SALMAN: “DÖVERiM BEN BU CÜBBELi’Yi”

Cübbeli Ahmet Hoca’yı görünce sigortaları atan İlyas Salman, yanlışlıkla aynı minibüse binince olanlar oldu. Ekibin minibüsten indirdiği Salman, Cübbeli Ahmet Hoca’ya, “Atatürk mezardan kalkacak ve hepinizin anasını belleyecek’ dedi

Şov dünyasının ‘nev-i şahsına münhasır’ yıldızlarından İlyas Salman’la Ahmet Mahmut Ünlü nam-ı diğer Cübbeli Ahmet Hoca yan yana gelir mi? Biri ‘siyah’sa öteki ‘beyaz’ çünkü.
Biri dünyanın ‘güney kutbu’, diğeri ‘kuzey kutbu’ gibi.
Yan yana gelmeleri milyonda bir tesadüfse aynı minibüse binmeleri milyarda bir olabilecek şeydir herhalde.
On milyarda bir olasılık gerçekleşti.
Nerede mi? Antalya’da.
Peki nasıl oldu bu? Olay bizi Antalya’ya götüren uçak havadayken yaşandığı için tanığı değilim.
Ancak İlyas Salman’la birlikte olay anında Antalya Havalimanı’nda olanların anlattıkları bana çok eğlenceli geldi.
Eminim haberin kokusunu alan uyanık biri o anda kayıtta olsa, Youtube’da tıklanma rekoru kıracak bir video çıkardı ortaya.
Cübbeli’yi gördü, delirdi! Gelelim olaya: ‘Altın Portakal’ ekibi, İstanbul’dan gelecek üç uçak dolusu konuğu karşılayıp, otellerine götürmek için Antalya Havalimanı’na akın etti.
Konukları getiren uçaklar peş peşe geliyor.
Görevliler valizlerini alıp dışarı çıkanları, kendilerine tahsis edilen otomobillere bindirip otellerine götürüyor.
Yolcu trafiği yoğun olunca bazı konuklar, otomobillerinin gelmesini beklerken havaalanının bahçesinde sigara içip, meslektaşlarıyla sohbet ediyor.
‘Altın Portakal’ın konuklarından İlyas Salman, meslektaşlarını havaalanında karşılayan Antalyalı sanatçı Sümer Tilmaç’a, oğluna söz verdiği için alkolü bıraktığını anlatırken Cübbeli Ahmet çıkış yapmasın mı içeriden? Cübbeli Ahmet’i görür görmez İlyas Salman’da sigortalar atıyor.
“Döverim ben bu adamı” diye söylenmeye başlıyor.
Yanındakiler Salman’ın koluna girip ‘Cübbeli Ahmet’in menzilinden uzaklaştırıyor.
Derken sanatçılara tahsis edilen VIP araçlardan biri görünüyor.
Ve ikisi aynı minibüste İlyas Salman, gelen otomobilin kendine tahsis edilen minibüs olduğunu sanıp, şoför mahalline kuruluyor. ‘Cübbeli Ahmet’ yüzünden kabaran öfkesini bastırmak için sigarasını içmeye de devam ediyor.
Bu arada ne olsa iyi? Cübbeli Ahmet, alanda onca otomobil varken gelip, İlyas Salman’ın ön koltuğuna kurulup, sigara içtiği VIP minibüse binmesin mi? Hem de çarşaflı bir kadın ve korumalarıyla.
İki ayrı dünyanın insanları nasıl oldu da aynı minibüste buluştu? Çünkü gelen VIP araç, Salman’ı otele götürecek minibüsle aynı model ve renkteydi.
Ekip, minibüsleri karıştırdıklarını fark edince, arkadan gelen asıl minibüse bindirmek için Salman’ı indirdi.
Salman minibüsten indikten sonra parmağıyla işaret ettiği Cübbeli Ahmet ve yanındakileri şöyle dedi: “Atatürk mezardan kalkacak ve hepinizin anasını belleyecek.”

‘FEDAKÂR’ FİLMİNİN HER ŞEYİ YÖNETMENİ

‘48’inci Altın Portakal’a gitmeden festivalde yarışan 13 filmden üçünü mutlaka izleyeceğimi yazmıştım.
O filmlerden biri ‘Fedakâr’dı.
Filmi AKM’deki galasında izledim.
Çalıştığı haber ajansı tarafından olayları takip için Suriye’ye giden gazetecinin yolu, SSPE hastası küçük bir kızla kesişir.
Gazeteci, haber için gittiği Suriye’den hırsızlar her şeyini çaldığı için kaçak yollardan Türkiye’ye dönmek zorunda kalır; üstelik sırtında SSPE hastası bir kız vardır.
Suriye’den Mardin’e onlar için çileli, izleyenler için de bitmek bilmeyen bir yolculuk başlar.
‘Fedakâr’ mesajı olan, insana dokunan, ihmal edilen bir aşının, insan hayatında nelere yol açacağını çok iyi anlatan bir film.
Ancak yönetmen Hüseyin Eleman, filmin aynı zamanda yapımcısı, senaristi, görüntü yönetmeni, kurgucusu ve sanat yönetmeni de olunca, aksamış bazı yerleri.
Filmde ayrıca kamyon şoförünü de oynayan Eleman, keşke ‘fedâkar’lık yapıp, işlerinden bir kısmını birilerine devretseydi, eminim ortaya daha güzel bir film çıkardı.

HEP DESTEK, TAM DESTEK
‘Fedakâr’ filmini izlemek için sinema salonuna girdiğimizde görevliler oturacak yer olarak bize jüri heyetinin arka sırasını gösterdi.
Jüriden salona ilk giren Müjde Ar oldu.
Ercan Karakaş’la salona giren Müjde Ar, jüri sırasındaki yerini alırken, tam arkasına Karakaş’ı oturttu.
“Her başarılı erkeğin arkasında başarılı bir kadın vardır” derler.
Bunun tersi de doğrudur.
Her başarılı kadının arkasında, başarılı bir erkek vardır.
Bakınız ‘şekil a’daki Müjde Ar Ercan Karakaş ikilisine.