‘ONUR’LU BiR ADIM

PARA SENiN, AŞK BENiM!

Spiker Ece Özbek’le yaşadığı aşk yüzünden 18 yıllık eşi Reyhan Gülman’a boşanırken 3.4 milyon TL tazminat ödeyen Lemi Gülman, “Çok astronomik bir bedel. Yine de öyle mutluyum ki deve kessem yeridir”, Reyhan Gülman ise “Bizim talebimiz daha yüksekti, ama mahkeme bu parayı takdir etti. Bir kadının gururunun kırılmasının ve aldatılmasının parasal hiçbir karşılığı olamaz. Para önemli değil, keşke bunlar olmasaydı” demiş.
Dert yanacağına haline şükretsene...
Aşkın ve paranın yüzünü hasret milyonlarca insan var bu ülkede.

Antalya Kültür Sanat Vakfı’nın başkanı; Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, bir ilke imza atarak bu dönem aday olmadığını açıkladı. Akaydın, bu adımıyla ‘onursal başkanlığı’ çoktan hak etti bana göre

Hafta sonu Antalya’daydım. Çünkü kurucularından olduğum ve halen Denetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptığım Antalya Kültür sanat Vakfı’nın (AKSAV) Genel Kurulu vardı.
Vakfın Senedi’nde, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı’nın AKSAV’ın doğal başkanı olduğu yazar...
O nedenle de her dönem AKSAV’ın Başkanlığı’nı belediye başkanları yapar.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiğinde AKSAV’ın da başkanı olan ve üç yıldır bu görevi yürüten Prof. Dr. Mustafa Akaydın, genel kurulda bir ilke imza attı ve Vakıf Senedi’ndeki yazılı olmasına rağmen bu dönem başkanlığa aday olmadığını açıkladı.
Akaydın, “Yönetiminde olmayacağım, ama Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı olarak AKSAV’ın ‘Altın Portakal’ ve ‘Antalya Tele-vizyon Ödülleri’ gibi etkinlikleri aynı başarıyla yürütmesi için desteğimi sürdüreceğim” dedi.
Tüzük gereği Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı’na rağmen başka bir kurucu üyenin başkanlığa aday olması mümkün değil AKSAV’da.

Onursal başkanlığı hak etti
Buna rağmen Akaydın aday olmayarak sadece demokrasi dersi vermedi, AKSAV’a kendi ayakları üstünde durma fırsatı da tanıdı...
Şu da bir gerçek ki belediye başkanlarının AKSAV’a doğal başkan olmasının yararlarının yanı sıra şayet iktidar başka bir partidense ciddi dezavantajları var.
Genel Kurul’da söylediklerimi buradan yinelemek isterim.
Yönetim böyle bir karar alır almaz, bilemem, ama Akaydın bu davranışıyla benim gözümde AKSAV’ın ‘Onursal Başkanlığı’nı çoktan hak etti.

KILIÇDAROĞLU, PiKNiK ALANI AÇILIŞI YAPACAK

Antalya’nın birçok yerinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 31 Mart’ta şehre yapacağı ziyaretle ilgili duyurular var.
Cumartesi günü de Kılıçdaroğlu’nun Antalya programı, hangi açılışları yapacağı falan çıktı gazetelerde.
Kılıçdaroğlu’nun programında Konyaaltı’ndaki Nashira Park’ın da olduğunu görenler başladılar CHP’lilerle dalga geçmeye.
Diyeceksiniz ki “Niye?”
Çünkü Nashira Park denen yer Konyaaltı’nda modern bir piknik alanı...
Hüseyin Aydoğan adlı otelci yıllardır Antalyalıların piknik alanı olarak kullandıkları şehir içindeki 120 dönümlük ormanı kiralayıp, günübirlik tesisler yaptı içinde.
Neler mi var Nashira Park’ın içinde?
‘Mangal evi, nargile evi, uzay gözlem merkezi, macera parkı, çocuk parkı, kaykay parkı, tenis kortları, paint ball, koşu alanları, simitçi’.
İnternet sitesinde böyle yazıyor.
Konakladığım Porto Bello Hotel, Konyaaltı’nda.
Nasılsa yakın gidip bakayım dedim, insanların CHP’lilere, “Genel Başkan’ınız kendin pişir kendi ye tesisinin açılışını yapacakmış” diye takıldıkları park nasıl bir yer diye...
Mangal dumanlarını takip edince elimle koymuş gibi buldum orayı.
Özel sektör eli değince çehresi de değişmiş bildiğin güzel bir piknik alanı...

‘ÇÖLÜN GÜLÜ’, AVRUPA’NIN DİKENİ!

Suriye lideri Beşar Esad için çember daralıyor. Çünkü Avrupa Birliği (AB), Esad ve birinci derecedeki yakınlarının malvarlığını dondurdu, hepsine seyahat yasağı getirdi.
Suriye’de her gün onlarca insanın ölümünden sorumlu olan bir lider için böyle bir karar verilmesinde anormal bir durum yok.
Ancak bu kararla birlikte bir başka yasak kararı daha çıktı, hem de aynı zamanda İngiliz vatandaşı olan First Lady Esma Esad için...
Esma Esad ve kız kardeşi, eskiden olduğu gibi bundan böyle Avrupa’nın lüks mağazalarından internet üzerinden de alışveriş yapamayacak.
İngiliz gazetelerinden biri, alışveriş belgelerini yayımladıktan sonra gelmiş bu yasak.
Hani ‘özel hayat dokunulmaz’dı?
Hani ‘özel hayatın gizliliği var’dı?
İnsanların bilgisayar üzerinden yaptıkları işlemlere mahkeme kararı olmadan ulaşmak ‘etik’ mi?
Şimdi; Esma Esad’a ‘Çölün Gülü’ sıfatını uygun gören İngiliz basını, ‘AB’nin dikeni’ sıfatını hak etmedi mi?