Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sinemaya verdiği yıllık desteği artırması üzerine 26 Aralık’ta kaleme aldığım, “Kredili ve ödüllü filmlerin gişesi” başlıklı yazımın özeti şuydu:

“Bakanlığın desteğini 28.5 milyondan 40 milyona çıkarması yetmez. Bakanlık, Sinema Destekleme Kurulu üyelerini belirlerken de radikal değişikliğe gitmeli.

Aksi takdirde 40 milyon lira da yine seyirciye ulaşmayacak filmlere gider.

Çekilen film sayısıyla birlikte, gişede zarar ettiği için bakanlıktan aldığı parayı iade edemeyenler arasına yeni isimler katılır, o kadar!”

Haberin Devamı

Günaydın’dan Mevlüt Tezel, buna karşın “Sanat filmleri çekilmesin mi?” başlıklı bir yazı yazdı hakkımda.

Sevgili Mevlüt, o yazıdan niye ve nasıl böyle bir sonuç çıkardı, bilmiyorum.

Yazdıklarımdan sorumluyum, ama okuyanın ne anladığı beni aşan bir mevzu.

Derinlemesine bilgi sahibi olmadığım konularda yazmam. Sinema Destekleme Kurulu ve kararları, ilgilendiğim ve bildiğim bir konu. Yıllar içinde yazdıklarım da Milliyet arşivinde.

Müzikte kredi var mı?

Tezel, “O paralar hibe değil, kredi” hatırlatması yapmış bana. Kâğıt üstünde öyle, ama pratikte şöyle:

Çıkan krediyi, teminat gösterip alanların çektikleri filmler zarar edince şunu yapıyor. Yeminli mali müşavir raporlarıyla zararı belgeleyip, kredi borcunu ödemeden teminatı kurtarıyorlar. Bu nedenle, 4 yıl bakanlığa yeni kredi başvurusunda bulunamama cezası alıyor ve onu da “hülle”yle aşıyorlar.

Tezel’in “Devlet, sinemadan aldığını, sinemaya kredi olarak veriyor” iddiasına gelince:

Devlet, sinemadan aldığı vergileri bir kasada toplayıp, sonra kredi olarak dağıtmıyor. Öyle olsaydı Nabi Avcı, “2017’de krediyi 40 milyona çıkardık” demez, toplanan vergi ne kadarsa o kadarı dağılırdı.

İyi gişe yapan filmlerden toplanan vergileri gişe yapmayacak projelere dağıtmak, “Sanatsal değerleri yok” denilen filmlerin vergisiyle “sanat filmi” çekmek doğru mu?

Müzik sektöründen de vergi alan devlet, ama müziğe destek olma adına albümlere kredi veriyor mu?

Hayır... Sektör, kendi imkânlarıyla yoluna devam ediyor.

Yüzde 83’ü zarar etti

Haberin Devamı

Devlet elbette ki sanata destek vermeli, ama uygulama önemli.

İnsanlar, senaryo ve diyalog yazımı için bile bakanlıktan kredi ister hale geldi. Sinema Destekleme Kurulu, bazıları için adeta “umut kapısı” oldu.

2016’nın ikinci toplantısında, “İlk filmini çeken” 9 yönetmene kredi çıktı. Başvurusu reddedilen yönetmen 132... Kurul ayrıca 139 film, 427 belgesel, 304 kısa film ve 290 senaryo - diyalog yazım projesini reddetti.

Aynı toplantıda 27 filme 18.7 milyon lira kredi verildi. Tezel’in yazdığı gibi, “Film başına 300 bin lira” değil, ortalama 700 bin lira verilen kredi.

Çekilen film sayısı arttı, ama izlenmiyor çoğu. Asıl sorun da bu...

2016’da sadece üç film iki milyon seyirci barajını aştı:

Dağ 2, Kardeşim Benim ve Dedemin Fişi.

SİNEMAYA DESTEĞİN  GELDİĞİ NOKTA BU

Bir milyon barajını aşan sekiz film var; Osman Pazarlama, Görümce, Kolpaçino 3. Devre, İkimizin Yerine, Kocan Kadar Konuş: Diriliş, Çakallarla Dans 4, Ekşi Elmalar ve İftarlık Gazoz.

Seyircisi 300 bin ile 800 bin arasında değişen 11 filmi de “kendilerini amorti edenler” diye eklediğimizde listeye sonuç şu:

Haberin Devamı

134 yerli filmden 112’si zarar etti.

Bu tabloya bakıp, “İyi, güzel” diyenler olabilir, ama ben diyemem...

Devletin, izlenmeyecek filmlere değil, sinemaya seyirci çekecek filmlere kredi vermesini istemem de bu yüzden...

GÜNÜN SÖZÜ

Bir kadını ortadan ikiye böl; yarısı annedir, yarısı çocuk. (Cemal Süreya)