Son ‘Beyaz Show’ bu işin nasıl olması gerektiğine en iyi örnekti. Beyaz bu çabayı her hafta göstermeli yapmalı ve çıtayı yükseklerde tutmalı
Beyaz’ın artık bir ekran klasiği olan ‘Beyaz Show’u için zaman zaman şöyle eleştiriler yapılıyor: “Beyaz’ın şovu, albüm tanıtımlarına döndü.” Bu eleştiride haklılık payı var mı? Bence var. Üstelik Beyaz’ın şov programını sadece şarkıcılar, en ideal albüm tanıtım mecrası olarak kullanmıyor. ‘Beyaz Show’u kimi zaman filmleri vizyona girenler, bazen de yeni dizileri başlayanlar işgal ediyor. Hem de ‘cümbür cemaat’ halinde.
Televizyonda konuğa dayalı iş yapanların en büyük açmazıdır bu. Programcılar, konuklarıyla reyting almanın, konuklar da yeni projelerini o program sayesinde daha geniş kitlelere tanıtma peşindedir çünkü. Karşılıklı çıkara dayalı bu tür ilişkilerde ‘kantarın ayarı’nı her zaman dengede tutturmak zor. İşin ayarı kaçtığı zamanlarda da böylesi eleştiriler kaçınılmaz oluyor.
“Peki bu işin ideali ne?” diyecek olursanız yanıtım hazır: Televizyonda şov programının nasıl olması gerektiğine en iyi örnek son ‘Beyaz Show’. Beyaz’ın bu haftaki konukları Star TV Haber’in patronu Uğur Dündar, Star TV Haber’in beyni ve Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil ile ‘Çocuklar Gülsün Diye’ adlı şahane bir sosyal sorumluluk projesi başlatan Gülben Ergen’di...
Star Haber’deki cevherler
‘Beyaz Show’ ekibi, konukların ağırlığına uygun hazırlıklar yaptı ve bunu ekrana getirdi. Gülben Ergen’in yaptırdığı anaokulunun öğrencilerine, onun için teşekkürlü bir şarkı söylettirilmesi, Yılmaz Özdil’in İzmirli oluşuna dair hazırlanan bölümler güzeldi. Erman Toroğlu’lu bölüm de öyle.
Ancak ‘Beyaz Show’da Uğur Dündar için yapılan ‘sürpriz’, güzelden öte bir şeydi. Beyaz Show ekibinin Uğur Dündar’ın haber bültenini sunarken canlı bağlantılar yaptığı Star TV’nin muhabirlerine Uğur Dündar için ‘beraber ve solo şarkılar’ söyletmesi tek kelimeyle muhteşemdi ve büyük, ciddi bir emeğin ürünüydü. Şarkı söyleyen muhabirlerin görüntülerinin ekrana getiriliş biçimi de aynı güzellikteydi. Star TV’nin Haber Merkezi’nde ne cevherler varmış da, haberimizi yokmuş demek ki! Muhabirler arasında solo albüm yapacak kadar sesi ve yorumu güzel olanlar da yok değildi! “Bu; ‘Beyaz Show’da ilk kez olan bir şey değil ki!” dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız. Peki Beyaz, şov programını her hafta böyle yapsa, çıtayı hep yükseklerde tutsa daha iyi olmaz mı? Çünkü doğrusu bu...
Özlem Tekin’in beş yıl aradan sonra çıkardığı ‘Bana Bi’şey Olmaz’ adlı albümün çıkış parçası ‘Yatağım Boş’un video klibini izlediniz mi? İzlemediyseniz çok şey kaçırdınız demektir, çünkü Tekin’i şimdiye kadar hiç böyle görmemiştim. Sony Müzik’in gönderdiği basın bülteninde yazılanlara göre yönetmenliğini Veli Çelik’in yaptığı klip Terkos Gölü’nde 16 saatte çekildi.
Tekin, klip için altı saat bataklık ve suyun içinde kaldı. İşin teknik ayrıntılarını bir yana bırakıp, gelelim niye Özlem Tekin’i hiç böyle görmedim dediğime. Klip siyah - beyaz, ama Tekin’in göğüs şovu bir hayli renkli. Tekin bu haliyle, Samantha Fox ve Pemela Anderson’la yarışır gibi.
Beyoğlu nostaljisi ya da geleceğin gerçek düşleri
Beyoğlu’ndaki Emek Sineması’nın yıkılıp, yerine yeni bir binanın yapılmasının tartışıldığı şu günlerde, İstiklal Caddesi’ndeki bir yazı dikkatimi çekti. İstiklal Caddesi’nde Demirören Grubu’nun yıllardır inşaat halinde olan bir binası var. Beyoğlu’na yolu düşenler bu inşaatı, cephesindeki devasa reklam panolarından hatırlar. O binanın İstiklal Caddesi’ndeki cephesinde, Beyoğlu Belediyesi’nin Beyoğlu’na dair yaptıklarını anlatan tanıtımların yanı sıra şöyle bir yazı mevcut:
‘Geçmişin nostaljisi değil, geleceğin gerçekçi düşleri peşindeyiz.’ Bu yazının altındaki imzaya dikkatinizi çekerim:
Beyoğlu Güzelleştirme ve Koruma Derneği Başkanı Nizam Hışım. Beyoğlu Güzelleştirme ve Koruma Derneği bile, Beyoğlu nostaljisi düşleyenlere bu ‘Hışım’la baktığına göre iş bitmiştir. Tartışmaya gerek yok yani...