OZAN DOĞULU’NUN GÜNAHI NEYDi PEKi?

Uyuşturucu operasyonunda satıcılar ve alıcıların kimlikleri teşhir edilmedi. Peki Ozan Doğulu’nun başı kel mi? Niye adıyla, soyadıyla ve de fotoğrafıyla teşhir ettik onu? Bunun adı çifte standart değil mi?

Polis, sosyeteye uyuşturucu satan bir şebekenin peşine düştü. Operasyonda sadece ‘satıcılar’ yok, ‘alıcılar’ da var adı geçen.
Polis, Kamil S.A., Uğur B. Selim B., Beytül B., Hasan K., Sertip K., Ramazan F., Mehmet E.’yi gözaltına aldı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen kullanıcıların arasında işadamı Engin Y., müzisyen Kutlucan Ş. ve
işadamı Cenker Ü., de var.
Polisin, kullanıcı olduğu tespit edilen işadamı Mehmet D. ve eski mankenlerden Ayşe S. E.’nin ifadesine başvuracağı açıklandı.
Gördüğünüz gibi hiçbir zanlının kimliği teşhir edilmedi.
Peki aynı operasyonda polisin ifadesine başvurduğu Ozan Doğulu’nun başı kel mi?
Niye adıyla, soyadıyla ve de fotoğrafıyla teşhir ettik onu?
Doğulu; Türkiye’de değil, ama yurt dışında uyuşturucu kullandığını itiraf etti.
İtiraf sırası bizde, bunun adı çifte standart değil mi?

BU OYUNUN DA ADINI SiZ KOYUN

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın kaldırdığı oyunla ilgili ne demişti Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Ayşenil Şamlıoğlu?
“Ben bir oyuna karar veriyorum, Onk Ajans’a ‘Oyunun telifi siz de mi?’ diye soruyorum. ‘Evet telif hakları bizde’ deyip bizimle telif sözleşmesi yapıyor. Böyle dramatik bir atlamayı nasıl yaptılar, doğrusu şaşırıyorum.”
Onk Ajans yaptığı yazılı açıklamayla Şamlıoğlu’nu yalanladı, hem de çok ağır bir üslupla.
Dün Milliyet’te ‘Sözleşmeyi göstersinler 53 yıllık ajansı kapatırız’ başlığıyla yer alan açıklamanın özeti şu:
“Şehir Tiyaroları, oyun için bize başvurdu, ama ortada ne verilmiş bir söz ne de yapılmış bir sözleşme var. Hak sahibinden olumlu izin gelmeden ajansımızın sözleşme yapması kesinlikle mümkün değildir. Şehir Tiyatroları elinde yazılı bir izin ya da sözleşme olmadan söz konusu oyunu sahnelemeye kalkmıştır. Şehir Tiyatroları bu tutumlarıyla Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nu (FSEK) ihlal etmiştir ve suçlu durumdadır. Suçu ajansımız üzerine yıkmak istemesi de Şehir Tiyatroları’nın bir ayıbıdır.”

Belgen varsa koy ortaya
Kültür Sanat Servisi’mizin yaptığı haberin sonunda Şehir Tiyatroları’nın Onk Ajans’ın yaptığı açıklamaya cevap vermek istemediğine dair bir vurgu vardı.
Yok öyle yağma?
Koskoca Şehir Tiyatroları, ‘Bir ajans tarafından kandırılan ve eser sahibinden izinsiz yani korsan oyun sahneye koyan bir sanat kurumu’ durumuna düşürülecek, ama onu yönetenler “Olur mu öyle şey?” demek yerine, susmayı tercih edecek!
Şehir Tiyatrosu’nda bir yığın sanatçının ‘Rosenbergler Ölmemeli’ için sarf ettiği emek boşa gidecek, o sanat kurumunun sorumluları sus-pus olacak!
Şamlıoğlu’nun suçladığı ajans diyor ki, “Sözleşmeyi göstersinler kapatırız 53 yıllık ajansı”.
Şamlıoğlu’nun bu sert çıkış karşısında suskun kalmasının sebebi, Onk Ajans’la Şehir Tiyatroları arasında ‘Rosenbergler Ölmemeli’ oyunuyla ilgili gerçekten de bir sözleşme olmaması olabilir mi?
Şehir Tiyatroları’nın internet sitesindeki 24 Şubat 2012 tarihinde koyduğu,
‘İBBŞT Mart 2012 Oyun Programı’ndan ‘Rosenbergler Ölmemeli’ oyununun kaldırılışı ile ilgili açıklama’ içime bir kurt düşürdü.
“Şeytan ayrıntıda gizlidir” derler.
O açıklamada bir ayrıntı var ki çok önemli.

‘Sözleşme aşamasında’
Çünkü İBBŞT Genel Sanat Yönetmeni Ayşenil Şamlıoğlu’nun yaptığı açıklamayla çelişen bir ayrıntı bu.
“Telif gerektiren her oyunda olduğu gibi İBB Şehir Tiyatroları, Alain Decaux’nun yazdığı ‘Rosenbergler Ölmemeli’ adlı oyun için de Onk Ajans’a, eserin telif haklarıyla ilgili 15 Haziran 2011 günü yazılı başvuruda bulunmuştur. Onk Ajans’ın Türkiye’deki telif haklarının kendilerinde olduğunu belirtmesi üzerine, Kasım 2011’de usulüne uygun olarak sözleşme süreci başlatılmıştır.”
Dikkat ederseniz “Kasım 2011’de sözleşme yapıldı” denmiyor açıklamada.
“Sözleşme süreci başlatılmıştır” deniyor sadece.
Taraflar arasında imzalanmış bir sözleşme olsa, açık açık vurgulanırdı herhalde.
Onk Ajans’ın sert çıkışı karşısında Şehir Tiyatroları’nın suskun kalmasının asıl sebebi bu bence.
Evet, ortada bir tiyatro, bir oyun var.
Oyunun konusu da belli, oyuncuları da.
Bir eksiği var bu oyunun, o da adı!
Onu artık siz koyun.