SANAT-iÇKi VE ÇIPLAK KADIN

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Alman Sosyal Demokrat Parti’nin davetlisi olarak gittiği Berlin’de şöyle bir açıklama yaptı:
“Bugün için laiklik tehlikede diyemem. Bunun altını doldurmak lazım, askıda kalır, gerekçelendiremem.”
Kılıçdaroğlu ile aynı düşüncedeyim. Bu saatten sonra Türkiye’yi değil AK Parti’nin, hiçbir gücün İran ya da Cezayir’e çeviremeyeceği kanaatindeyim.
Ben böyle düşünüyorum, ama toplumda AK Parti’yi laiklik için tehlike olarak gören, Erdoğan’ın gizli bir gündemi olduğu konusunda endişe eden ciddi bir kitle var.
Beyoğlu Tophane’deki Boğazkesen Caddesi üzerindeki sanat galerileri ve resim sergilerine 30 kişinin yaptığı çirkin saldırılar her geçen gün toplumdaki bu endişeyi körüklüyor. Saldırıdan birkaç dakika sonra olay yerine giden arkadaşımız Yasemin Bay’ın dünkü Milliyet’te izlenimlerinden anlaşılan o ki bu olayın failleri belli.
Yasemin Bay’ın yazdıklarından anladığım o ki mahalleli tanıyor bu saldırganları.
Çünkü içlerinden hepsi.

O nedenle hükümet, o olayın faillerini bir an önce bulup, yargı önüne çıkarmalı.
Şayet AK Parti, toplumun belli bir kesimindeki bu endişenin gereksiz olduğunu düşünüyorsa, bu şüphe bulutlarını dağıtmak için bu olay çok güzel bir fırsat.
Birileri sokakta içki içerek, bir başkasının özgürlüğünü tehdit ediyor olabilir.
Bu hiç kimseye kendi hukukunu kendi tesis etme hakkı vermez.
Bu ülkenin polisi var, yargısı var.
İhbar edersen, varsa bir suç, işleyenler cezasını çeker.
O yüzden bu saldırıyı yapanlar yakalanınca sadece ‘mala zarar vermek ve insan yaralamaktan’ değil, ‘toplumda korku ve endişeye zarar vermekten’ de yargılanmalı.
İşin bu kısmını birkaç duruşmada çözmek mümkün, ama toplumun sanata ve sanatçıya bakışını değiştirmek zor.
Üstelik bu; yaşanan olayın kendisinden daha vahim. Mahalle sakinlerinin Yasemin Bay’a söylediği şu söze dikkatinizi çekerim:
“İşte bilirsiniz, burası muhafazakar bir çevre. Sanat denince, çıplak kadınlar, içki içen insanlar akıllara geliyor.”
Maalesef toplumun bir kesiminin de sanattan anladığı bu.
Yazık ki, yazık!

GÜLBEN GELMiŞ KÖYÜME!
Aylar öncesinden söz vermiştim Gülben Ergen’in Trabzon’un Vakfıkebir İlçesi’ne bağlı Deregözü Köyü’nde yaptırdığı anaokulunun açılışına katılacağıma.
Çünkü doğup büyüdüğüm Ballı Köyü’nün karşısındaki köydü burası. Gülben Ergen’in iletişim kazası yüzünden az kalsın verdiğim sözü yerine getiremeyecektim.
Allah’tan ‘Bayan Twitter’ ‘son dakikada’ programı bana bildirdi de, Seferihisar Belediyesi’nin davetlisi olarak salı akşamı yapacağım İzmir seyahatini bir gün sonraya alıp, günü birliğine Trabzon’a uçup, açılışa iştirak ettim.
Gülben Ergen’in ‘Çocuklar Gülsün Diye’ projesi kapsamında yaptırdığı üçüncü yer olan Deregözü’ndeki anaokulunun açılışı saat 13.00’teydi.
Benim de yazımı geçebilmek için saat 13.00’e kadar vaktim vardı.
O yüzden bu yazıyı açılıştan önce yazmak durumundaydım.
Açılıştan sonra gece uçakla İzmir’e geçeceğim. Gülben Ergen’in komşu köyümüzdeki anaokulunun açılışına ilişkin izlenimlerimi ise kısmetse bu sabah Seferihisar’dan yazıp, cuma günü sizlerle paylaşacağım.
İzmir Seferihisar’a gidiş sebebim hakkında da küçük bir ipucu vereyim. Hafta sonu ilginç bir eylem olacak İzmir’in bu şirin ilçesinde. O eylem öncesi Seferihisar’a gidip, neler olacağını yazacağım.

PANA FiLM’iN BiR TAŞLA iKi KUŞ VURMA TAKTiĞi!
Pana Film’in Kurumsal İletişim Müdürü Tuğba Mutaf’ın ‘Kurtlar Vadisi Filistin’ filmi için e-posta yoluyla medyaya servis ettiği basın bülteninde bir şey dikkatimi çekti.
‘Kurtlar Vadisi Filistin’in yeni vizyon tarihinin 28 Ocak 2011 olduğunun açıklandığı bültenin sonunda şöyle bir not vardı. Konuyla ilgili bülteni ve setten en yeni kareleri ekte bulabilirsiniz. Daha fazla set fotoğrafı için: tıklayın.
Bilmeyenler için açıklayayım yazete.com, Pana Film’in sahibi olduğu bir internet sitesi.
Şirket, çektiği filmin fotoğraflarını yazete.com’a yükledikten sonra medyaya servis ederek bir taşla iki kuş vurmuş oluyor.