Bir “Altın Portakal Film Festivali” daha geride kaldı.
Anlaşılan o ki, “Altın Portakal”ın organizasyonunda devrim niteliğinde değişiklikler yapmadıkça, her yıl aynı tablo çıkacak karşımıza...
Bu yılki festivalde 1050 konuğu ağırladı “Altın Portakal”...
Ama etkinliklere bakıyorsunuz taş çatlasın 10, 15 ünlü...
Onlar da “Yeşilçam’ın eskileri”...
Prof. Dr. Mustafa Akaydın, Antalya Büyükşehir Belediye ve AKSAV Başkanı olunca, “Altın Portakal” coşkusunu “Akdeniz Kalkınma Ajansı” kapsamındaki Isparta ve Burdur’a da yayma kararı aldı.
Bu kapsamda “Altın Portakal”ın davetlisi olarak Antalya’ya gelen ünlüler, Isparta ve Burdur’daki korteje katılıp insanlarla kucaklaşıyor.
Bu yıl ünlü, ünsüz topu topu 40 kişi gitti Isparta ve Burdur’a...
Sadece onlar katıldı
Korteje katılanlar arasında da ünlü olarak Eşref Kolçak, Ahu Tuğba, Nuri Alço, Mine Soley, Selçuk Özer, Coşkun Göğen’in (O zaten festivalde görevli) yanı sıra Tümay Özokur’un ajansından aralarında Ayça İnci, Serdar Orçin, Ufuk Özkan, Öykü Çelik, Tolga Karel ve eşinin olduğu 11 kişi...
40 kişi Isparta ve Burdur’a giderken 1010 kişi nerede?
Hepsi beş yıldızlı otellerde istirahatte...
“Yan gelip yatmaya geliyorlar Antalya’ya” dendiği zaman bozulanlar, bi zahmet hamamdan, saunadan, lobide laklaktan kalkıp da gidemiyor Burdur’a, Isparta’ya...
Hadi, “Ben Altın Portakal’a geldim. Bana ne komşu illerden?” deyip gitmiyorsunuz Burdur’a, Isparta’ya...
Bari festivalde yarışan filmleri izlemeye gidin?
O da yok...
“Hayati Hamzaoğlu kim?”
Yarışma filmlerini izleyen ünlü sayısı da sınırlı.
Taş çatlasın 40, 50 ünlü filmlerin galalarını takip etti.
Film izleme, etkinliğe katılma, o zaman niye geliyorsun Antalya’ya?
O zaman “Yan gelip yatmaya geliyorlar Antalya’ya” diye yazdığı için kızmayacaksınız Attila Dorsay’a...
Hayati Hamzaoğlu, Antalya’daki kabri başında anılacak.
Görevliler, gelecek insan sayısına göre araç temin etmek için yeni sinemacılara soruyor, “Hayati Hamzaoğlu’nun mezarı başındaki anma törenine gelecek misiniz?” diye, gelen yanıt ne? “O kim?”
Her seferinde aynı şeyi yapıp farklı sonuçlar beklemenin alemi yok.
O nedenle “Altın Portakal”da devrim şart.
‘Medya takibi’ öyle yapılmaz
“Medya takibi ve medyanın hali” başlıklı yazıma, medya takip şirketlerinden itiraz geldi. Suç kürk ile olsa kimse üstüne almıyor çünkü...
Bir daha altını çizerek vurgulamak isterim ki, doğru değil açıklanan “Bu ay en çok şu sanatçı haber oldu”yla ilgili istatistiki bilgi.
Mustafa Denizli, yorumcusu olduğu Lig TV ekibinin tuttuğu takımların “pas sayısı”na itiraz ediyor.
“Teknik adam olarak beni ilgilendiren pas sayısı değil, verilen pasın takıma yaptığı katkı. Oyuncular ha bire yan pas, geri pas yapmış, ne yapayım ben onu?”
Ünlüler hakkındaki “medya takibi”nde de durum aynı.
