Aynı Vergi kanunu, İstanbul’da başka, Antalya’da başka uygulanabilir mi? Uygulanıyor ve en güvenilir kurum olan noterde... Üstelik cebinizden çıkan para farklı, ama noterlerin kazançları aynı
Böyle bir şey olabilir mi? Aynı işlem için İstanbul’daki bir noterle, Antalya’daki bir noterin aldığı para farklı olabilir mi?
Vekaletname çıkardığım Antalya 10’uncu Noterliği’ndeki görevlinin bu soruma verdiği yanıt aynen şuydu:
“Öyle şey olur mu? Notere gidip, vekaletname çıkaranların Türkiye’nin her yerinde ödeyeceği para aynıdır.”
İşte size aynı olmadığının belgesi.
Antalya’ya gideceğim gün oğlumdan otomobil satışıyla ilgili noterden vekaletname çıkarmasını istedim. Yağız’ın vekaletname için Kadıköy 22’nci Noterliği’ne ödediği para 38 TL 65 kuruş.
Bir gün sonra aynı işlem için benim de bir vekaletname çıkarmam gerekti.
Antalya’da gördüğüm ilk notere girdim.
Antalya 10’uncu Noterliği vekaletname için benden 42 TL 49 kuruş aldı.
İstanbul’a dönünce iki noterin makbuzlarını karşılaştırdım.
İkisinde de ‘harç’, ‘değerli kağıt’, ‘noter ücretleri’ aynı.
Antalya’daki noterin İstanbul’dakinden 3.84 TL fazla almasına sebep olan şey ‘karşılaştırma’ adı altında alınan bedel.
Kadıköy 22’nci Noterliği’nde bu rakam 5.38, Antalya 10’uncu Noterliği’nde 8.64 TL.
“3 lira 84 kuruşun lafı mı olur?” diyenler olabilir.
Ama buna 3.84 kuruş olarak değil, çarpı işlem sayısı kadar bakmak lazım.
Aynı Vergi kanunu, İstanbul’da başka, Trabzon’da başka, Antalya’da başka uygulanabilir mi?
Uygulanıyor ve bu en güvenilir kurum olan noterde.
Üstelik İstanbul’da Antalya’daki işlemde cebinizden çıkan para farklı, ama noterlerin kazançları aynı.
Türkiye Noterler Birliği’nin buna verecek bir cevabı vardır her halde.
10 LİRALIK OPERA BİLETİ 35 EURO’YA SATILIYOR AMA...
DHA Antalya muhabiri Göksel Yapar’ın haberine göre 10 TL’den satışa sunulan Antalya Devlet Opera ve Balesi’nin biletlerine turistlerin ödedikleri para 35 euro.
10 TL’lik biletlerin yedi katına alıcı bulması ilk bakışta iyi bir şey.
Ama haberin ayrıntıları iç acıtıcı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, opera sanatını halka tanıtmak ve sevdirmek amacıyla bilet fiyatını 10 TL’ye indiriyor.
Turizmciler de bu fırsattan yararlanıp, 10 TL’ye aldıkları biletleri, Avrupa’dan getirdikleri turistlerin tatil paketlerinin içine 35 euro’dan yerleştiriyor.
Gitarist ve viyolonsel Alev Yılmaz da haklı olarak isyan ediyor:
“Gösteriler için gelen konuk solistlere Antalya Devlet Opera ve Balesi, en az beş bin euro ödüyor. Madem operadan asıl parayı turizmciler kazanıyor, en azından konuk solist ve şefleri turizm acenteleri getirsin. Yurt dışı tatil paketlerini satarken, opera ve senfoni konserlerinin de varlığından bahsedip cazibe yaratıyorlar çünkü.”
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Antalya için bu yıl ki parolası ‘11’de 11’.
Yani 2011’de 11 milyon turist.
Hal böyle olunca, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Antalya Devlet Opera ve Balesi’nin bilet fiyatlarını ya da satış yöntemini gözden geçirmesi gerekmez mi?
BU YERLER GERÇEKTEN BiZiM Mi?
Dört kişilik polis ekibi, hakkında 3.5 yıl hapis cezası olan Muhsin Demir’i gözaltına alıyor.
Demir götürülürken, “Beni kurtarın” diye bağırıyor.
Yaklaşık 100 kişi polis aracının yolunu kesiyor.
Öfkeli (!) kalabalık, Muhsin Demir’i polisin elinden kurtarıyor.
Polislerden üçü linçten kaçarak kurtuluyor.
Aziz İba ise kalabalığın arasında kalıyor ve öldüresiye dövülüyor. Sonunda da öldü sanılıp, orada bırakılıyor.
Bu olay Türkiye Cumhuriyeti’nin misak-i milli sınırları (!) içerisinde kalan Yüksekova’da oluyor.
Lefkoşa’da meydanı dolduran 20 bin Kıbrıs Türkü, ha bire Türkiye ve Başbakan Erdoğan aleyhine slogan atıyor.
Daha önce de yazdım, Kuzey Kıbrıs’ta gelinen noktayı Türkiye net bir şekilde göremiyor o yüzden de hafife alıyor diye.
‘Toplumsal Varoluş 2’ mitingine 20 bin kişi katılıp, hep birlikte Türkiye’ye saydırmaları bu konuda ne denli haklı olduğumun göstergesi.
Şimdi gel de su soruyu sorma:
Yüksekova ve Kuzey Kıbrıs, gerçekten bizim mi?