Duyduğuma göre ‘+ 18’, dünyada izlenme rekorları kıran, Amerika tarihinin en çok izlenen sit-com’undan, ilhamdan daha fazlasını almış
Show TV’de ‘+18’ adlı yeni bir dizi başladı. Seray Sever’in yapımcılığını üstlendiği bir gençlik komedisi bu.
Aysun Kayacı, Pamela Spence, Bahar Akça, Paşhan Yılmazel, Sinan Bengier, Tulu Çizgen’in yanı sıra Seray Sever’le kardeşi Soner Sever’in de başrollerinde oynadığı ‘+18’in ilk bölümü geride bıraktığımız hafta, cuma akşamı ekrana geldi.
Tüm seyirciler grubunda 3.38 reytingle 28’nci, AB grubunda ise 4.14 reytingle 10’uncu olan diziyi izlemedim.
Ama TV8’de hafta sonları hazırlayıp sunduğu ‘Erken Baskı’ programını beğeniyle takip ettiğim Seda Akgül izlemiş Seray Sever’in dizisini.
Seda Akgül’ün anlattığına göre ‘+ 18’, dünyada izlenme rekorları kıran, Amerika tarihinin en çok izlenen sitcomu olan ve bu başarısı nedeniyle 10 yıl (1994-2004) yayında kalan ‘Friends’ten ilhamdan fazlasını almış. Seda Akgül, ‘+18’ ile bizde ‘Sıkı Dostlar’ adıyla ekrana gelen ‘Friends’ arasındaki benzerlikleri bakın nasıl sıraladı?
“Dizide Aysun Kayacı’nın canlandırdığı ‘Selin’ ile ‘Friends’ dizisinde Jennifer Aniston’un oynadığı ‘Rachel’ karakterleri aynı. Selin’in gelinlikle nikahından kaçması, ilk gittiği yerin bir kafe olması, bu kafede lise arkadaşına rastlamasından tutun da, baba parası harcayan zengin ve şımarık bir kız oluşuna kadar her yönüyle aynı ‘Rachel’.
Friends’te ne varsa + 18’de
Ev arkadaşı olan erkek oyuncuların evlerindeki langırt masasından, sürekli takıldıkları kafenin dekoruna, kafenin garsonlarına kadar ayrıntılar bile birebir kopya. ‘Friends’ dizisinde ne varsa aynısı ‘+18’de...
Paşhan Yılmazel’in canlandırdığı meşhur olma hayali kuran çapkın karakter ise ‘Friends’deki ‘Joey’in birebir taklidi.
Birinde antropolog olan meslek, diğerinde paleontolog olmuş o kadar. ‘Friends’ dizisinden aynen çeviri olan birçok espriye de rastlamak mümkün ‘+18’de...
‘Friends’ dizisinden böylesine ‘esintiler’(!) taşıyan bir diziyi ancak 10-15 dakika seyredebildim. İzlemeye daha fazla dayanabilseydim kim bilir, iki dizi arasında başka ne tür benzerlikler görürdüm?”
Seda Akgül, ‘laf olsun, torba dolsun’ türünden konuşan, suni gündemlerle reyting peşinde koşan TV yıldızlarından değildir. İşinin ehli, iyi bir habercidir. Seda Akgül, TV8’deki programında ısrarla iki dizi arasındaki benzerlikleri böylesine net bir şekilde ortaya koyuyorsa, dizinin yapımcısı Seray Sever’in ya da senaristi Haluk Özenç’in bu iddialara vereceği bir yanıt olması gerekir.
EŞİ, EBRU GÜNDEŞ’İ NİYE CEZALANDIRDI?
Ebru Gündeş’in anlattığı haliyle, Azeri eşi Reza Zerrab’la arasında tuhaf bir durum yok mu? Nikah masasına oturup hayatlarını birleştirdikten sonra uzunca bir süre magazincilere birlikte görüntü vermemek için çaba sarf eden Gündeş’le eşi, geride bıraktığımız hafta bir restoranda yemek yedi. Çift, restoran çıkışında el eleydi.
Karı-kocayı el ele görünce ne gelir aklınıza? Mutluluk pozu.
Ebru Gündeş’le Reza Zerrab’ın fotoğrafa yansıdığı gibi mutlu olup olmadıklarını bilmiyorum. Ancak gazetecilerin Ebru Gündeş’e yönelttiği, “Reza Bey bu albümünüzde size şarkı yazdı mı?” sorusuna verdiği yanıtı bu mutluluk pozunun hiçbir yerine oturtamıyorum.
Gündeş’in aklımı karıştıran yanıtı şu: “Çok şarkı yazdı ama bu sefer bana kızdığı için şarkı vermedi.” Ebru Gündeş, Reza Zerrab’ın şarkılarıyla mı Ebru Gündeş oldu? Hayır!
Öyle bir lanse ediliyor ki, sanırsınız Reza Zerrab, her şarkısı hit olan Türkiye’nin en iyi bestecisi. Reza Zerrab şarkılarıyla Türkiye’de birileri şöhret oldu da ben mi ıskaladım bunu? Hayır!
Peki şakayla karışık da olsa Ebru Gündeş’in, “Çok şarkı yazdı, ama bana kızdığı için şarkı vermedi” demesine ne demeli? Ebru Gündeş, nasıl bir kabahat işledi ki, Reza Bey şarkılarını lütfetmeyerek onu cezalandırdı.
Kameralar karşısında ‘mutluluk pozu’ veren karı-koca arasında böyle çocukça hesaplar olur mu?