Demet Akalın, plaj şıklığını neye borçlu olduğunu açıklarken itiraf etmişti, bir firma ve bir de modacının kendisine yaz için kıyafet sponsoru olduklarını ve giyeceği bikinilerle mayoları, daha karpuz kabuğu denize düşmeden teslim ettiklerini...
Akşam gazetesinde yer alan bir haberden anlıyoruz ki Bengü’nün plaj kıyafetleri de Demet Akalın gibi sponsordan...
Üstelik Bengü, şirketin kendisine verdiği 20 bikini yerine başka bir firmanın puantiyeli bikinisiyle objektiflere yakalanınca sponsora karşı kalmış zor durumda...
Demet Akalın ve Bengü gibi bir konserden bir mayo mağazası satın alacak kadar para kazanan şarkıcılar, niye böyle bir şey yapar?
Demet Akalın ve Bengü gibi şarkıcıların, marka değerlerini, isimlerini 15-20 bikiniye indirgemeleri akıl kârı bir şey mi?
Davut, bu kafayla David olsa ne fayda?
“Kopalım Bari” adlı bir albüm çıkaran Davut Güloğlu’nun gerçekten de insanı “koparan” bir söyleşisini okudum... Güloğlu, söyleşinin bir yerinde şöyle bir laf etti: “Fransız kadınları seksi bulduğum için oğlum Saint Joseph’te okuyor. Fransız kadınları çok romantik ve seksi buluyorum.”
Güloğlu, o söyleşinin bir yerinde de şöyle dert yandı:
“Adım Davut değil de David olsaydı bana burada çok daha fazla saygı duyulurdu. Çok farklı bir yerde olurdum.”
Güloğlu’nun adı Davut değil de David olsaydı, böyle saçma sapan bir açıklama yapar mıydı?
David, Davut gibi hayata sadece “seks penceresi”nden bakıp, oğlunu vereceği okulda, “romantik ve seksi kadınlar” olup olmadığına değil, orada iyi eğitim verilip, verilmediğine bakardı.
David hiç değilse insanların saygın olup olmadıklarını belirleyen etkenlerin isimlerinden ya da milliyetlerinden kaynaklanmadığını, bunu belirleyenin o insanın eylem ve söylemlerinin oluşturduğunu bilirdi.
Bunları yeniler yapsa, onları topa tutardık!
Sevdiğim üç meslektaşım; Bircan Usallı Silan, Yüksel Şengül ve Sema Eren’in hafta içi her gün Star TV’de yaptığı “Aramızda Kalmasın” adlı sohbet programından zaman zaman şu tür ilginç eylemlerin haberleri yansıyor internet siteleri ve gazetelere:
“Erol Büyükburç, trafik kazasında ölen kızı Ajlan’a karşı babalık görevini tam yapıp yapmadığı sorulunca çileden çıktı, canlı yayında su bardağını fırlattı ve ‘Şimdi gidip intihar edeceğim” dedi.”
“Gönül Yazar, dargın olduğu müzisyen Coşkun Erdem’in stüdyoya geleceğini öğrenince canlı yayını terk etti.”
Bu eylemleri yeni şarkıcılar yapsa, onları topa tutardık, ama eskiler yapınca gıkımızı çıkarmadık.