Bu cuma akşamı Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı, ilginç akşamlarından birini daha yaşayacak.
80’li yıllardan günümüze pop müziğe damgasını vurmuş birçok şarkıya söz yazarı olarak imza atmış Aysel Gürel, ilk kez günışığına çıkan, ünlülerin bestelediği eserleriyle anılacak.
Aysel Gürel’in son dönemde yazdığı ama henüz şarkıya dönüşmemiş 700 şarkı sözü arasından ünlülerin seçip, yorumladıkları eserler “Aysel Gürel Çınar/Volum 1” adlı bir albümde toplandı.
Cuma akşamı Lütfi Kırdar’da işte bu albümün tanıtımı yapılacak.
Prodüksiyonunu merhumenin manevi oğlu İlker Özdemir’in üstlendiği albüm için Gürel’in şarkı sözlerini besteleyip okuyanlar, o gece birer birer sahneye çıkıp bunları kamuoyuna tanıtacaklar.
“Aysel Gürel Çınar / Volum 1” adlı albüm aslında son yıllarda her sanatçıya nasip olmayan bir çalışma.
Müjdat Gezen’in okuduğu “Çınar” adlı şiirle başlayan albümde kimler yok ki?
Sezen Aksu, Gürel’in “O Kadın” şiirini besteleyip okudu.
Söz yazarı ve besteci olarak tanıdığımız ama yorumcu kimliğiyle şimdiye dek hiç karşımıza çıkmayan Şehrazat, Gürel’in şarkı sözlerinden “Rüşvet”i beğenip besteledi ve söyledi.
İlhan Şeşen, “Sevda Hanları” şiirini besteleyip okudu Aysel Gürel için.
“Manevi evlat”tan üç şarkı
Zerrin Özer’in söylediği “Çiçeksiz Bahçe Sokağı”nı besteleyen İlker Özdemir, “manevi annesi” için bir de “Martı”yı besteleyip okudu.
Albümde Aysel Gürel’in sözünü besteleyip şarkıya dönüştüren isimlerden biri de Yavuz Bingöl. Onun okuduğu şarkının adı “İnce Sevdam”...
Gürel’in “Yalan Gibi” şiirini Serkan besteledi, Yonca Lodi söyledi.
Albümde Nükhet Duru’nun payına düşen şarkı ise Ayla Çelik bestesi “Eski Mahalle”.
Timur Selçuk, Gürel’in “Yüzümdeki Çizgiler”ini besteleyip, söyledi.
Suavi ise merhumenin “Nilüfer Beyaz” şiirini şarkı yapıp, yorumladı.
Kubat’ın okuduğu “Ayrılık Zor Geldi”nin bestesi de İlker Özdemir’e ait.
Nilüfer, Adnan Ergil’le birlikte bestelediği “Öyle Bir Sevgi”yi okudu Aysel Gürel için...
Harun Kolçak, “Bir Gece”yi seçip besteledi ve okudu Gürel’in şarkı sözlerinden.
Aysel Gürel şarkılarının bestecisi Murat Güneş, bu kez de “Limanlar”ı besteleyip, okudu albüme...
Atilla Atasoy da Gürel’in 700 şarkı sözü arasından “Orada mısın?”ı tercih edip, besteledi ve yorumladı.
Her şarkıya bir aranjör
Reyhan Karaca’nın okuduğu “Söndür Beni”ye de besteci olarak Feyyaz Kuruş imza attı...
Bir şiir ve 16 şarkının yer aldığı albümde adeta bir aranjör ordusu görev yaptı.
Eser Taşkıran, İskender Paydaş, Murat Engin, Ömer Erd, Mertol Şalt, Erkan Bediroğlu, Aytuğ Yargıç, Buğra Uğur, Mete Artun, Ahmet Özden, Selim Çaldıran, Candar Köker, Erhan Doğan, Volka Tamöz, Cihat Akyıldız, Febyo Taşel, Feyyaz Kuruş, İsmail Derker ve Göksun Çavdar albüme aranjör olarak katkı sağlayan isimler.
Bir şiir ve 16 şarkının yer aldığı albümde adeta bir aranjör ordusu görev yaptı.
Stüdyolar, besteciler, yorumcular gibi bu eserlerin hayata geçmesinde aranjör olarak katkı sağlayan bu isimler de bir kuruş para almadı “Aysel Gürel Çınar/Volum 1”den...
“Volum 1”in anlamı şu:
Devamı gelecek bir proje bu...
Sanat dünyasında “Vefa” denince, “Sanat dünyasında vefa ne arar? İstanbul’da bir semtin adıdır Vefa” diyenlere saygılarımla...
Bu film çok tartışılır
Perşembe akşamı, yani yarın Digitürk’ten yayın yapan TürkMax’te bir hayli tartışma yaratacak bir film yayınlanacak. Digitürk abonesi olanların kaçırmaması gereken ilginç bir film bu.
Filmi ilginç kılan şey başrollerinde Ali Sunal, Bülent Polat, Selim Erdoğan, Hande Kazanova ve Gamze Karaman’ın oynaması ya da bu filmi Harun Özakıncı’nın yazıp, yönetmesi değil.
“Sıfır Noktası”nın ilginç yanı konusu.
“Sıfır Noktası” filminin yanıt aradığı soru şu: En yakın dostunuzu soğuktan donmak üzereyken buldunuz, kurtulması için karınızın onunla sevişmesine izin verir misiniz?
Çünkü bilimsel adıyla hipotermiye giren birinin kurtarılabilmesi için birinin onunla sevişmesi ve kan dolaşımını hızlandırması gerekmektedir.
Filmde bu durumda olan “Tamer”le (Bülent Polat) sevişmesi için kurban seçilen kadınlardan biri çiftlerden birinin eşi... Yani ya Hande Kazanova ya da Gamze Karaman.
Gerçek bir olaydan esinlenerek yazan Harun Özakıncı’yı aradım, iki şeyi sormak için.
Yanıtını merak ettiğim şeylerden biri, gerçek olan şeyin bu hayat kurtaran sevişme kısmı mı, diğeri de niye adam karısını kurban ediyor da, arkadaşı için kendini feda etmiyor?
Özakıncı, “Yaşanmış bir olay bu. Bir arkadaşımın yakınının başına geldi. Bir kadın ona bu anlamda yardımcı olup onu donmaktan kurtardı. Aradaki tek fark, gerçeğinde kadın evli değil, filmde evli” dedi.
Özakıncı, donmak üzere olan kişi adamın arkadaşı, kadının değil, niye adam bu zor görevi üstlenmiyor da eşini feda ediyor soruma ise şu yanıtı verdi:
“Bu konuyu birçok doktorla konuştum. Erkek müdahale ederse adam uyandığında tecavüze uğruyorum diye şoka girmesi ya da kalp krizinden ölmesi söz konusu...”
Yonca Evcimik’le evli olduğu yıllardan tanıdığım Özakıncı’yla bu telefon sohbetini beni Üsküdar’dan Soyak Göztepe Sitesi’ne götüren takside yapmıştım.
Siteye geldiğimde taksinin Rize Gündoğdu’lu şoförü, “Abi bu olay Türkiye’de mi oluyor?” diye sordu.
Bu perşembe akşamı ekrana gelecek bir filmin konusu bu deyince Rizeli şoför, “Film milim anlamam. İran’daki gibi vincin uçuna ip bağlayıp, sallandırmak lazım bunları” demesin mi?
Donup kaldım... Allahtan telefonum çaldı da, “Tamer” gibi yardıma ihtiyaç duymadan kendime gelip, yoluma devam ettim.