. Kapaktaki ‘geliştirilmiş içerik’ vurgusuna bakıp, benim gibi ‘okumuştum bunu’ derseniz, yanılırsınız. Çünkü neredeyse yeni bir kitap bu.
Goa Yayınevi’nden çıkan ‘Aşk ve Komedi”, Nilgün Belgün’ün renkli hayatından, bir o kadar daha renkli olaylarla dolu. Örneğin Ali Poyrazoğlu’nun Nilgün Belgün’ü, üçüncü eşi Atilla Demircioğlu’na 20 milyon liraya sattığından haberim yoktu. Kitabın 10. baskısından öğrendim bunu. Bu olay nasıl mı olmuş?
İşte Belgün’ün yazdıkları:
“Cem Özer’in İzmir’deki şovunu izlemeye gittiğimizde havaalanında Ali Poyrazoğlu’nun bir arkadaşı karşıladı bizi. Bu kendinden emin, mesafeli ve yakışıklı olan genç adam, Ali’nin Fransızca oyunlarının çevirilerini yapan, Yeşil Kabare’de gitar çalıp, şarkı söyleyen, aynı zamanda üniversitede hocalık yapan Atilla Demircioğlu’ydu. Ben önden yürürken, onlar arkamda kalmışlardı. Ali’yle fiskos konuşmalarını duydum. Ali’ye, ‘Kim bu hanım?’ diye sormuş. Ali de, ‘Rahatına bak, ilgilenebilirsin, çok rahat bir kadındır. 20 milyona ben sana bu işi hallederim’ demiş. Adam da dönüp Ali’ye, ‘Hiç o
tarz birine benzemiyor’ demiş. Ali bu tabii! Hayatı boyunca hep bu şakaları yapmıştır bana. O gece Atilla bizi müzik yaptığı restorana davet etti. Fransızca şansonlar eşliğinde, mum ışığında, kırmızı şaraplı, şahane bir akşam yemeği yedik İzmirli dostlarla. Sonra sohbetimize Atilla da katıldı. Bir süre sonra masadaki diğer insanlardan soyutlanmış, sadece ikimiz konuşuyorduk.
... Yıllar sonra evlendiğimiz zaman Ali, ‘İlla 20 milyonumu isterim’ diye tutturmuştu. Attila da evlendiğimiz gün zarfın içine 20 milyon koyup Ali Poyrazoğlu’na göndermişti. Ama bu bütün alışveriş içinde en zararlı çıkan 20 milyon gibi ucuz bir paraya giden ben oldum.”
Nilgün Belgün, sadece neşeli değil, kendiyle de barışık. O nedenle ‘Senin Hikayen’in çekimleri müthiş keyifli geçti. Belgün’ün sohbeti gibi, yazar olarak üslubu da renkli. Konuştuğu gibi yazıyor çünkü. Belgün’ün hayatını anlattığı “Aşk ve Komedi” kitabından şahane bir aşk ve komedi filmi bile olur.
Maximum Kart’ın yeni reklam yıldızlarıİş Bankası Maximum Kart’ın yeni reklam yıldızları Mert Fırat ile Zeynep Beşerler oldu. ‘Başka Dilde Aşk’ filminde canlandırdığı sağır ve dilsiz genç rolüyle dikkatleri üzerine çeken ve halen ‘Kapalıçarşı’ dizisinde rol alan Fırat ile oynadığı dizilerden çok, Kenan İmirzalıoğlu’nun sevgilisi olarak ün yapan Beşerler, Maximum Kart için dört bölümlük ‘pembe dizi’ çekti. Maximum Kart’ın eski reklamlarında olduğu gibi yeni seride de Fırat Parlak, yine ‘yönetmen’ olarak komut verdi, Fırat ve Beşerler, onun direktifleri doğrultusunda rol kesti!
Maximum Kart’ın ‘Anneler Günü’ nedeniyle düzenleyeceği kampanya reklamında, eski reklamlarında olduğu gibi Nilgün Belgün de rol aldı. Nilgün Belgün’ün ‘anne’ olarak kamera karşısına geçtiği seride, aile tıpkı ‘Aşk-ı Memnu’ dizisinde olduğu gibi sabah kahvaltısında masaya gündelik kıyafetlerle değil, smokin ve tuvalet giyerek oturdu.
‘Yüreğine Sor’, asıl suçlu kim?Büyüküstün destek verse filminin gişesi daha mı yüksek olacaktı? Sanmıyorum...‘Yüreğine Sor’ filmini 95.600 kişinin izlemesini içine sindiremeyen yönetmen Yusuf Kurçenli, ‘Filme hiç destek vermedi’ deyip, başrol oyuncusu Tuba Büyüküstün’ü ve yeni dizisi ‘Gönül Çelen’ yüzünden ona izin vermeyen Tomris Giritlioğlu’nu suçladı. Asis Film de, bunun doğru olmadığını açıkladı. Bu olay bir kez daha şunu gösterdi ki, yapımcılarla oyuncuların bu anlamdaki ilişkisi sorunlu. Aynı şeyi birkaç ay önce Boyut Film de yaşadı. ‘Gecenin Kanatları’nın tek kadın başrol oyuncusu Beren Saat, ne galaya katıldı, ne de filmin tanıtım turlarına. Yapımcı Murat Tokat da, sözleşmedeki taahhüdünü yerine getirmediği için Saat hakkında dava açtı. Peki Saat, galasına ve tanıtım turlarına katılsaydı ‘Gecenin Kanatları‘nı 341.261 kişi değil de daha fazla insan mı izleyecekti? Ya da Büyüküstün, Kurçenli’nin istediği desteği vermiş olsa ‘Yüreğine Sor’ filminin gişesi daha mı yüksek olacaktı? Sanmıyorum... Ancak bu, oyuncuların, oynadıkları filme sahip çıkmamasını, tanıtım faaliyetlerini ‘angarya’ olarak görme keyfiyetini ortadan kaldırmaz. Sonuçta ‘iş ahlakı’yla ilgili bir durum bu.