Bu akşam heyecan dorukta olacak. Yılın En İyileri’ belli olacak. Aslında onca film arasından ‘işte film bu’ denecek 6-7 tane vardı. Gördüklerim ve duyduklarım ışığında öngörüm ve tahminlerim var. Benim için Altın Portakal’ın ‘sanat filmi’ kokan yapımlara gitmesi ‘sürpriz’ olur
48’inci Altın Portakal Film Festivali’nde heyecan dorukta. Çünkü sinemada ‘Yılın En İyileri’ bu akşam sahiplerini bulacak.
Her zaman olduğu gibi bazı branşlarda ödüller yerine giderken, bazı ödüller yine tartışılacak.
‘48’inci Altın Portakal’da yarışan 13 filmden dokuzunu izledim.
Benden daha fazla izleyen sinemacılarla konuşup, fikirlerini aldım.
‘En İyi Kadın Oyuncu’ dalında iki favorim var.
İlki ‘Can’ filminin başrol oyuncusu Selen Uçer.
Çünkü, şimdiye kadar birçok dizide yönetmenlik yapan Raşit Çelikezer’in senaryosunu yazıp çektiği filmde müthiş bir oyun ortaya koydu.
İkincisiyse ‘Geriye Kalan’ filminin ‘Zühal’i Devin Özgür Çınar.
Ancak tamamı kadınlardan oluşan jüri, ‘Altın Portakal’ı ‘Nar’da oynayan Serra Yılmaz’a verirse, hiç şaşırmam.
‘En İyi Kadın Oyuncu’ ödülünün, bu üç isimden başkasına gitmesi sürpriz olur.
‘En İyi Erkek Oyuncu’ ödülünde gönlüm ‘Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm’ün başrol oyuncusu Erdal Beşikçioğlu’ndan yana.
‘Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm’ gişe yapacak bir iş.
Festival jürilerinde genelde şöyle bir anlayış hakim:
“Bu film zaten iş yapar. Bizim vereceğimiz ödülün ona ekstra bir katkısı olmaz. Bari bütçesi düşük filmleri ödüllendirelim ki, gişesine katkı yapsın, yönetmeni yeni bir film çekme şansı elde etsin.”
‘48’inci Altın Portakal’ın jürisinde de bu düşünce hakim olursa ‘Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm’ Antalya’da ‘sıfır’ çekebilir.
O zaman ödül ‘Zenne’ filminde ‘Zenne’yi oynayan Kerem Can, ‘Güzel Günler Göreceğiz’de rüşvetçi ve kokainman bir komiseri oynayan Uğur Polat veya ‘Geriye Kalan’dan Erkan Bektaş’a gidebilir.
BU FiLMLER FiNALE KADAR NASIL GELDi?
Yıllardır ‘Altın Portakal’ı takip ederim. İlk kez bu yıl Antalya’da bu kadar çok film izleme fırsatım oldu. Bazı filmleri izlerken, ön jüri, onlarca film arasından bunları mı seçti sorusuna yanıt aradım.
Görüşlerimi paylaştığım birçok sinemacının da aynı fikirde olduğunu görünce, ‘ön jüri’de görev yapanlara, “Bu filmler nasıl oldu da finale kaldı” diye sormadan edemedim. Onların da söyledikleri özetle şu:
“Aslında onca film arasından ‘işte film bu’ denecek 6-7 tane vardı. AKSAV bizden 13 film seçmemizi isteyince, onları da mecburen yarışma filmi yaptık.”
Bu filmleri galasında izlerken öylesine açmazda kalıyor ki insan.
Yarıda bırakıp çıksan, film ekibine ayıp.
Çıkmazsan kendine yazık.
Bir de “Yeni sinema anlayışı bu!” demiyorlar mı?
Çok merak ediyorum vizyona girdiklerinde bu yeni sinema anlayışına izleyici prim verecek mi?
‘EN iYi FiLM’ HANGiSi OLUR?
Festivalde 13 filmden bana göre üç, bilemedin dört tanesi gişede iş yapar. Diğerleri gişede çakılır.
İş yapacak filmler de şunlar:
1. ‘Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm’
2. ‘Can’
3. ‘Güzel Günler Göreceğiz’
4. ‘Geriye Kalan’.
Bu filmlerden de gişede hayal kırıklığı yaratan olabilir, ama diğer dokuz film arasından gişede iyi iş yapanın çıkması çok zor, ama imkansız değil.
Sonuçta size göre ‘çok kötü’ olan bir şey, başkalarına göre ‘çok iyi’ olabiliyor.
Benimkisi; gördüklerim ve duyduklarım ışığında bir öngörü, bir tahmin neticede.
O yüzden ‘En İyi Film’ ve ‘En İyi Yönetmen’ gibi kategorilerde ‘Altın Portakal’ların bu filmlere gitmesi ‘normal’, daha bir ‘sanat filmi’ kokan yapımlara gitmesi ‘sürpriz’ olur benim için.
“ALDATILDIĞIMI BEN DE BU AKŞAM ÖĞRENDiM”
Tarık Akan’la Rutkay Aziz arasındaki dostluğu, samimiyeti sinema dünyasında bilmeyen yoktur.
Rutkay Aziz, ‘Altın Portakal’ın açılış gecesinde yaptığı konuşmayla bir anda ‘olay adam’ oldu ya, Tarık Akan’ı bu zevkten mahrum bırakmak olur mu?
‘Geç Gelen Altın Portakallar’ gecesinde Müjde Ar, Tarık Akan için yaptı yapacağını.
‘Altın Portakal’ın Jüri Başkanı Müjde Ar, Tarık Akan için şöyle bir itirafta bulundu:
“İnşallah eşim televizyondan seyretmiyordur. Tarık Akan benim için hâlâ çok yakışıklı.
35 yıllık bir arkadaşlık. Onu bilmem ama ben, filmlerde onunla sahiden öpüşürdüm.”
Törenden sonra aynı minibüsle otele dönen ünlü menajer Erkan Özerman, araçta bulunan Müjde Ar’ın eski hayat arkadaşı müzisyen Atilla Özdemiroğlu’na şöyle bir soru yöneltti:
“Atilla, Tarık Akan’la filmlerde sahiden öpüştüğü yıllarda sen Müjde’yle değil miydin?”
Minibüste küçük çaplı bir sessizlik yaşandı.
Özdemiroğlu, düşündü, taşındı ve “Haklısın valla. Aldatıldığımı ben de bu gece öğrendim” dedi ve minibüste kahkaha tufanı koptu.