Mars’ın sinema salonu sayısı Türkiye’deki toplam sinema salonu sayısının üçte biri, ama grubun sinemalarının yaptığı gişe, neredeyse diğerlerinin toplamına eşit
Türkiye’deki sinema salonu sayısı bin 400. Bu salonlardan 249’unu elinde bulunduran Mars Grubu, bir süre önce 183 sinema salonu olan AFM Grubu’nu satın aldı. Bin 400 sinema salonundan 432’sini elinde bulunduran bir grubun, o sektörde ‘tekel’ oluşturduğunu iddia etmek mümkün mü?
Rakamlara göre bir tekel oluşması için Mars’ın elindeki sinema salonu sayısının 700’ün üzerine çıkmış olması lazım.
Mars’ın sinema salonu sayısı henüz o seviyelerde olmadığına göre ‘tekel’lik bir durum yok ortada.
Ancak şöyle de bir gerçek var bu konuda.
Mars’ın sinema salonu sayısı Türkiye’deki toplam sinema salonu sayısının üçte biri, ama grubun sinemalarının yaptığı gişe, neredeyse diğerlerinin toplamına eşit.
Çünkü Mars’ın sinemalarının yeri diğerlerine oranla daha merkezi ve salonları daha konforlu.
Satış, Rekabet Kurulu’nda
Mars’ın AFM’yi satın alarak sektörde tekel oluşturduğunu düşünenler konuyu Rekabet Kurulu’na taşıdı.
Rekabet Kurulu’nun bu konuda nasıl bir karar vereceğini bilemem.
Ancak şunu belirtmekte yarar var.
Mars’ın AFM’yi almasının sinema sektörünün geleceği için zararlı olacağını düşünenler kadar, bunun sektör için iyi olduğunu söyleyen film yapımcıları da var. Onların söyledikleri şunlar:
“Türkiye’deki sinema salonu sayısının üçte birine sahip bir grup, toplam hasılatın yarısını elde ediyorsa, o insanlar kabahati kendilerinde aramalı ve salonlarına yatırım yapmalı.”
“Mars gibi ciddi kuruluşlara filminizi verdiğiniz zaman acaba param kalır mı, gişede beni çalar mı diye bir endişeniz olmuyor. Satılan biletin parasını bir hafta sonra alıyorsunuz, ama bağımsız sinemalarda durum öyle değil. Paranızı almak için peşlerinden koşuyorsunuz.”
“Mars’tan gişe hasılatıyla ilgili anında bilgi almak mümkün, ama diğerlerinde bu yok.”
“70 filmden 10’u iş yapıyor”
“Senede 70 yerli film çekiliyor, ama en fazla 10’u iş yapıyor. Diğerleri zarar yazıyor. Mars, iş yapmayacağına inandığı filmi almıyor. C, D grubuna hitap eden bir filmi, AB grubunun gittiği salonlarda göstermek isteyenler amacına ulaşamayınca, ‘Bu satış sinemada tekel yarattı’ diye gidip Rekabet Kurulu’na başvuruyor.”
“Sinemadaki en büyük sorunlardan biri de şu: Türkiye’de yerli yapımcılar çekilen 70 filmi kasım-mart ayları arasında vizyona sokmak istiyor. Hiçbir yerli yapımcı, yabancılar gibi riske girip filmini ilkbaharda ya da yazın gösterime sokmak istemiyor. Sıkışık takvimde vizyona giren yerli filmler de birbirini baltalıyor. Böyle olunca da yılın sekiz ayında sinema salonları yabancı filmlere kalıyor. O zaman da iş yapmayacak yabancı filmler bile iyi iş yapıyor.”
“ŞAHİN K.’NIN FİLMİNİ GÖSTERİME SOKAMAYIZ”
Türkiye’nin en iyi sinema salonlarını elinde bulunduran Mars, yeni bir uygulama başlattı.
Şirket yöneticileri, boş salonlarda film oynatmamak için gösterime sokacakları her filmi izliyor. İzledikten sonra da yapımcıya, o filmi alıp, almayacaklarını ya da hangi salonlarda gösterime sokacaklarını söylüyor.
Dağıtımcı ile Mars arasındaki ‘çıkar çatışması’ da işte bu noktada başlıyor.
Dağıtımcı filminin en iyi salonlarda vizyona sokmak istiyor, Mars’ın yöneticileri, “Bu film orada iş yapmaz” deyip karşı çıkıyor.
Örneğin çektiği porno filmleriyle ünlü Şahin K.’nın da oynadığı ‘Günah Keçisi’ adlı bir komedi filmi var.
Medya Mühendisi adlı şirketin çekip, Medyavizyon’un dağıtımını üstlendiği bu filmi izleyen Mars yöneticilerinin yanıtı şu oldu:
“Kusura bakmayın, biz bu filmi salonlarımızda oynatamayız.”
Şahin K.’nın yanı sıra Coşkun Göğen (Tecavüzcü Coşkun), Nuri Alço, Sevtap Parman ve Yıldırım Memişoğlu (Ali Desidero) gibi isimlerin oynadığı filmin yapımcısı ve dağıtımcısı, “İş yapacak bir film bu. Şahin K.’nın videoları internette tıklanma rekoru kırıyor. Bu filmin videoları da öyle” deyip Mars’ın yöneticilerini ikna etmeye çalıştı, ama amaçlarına ulaşamadı.
Mars’ın yöneticileri, 21 Ocak’ta vizyona girecek filmi, daha çok C ve D grubu izleyicilerin gittiği birkaç salonun dışında gösterime sokmaya yanaşmadı.
TAVUKTAN YUMURTA VEYA YUMURTADAN DEMOKRASİ!
Horoz bile, “Ben işimi yapıyorum, gerisine karışmıyorum” deyip sıyrıldı işin içinden, ama biz hâlâ tartışıyoruz:
“Tavuk mu yumurtadan çıktı, yoksa yumurta mı tavuktan?”
Üniversite öğrencilerinin eylemleri sayesinde yumurta yine gündemde.
Ve ‘Beyaz Türkler’ konuyu tartışmaya başladı.
Yumurtalı eylemlerin ‘ileri demokrasi’nin mi, yoksa ‘yeni yasaklar’ın habercisi mi, yoksa iddia edildiği gibi ‘Ergenekoncuların işi’ mi olduğunu ise zaman gösterecek.