Düne kadar sosyal medya diye bir şey yoktu hayatımızda, ama bugün var…
Hem de öylesine sarmalına aldı ki bizi, değil bir gün, birkaç saat girmeden yapamaz olduk.
Takip ettiklerimizin neler yaptığını, yazdığını, ülkemizde ve dünyada neler olup bittiğini sosyal medya aracılığıyla öğrenmeden yapamaz duruma geldik.
Bu bağımlılık iyi mi, kötü mü ayrı bir konu, ancak vak’a bu!
Zaman zaman kesilme tehditi altında olsa da Facebook’un en yaygın olduğu, Twitter ve Instagram’ın kendi çapında gündem oluşturduğu Türkiye’den gelmiş biri olarak sosyal medyanın olmadığı Çin’de hayat bize göre zor.
İnternet var, ama Google yasak. O yüzden Çin’den birçok siteye erişim olanaksız. Sadece sosyal medyaya değil, gmail adresime bile giremedim Çin’de.
Baktık olacak gibi değil, bir gün de olsa sosyal medya özgürlüğünü tatmak için seyahat arkadaşım Barbaros’la (Yüksel), kaçtık Çin’in özerk bölgesi Makau’ya. Orada geçirdiğimiz 24 saat, ilaç gibi geldi bize valla! Hapisten izne çıkmış mahkumlar gibiydik.
Çin’de kredi kartıyla alışveriş yapmanız mümkün değil. O yüzden yanınızda mutlaka Çin parası (Yuan) olması lazım.
Sokakta döviz bozduracağınız yer yok. Döviz bozdurabile-ceğiniz tek yer, otellerin resepsiyonları.
Çin’de 100 euro verdiğiniz zaman otel görevlisine defalarca geçiriyor onu makineden, sahte olup olmadığını kontrol için. Ardından da verdiğiniz paranın seri numarasını yazdığı bir form doldurup imzalatıyor size. Dünyaya “çakma ürün” satmasıyla ünlü Çinliler, faka basmamak için o kadar da sağlamcılar.
Singapur, Hong Kong gibi ülkelerde 10 gün geçirdikten sonra geldiğimiz Çin, gerçekten de hiçbir yere benzemeyen bambaşka
bir dünya…
Her şeyin satıldığı yer
Çin’in beş büyük şehrinden biri olan Shenzhen, aklınıza gelebilecek her şeyin satıldığı bir yer. O kadar ülke, şehir dolaştım, şimdiye kadar buradaki kadar ilginç satıcılar görmedim. Sadece cep telefon kılıfı satan onlarca dükkanın olduğu pasajlar bile var Çin’de.
Binlerce elektronik mağazasının olduğu caddede dolaşırken gördüğüm manzara karşısında şaşırdım kaldım. Çinlinin
biri arıları doldurmuş çuvallara, yanlarında da bal kutuları…
“İşte arılarım, işte balları” diye satış yapan birini dünyanın başka yerinde gören var mı bilmiyorum, ama ben ilk kez Çin’de gördüm.
Çin öyle enteresan bir yer ki, metro tuvaletlerinde bile ‘American Standard’ yazan pisuvarları var!
Mağazalarda, restoranlarda söz konusu değil, ama küçük dükkanlar ve sokak satıcılarıyla kıran kırana pazarlık mümkün. Satıcının “1000 Yuan” dediği bir şeyi pazarlıkla 300, hatta 200’e alabilirsiniz.
GÜNÜN SÖZÜ
Sütten çıkınca bütün kaşıklar aktır. Önemli olan, içinden çıktığın sütü ak bırakmaktır. (Mevlana)