Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Prenses Caroline Ege’de Mavi Tur’da


Burası Göcek’in açıkları... Ege’de Mavi Tur’a çıkanların mutlaka uğradıkları bir koy...
Koya demirli yatlardan biri Galatasaray Futbol Kulübü’nün Başkanı ve işadamı Adnan Polat’a ait... Bir owner suit, bir VIP ve iki misafir kabini, iki salon, sauna ve jakuzili Adnan Polat’ın yatının yanına demirleyen yattakiler ise Ege Denizi’nde Mavi Tur’a çıkan ise Monaco Prensesi Caroline ve eşi Hannover Prensi Ernst-August’tan başkası değildi. Geride bıraktığımız hafta sonunu Samim Baki’nin sahibi olduğu Cobra Yacthing tarafından üretilen 38 metre boyundaki Maisha adlı yatla Göcek’te geçiren Adnan Polat ve misafirleri, dünyanın en küçük ama bir o kadar da zengin ülkelerinden Monaco’nun Prensesi Caroline ile aynı ortamı solumanın keyfini yaşadı.  Monaco Prensesi Caroline ile eşi, Pacha adlı yatlarıyla çıktıkları Mavi Tur’da, takımları Monaco’yu 1989 yılında Şampiyonlar Ligi’nden eleyerek tarih yazan Galatasaray’ın yeni başkanının bulunduğu yatın yanına demirlemesi hoş bir tesadüftü.


Roma’dan alacak,  Rumeli’de giyecek
Son yıllarda çıkardığı her albüm ya da single ile yaza damgasını vuran Demet Akalın, bu yaz İstanbul’daki ilk açık hava konserini 18 Ağustos’ta Rumeli Hisarı’nda verecek.
Prenses Caroline Ege’de Mavi Tur’da
Konsere hayli vakit var, ama Akalın şimdiden Rumeli Hisarı konseri için kolları sıvadı.
Akalın, 18 Ağustos’ta vereceği konserin görkemli geçmesi için koreografı ve dansçılarıyla çalışmaya başladı. Ancak bu çabalar bile Akalın’ın Rumeli Hisarı’nın sahnesinde farklı ve güçlü hissetmesine yetmemiş olacak ki, şarkıcı bu konserde giyeceği kıyafet ve ayakkabıları almak için İtalya’ya uçtu.
“Avrupa’da modanın iki başkenti var; biri Paris, diğeri Milano” derler.
Akalın, İtalya’ya gitti ama Milano’ya değil...
Demet Akalın, Rumeli Hisarı’nın sahne kıyafetlerini almak için Roma’ya gitti...
Şarkıcı, alışverişe gittiği Roma’da iki gün kalacak.


Bazı TV kanalları yine sınıfta kaldı
Pazar akşamı Güngören’de patlayan bombalar, sadece onca masum insanımızın yaşamını yitirmesine, onlarcasının yaralanmasına sebep olmadı. Güngören’de peş peşe patlayan o bombalardan çıkan parçalar hepimizin yüreğine saplandı.
Pazar akşamı bir şey daha yaşandı.
O akşam,  ekranın sol tarafına “Son Dakika”, alt kısmına da “Güngören’de patlama, ölü ve yaralılar var” yazıp, yayın akışlarını uzunca bir süre bozmadan sürdüren birçok televizyon kanalı da sınıfta kaldı.
CNN Türk, olay yerinden canlı bağlantıya geçip Güngören’deki dehşeti gözler önüne serdiği dakikalarda bile bazı kanallarda hâlâ tam gaz eğlence vardı.
Üstelik bunların çoğu son dakika müdahalesinin en kolay yapılacağı canlı yayındaydı...
Ne zaman neyin olacağı belli olmayan, her an bir olayın patlak verdiği bir ülkede televizyon kanalları böylesi hazırlıksız olmamalı...
Hadi diyelim ki hafta sonu diye hazırlıksız yakalandınız.
Bari o zaman bari alttan ölü ve yaralı anonsu yapıp, üst tarafta “Vur patlasın, çal oynasın” türü programlar yayınlamayın...

Sinemada Real D devrimi
Merhum televizyoncu Cüneyt Şaşmaz’ın Fransa’da sinema eğitimi gören kızı Cem Şaşmaz, baba dostu Ömer Rıza Çam’ın film şirketi R Film’de çalışmaya başladı. Sinemada gelişen teknolojiyi yakından takip eden Şaşmaz’ın konuya dair anlattıkları bir hayli ilgimi çekti.
Eskiden sinemada gösterilen filmler bobinler halindeydi...
Teknoloji sayesinde film bobinleri artık tarihe karışıyor.
Çünkü 35 mm kopyaların yerini hard diskler alıyor.
Gelişen teknoloji sinema filmlerinin taşıyıcılarının boyutunu küçültüp, kopya maliyetini büyük ölçüde düşürürken görüntü kalitesini daha da artırıyor.
Hele hele Real D teknolojisi sayesinde izleyiciler, kendilerini filmin içinde gibi hissediyor. Hard disklerden Real D server’larına yüklenen filmler yine beyazperdede gösteriliyor ama görüntüyü bir başka boyuta taşıyor.
Bir ay öncesine kadar Türkiye’de seyircilerin gözlüklerini takıp Real D filmlerini izleyebilecekleri  salon sayısı sadece 2 iken, şimdi Real D server’ına sahip salon sayısı 10’a çıktı.
İstanbul’un yanı sıra Mersin, Antalya, Kayseri, Ankara ve İzmir’de de artık filmlerin üç boyutlu gözlüklerle izlenebildiği salonlar mevcut.
Bir filmi üç boyutlu olarak izlemek, iki boyutluya göre 2.5 YTL daha pahalı... O da gözlük farkı... Buna rağmen Real D’ye ilgi müthiş.
Örneğin “Dünyanın Merkezine Yolculuk” adlı film, aynı anda 10 salonda üç boyutlu olarak, 96 salonda da iki boyutlu olarak vizyona girdi.
Sayısı sadece 10 olan Real D salonlarının gişesi, 96 kopya ile vizyona giren filmin 2 boyutlu versiyonunu geride bıraktı.
“Dünyanın Merkezine Yolculuk” adlı filmi şimdiye kadar 168.412 kişi izledi. Filmi 10 salonda Real D olarak izleyenlerin sayısı 90.000’i bulurken, filmi 96 salonda normal haliyle izleyenlerin sayısı 78.412’de kaldı. Cem Şaşmaz, “Real D’ye Türkiye’de olan ilgi hepimize ceraset verdi. Eylül’de vizyona sokacağımız üç boyutlu animasyon filmi ‘Fly Me To The Moon’un da aynı ilgiyi göreceğini tahmin ediyoruz” dedi.

Prenses Caroline Ege’de Mavi Tur’da