Ben bir sanatçı hakkında yazı yazmışım. O gün 161 internet sitesi alıntılayıp, kullanmış o yazıyı..
Şimdi o sanatçının hanesine bunu 162 haber ve yazı olarak yazarsanız olur mu?
Maalesef yapılan bu...
Netice itibarıyla 1 yazı, o ünlünün hanesine 162 yerde haberi çıktı şeklinde yazılıyor.
Ya da X sanatçıyla ilgili bir haber var, o haberde Y’nin sadece adı geçiyor. O haberi başka mecralar da alıp kullanıyor. Ve bu günün sonunda, kullanılan mecra kadar haber ya da yazı olarak kaydediliyor ona.
Oysa haber Y’nin üstüne değil, onun sadece adı var haberde o kadar!
Diyelim ki X bir belgenin 888 tane fotokopisini çektiniz.
Buna “888 belge” demek mümkün mü? Özetle derim ki, Türkiye’de her gün hakkında onlarca farklı haber ve yazı yazılacak kadar şöhret sahibi ünlü yok.
Rakamları şişirip kandırmayalım birbirimizi.
Mafyanın sesi oldular
Dublaj kadrosuna bakar mısınız?
Tamer Karadağlı, Zuhal Olcay, Yıldız Kenter, Rutkay Aziz, Oktay Kaynarca, Gülen Karaman ve Hazal Kaya.
Tek kelimeyle seslendirmenin A Takımı... Peki hangi yapımda buluştu bu kadar ünlü seslendirmeci?
TNT’de yayınlanmaya başlayan “The Sopranos”da...
Sizin anlayacağınız hepsi mafyanın sesi oldu!
“The Sopranos”da hangi sanatçının, sesini hangi karaktere verdiğini merak ediyor musunuz?
İşte bu sorunun yanıtı:
Tamer Karadağlı: Tony Soprano.
Zuhal Olcay: Tony’nin eşi Carmela.
Hazal Kaya: Tony ve Carmella’nın kızı Meadow.
Yıldız Kenter: Tony’nin annesi Livia.
Rutkay Aziz: Uncle JR.
Oktay Kaynarca: Tony’nin yeğeni Chris Moltisanti.
Gülen Karaman: Dr. Melfi.
Bu kadar ünlüyü bir dizinin hele hele de mafya dizisinin dublajında buluşturmak bir maharet ve iyi para demek Kutluyorum bunu başaranları... “The Sopranos” ara sıra baktığım bir diziydi, “Dublajın A Takımı” beni takipçisi yaptı...
Uzunlar haklı ama...
“Kurtlar Vadisi Pusu”dan sonra “Fatmagül’ün Suçu Ne?” dizisinde izlediğimiz Musa Uzunlar, 3 Şubat 2012’de vizyona girecek “Eş Ruhumun Eş Zamanı” adlı sinema filminde de “konuk oyuncu” olarak kamera karşısına geçti.
Senaryosunu R. Şanal Günseli ve Işık Elçi Günseli’nin yazdığı, R. Şanal Günseli’nin yönettiği filmde Deniz Seki gibi konuk oyuncu olan Uzunlar, sette şöyle bir açıklama yaptı:
“Oyunculuk benim yaptığım bir iş, yaşama biçimim değil. İstediğim işi yapıyorum tabii ki, hayallerimin peşinden koşuyorum. Hayalimde bir rol yok. Ben her insana çok değer veriyorum. Çünkü bir insanın diğer insandan, bir karakterin diğer karakterden bir farkı olduğuna inanmıyorum. Bir manavla, bir doktor arasında bir insan olarak nasıl bir fark olabilir ki?”
Musa Uzunlar’ın tespiti doğru, “manav da insan, doktor da”, ama gel gör ki, toplumdaki özgül ağırlıkları farklı.
“Doktordan satılık” çok otomobil ilanı gördüm şimdiye kadar, ama “Manavdan satılık oto” ilanı hiç rastlamadım mesela...