Acun Ilıcalı’nın TV8’i aldıktan sonra ilk icraatı neydi?
Haberleri kaldırmak...
Patronajla birlikte TV8’deki bu radikal değişim çok tartışılmıştı.
Çünkü TV8, “haber kanalı” olarak doğmuştu.
Kanal D, pazar akşamı ana haber bültenini yayınlamadı.
Yönetim, yeni dizi “Şeref Meselesi”nin yarışa daha yüksek bir reytingle başlaması için “ana haber”in yerine “Ben Bilmem Eşim Bilir”i koydu.
Kanal D’nin “doz aşımıtanıtımına rağmen bu dizinin işinin niye zor olduğunu yazmıştım.
Yanılmamışım...
“Şeref Meselesi”, 3.60 reytingle “Total”de 11’inci, 5.46 reytingle AB’de 3’üncü oldu.
İlk bölüm reytinginin başarı ya da başarısızlığının “tanıtım”a, sonraki haftalardakinin ise yapıma fatura edildiğinin altını çizip, asıl konuya dönmek gerekirse:
Seyirci, ana haber bültenini yayınlamadı diye cezalandırdı mı Kanal D’yi?
Aksine, üç saat süren “Ben Bilmem Eşim Bilir”, 4.67 reytingle “Total”de 4’üncü oldu.
Kanal D, pazar akşamı “ana haber”i yayınlasaydı ekran karşısındakiler bir saat boyunca, ilk kez duyacakları haberleri mi izleyecekti?
Sanmıyorum. Çünkü eğlence kanallarının “ana haber”de ekrana getirdiği haberlerin çoğu zaten gün içinde “eski”yen konular.
Her kanalda birkaç özel iş oluyor, onlar da çarşı - pazar veya sağlık magazini...
Bu yüzdendir ki seyirci, ana haberi yayınlamadı diye topa tutmadı Kanal D’yi.
Demek ki bir “boşluk”, bir “yokluk” hissetmedi seyirci.
Kanal yönetiminin, bir dizi için ana haber bültenini feda etmesinden daha düşündürücü olan şey budur aslında...
Çünkü çoktan tarih oldu “gündem” oluşturan o “ana haber” bültenleri...
‘SÖYLEMEZSEM OLMAZ’DI!
“Uyuşturucu olayını sadece Deniz Seki yapmadı. Diğer yapanlar ortalarda arsız arsız film çekiyor. Niye Deniz girdi de diğerleri ortalarda anlamış değilim?”
Bülent Ersoy’un Deniz Seki için sarf ettiği bu sözler Beyaz TV’deki “Söylemezsem Olmaz”da masaya yatırıldı.
Seki’nin cezası kesinleştiği için hapse girdiğini, Ersoy’un kastettiği ünlülerinse suçlu olup olmadıklarının henüz ortaya çıkmadığını söylediler.
Doğrudur, çünkü “Yargının/mahkemenin kesinleşen kararı ile suçluluğu sabit oluncaya kadar herkes masumdur” der evrensel hukuk.
Amma ve lakin, “Diva”nın bu açıklamayla yaptığı şey, “masumiyet karinesi”ni ihlal değil, yargıdaki çifte standart!
Bir Seki’nin dosyasına, bir de “Diva”nın “Arsız” dediği “Uyuşturucu kullanıcısı ve tedarikçisi” suçlamasıyla yargılanan ünlülerin dosyalarına bakın...
İşledikleri iddia edilen suçlar ve istenen cezalar aynı...
Unuttunuz galiba Seki’nin gözaltına alınır alınmaz tutuklandığını.
6 ay hapis yattıktan sonra çıktı, tutuksuz yargılandı ve bu cezayı aldı.
Seki gibi “uyuşturucu kullanmak ve tedarik” iddiasıyla yargılanan ünlülerden hiçbiri hapse girmedi.
Normal mahkemede tutuksuz yargılanıyor hepsi.
Oysa Seki’yi yargılayan, kaldırılan “özel yetkili mahkeme”lerden biriydi.
“Adil yargılanma” hakkıyla, “masumiyet karinesi” arasındaki farkı bilmem anlatabildim mi?
İZMİR’E UĞRAMAYAN FİLMLER!
İzmir’den okurumuz Aysu Öztopçular gönderdi bu e-postayı:
“İzmir’de oturuyorum. Yazdığınız ‘Seni Seviyorum Adamım’ filmi burada yalnız bir sinemada oynuyor; o da Çiğli’de. İzmir Türkiye’nin üçüncü büyük ve en batılı şehri. Nurgül Yeşilçay’ın ‘Gece’ filmi de İzmir’e hiç gelmedi. Bu sezon anlayamadığım şey, bazı filmler haftalarca oynuyor. Bu iki film gibi dört gözle beklediklerimiz İzmir’e hiç gelmiyor. Sonra da gişeden dert yanıyorlar.”
GÜNÜN SÖZÜ
“Bir erkek bir kadını elde ettiğinde artık onu sevmek dışında her şeyi yapar.” (Oscar Wilde)