Süper Toto Süper Lig’in fikstür çekimi nerede yapıldı?
“Yayıncı kuruluş” Lig TV’nin Ayazağa’daki Stüdyoları’nda...
Ne zaman?
25 Ağustos 2011 tarihinde, yani günler önce...
Aradan bunca zaman geçti, medyadan bir Allah’ın kulu ele almadı bu konuyu...
Kabul ediyorum.
Şimdilerde Türkiye futbol kamuoyunun en önemli konusu Fenerbahçenin başına gelenler...
Elbette ki, FB”nin Şampiyonlar Ligi”nden men edilmesi önemli...
Peki o önemli de bu ayrıntı önemsiz mi?
Kimsenin bu olay üstünde durmaması, eleştirmemesi ilginç değil mi?
İstanbul’da onlarca otel, onlarca kongre merkezi ve konferans salonu varken fikstürün Lig TV’nin binasında çekilmesi normal mi?
Şayet UEFA, kura çekimini, “yayıncı kuruluş”un binasında yapıyorsa, TFF de yapabilir bunu!
Spor, magazin gibi vakıf olduğum bir konu değil, o yüzden de “bilenlere” sordum bunu...
Bizim gazetenin Spor Müdürü Cem Şengül, Fanatik’in Genel Yayın Yönetmeni Necil Ülgen ve uzmanlık alanı UEFA olan Mehmet Demircan’a sordum.
Üçü de, “UEFA, yıllardır Monaco’daki kongre merkezi Grimaldi Forum’u kiralayıp yapar kura çekilişlerini” dedi.
UEFA, her adımıyla “Futbolun patronu benim” diyor, TFF ise Türk futbolunun patronu değil de, sanki yamağı...
Fisktür çekiminin Lig TV Stüdyoları’nda yapılması eleştirime, “Ne var canım bunda” diye karşı çıkanlar olabilir.
Altını çizerek vurgulamam gerekir ki, o kadar hafife alınacak bir konu değil bu...
Federasyonun kur’a çekimini yapacağı yeri mi yok? Gitsin bir otelin salonunu kiralasın.
Niye “yayıncı kuruluş”un yerinde topluyor spor kulüplerinin yöneticilerini?
TFF’yi yönetenlerin ne hakkı var kurumun tüzel kişiliğini, Digitürk gibi ticari bir şirketin altında ezdirmeye?
Lig TV’ye teslim olmak
Peki ya Trabzonspor Başkanı Sadri Şener’in yaptığına ne demeli?
Trabzonspor camiası bir kampanya başlatmamış mıydı Digitürk’le ilgili?
Lig TV, Şenol Güneş’in basın toplantısını ekrana getirmediği için Trabzon camiası Digitürk aboneliğini iptal kararı almamış mıydı?
Lig TV yönetimi Trabzonspor camiasından özür diledi de benim mi haberim olmadı.
“Fikstür çekimi niye orada yapılıyor? O binaya gelmem ben” gibi yürekli bir tavır beklerdim TS Başkanı Sadri Şener’den...
Şener, UEFA’nın Fenerbahçe’nin yerine Trabzonspor’u Şampiyonlar Ligi’ne almasının getirdiği mutlulukla bunu yapmış olmalı...
Öte yandan, “Futbolun geldiği yer nedeniyle Lig TV’nin 100 milyon doların üstünde zararı söz konusu. O yüzden Federasyon, kaybını azaltmak için ha bire jest yapıyor Lig TV’ye” diyenler var.
Şayet öyleyse o daha büyük bir facia...
Ticaret demek, risk demek.
O yüzden “Ticarette kârla-zarar kardeştir” derler...
Digitürk kar ettiği sezonda, “Al bu da bizden size” diye jest yaptı mı Federasyon’a?
Hadi “Digitürk zarar etmesin” diye bir gecede “Play Off” icat ettiniz, bari bu kadar da teslim olmayın ticari bir kuruluşa.
Diklenemiyorsanız, bari dik durun...
Onu da yapamıyorsanız ne işiniz var orada?
İtalyanlar ne izliyor?
Bir haftadır İtalya”dayım... Napoli, Roma, Floransa, Toscana, Venedik ve Verona’da geçirdiğim süre içinde İtalya’nın televizyon dünyasında neler olup bittiğini takip etmeye çalıştım.
Fırsat bulduğum ölçüde otellerin TV kumandalarının hafızalarına kaydettiği kanallar arasında zaping yaptım...
O da yetmedi, İtalya’da yayınlanan TV magazin dergilerini alıp inceledim.
Üç TV magazin dergisi aldım.
Üç derginin de kapağında İtalya’nın tanınan yıldızlarına veya Hollywood starlarına yer vermemiş olması dikkatimi çekti.
Üç derginin de, İtalya televizyonlarının ekrana getirdiği yarışma ve reality show’ların favorilerini kapak yapması tesadüf olabilir mi?
Varsayalım ki, şanssız bir tesadüf eseri üç dergi de kapak konusunda pişti oldu...
Peki TV magazin dergilerinin iç sayfalarında da ağırlıklı olarak “Star Akademi”, “Miss İtaly”, “Master Şef” gibi yarışmalara katılanlara geniş yer verilmesine ne demeli?
Bu da “tesadüf”le izah edilemeyeceğine göre demek ki, İtalya’daki meslektaşlarımız okurun ilgisini çekecek yeni yıldızların peşinde...
Mevcut yıldızlar okurların ilgisini çekse, dergi yöneticileri okura inat yapabilir mi bunu?
Yapamaz...
İtalyan TV Magazin dergilerinin yöneticileri, eskileri bırakıp yarışmacıları kapak yapıyorsa vardır bir sebeb-i hikmeti!
Televizyonların haftalık programlarına dikkat ettim, bizdeki gibi dizi furyası yok İtalya’da...
Televizyon kanallarının prime time kuşağında üç tür program var ağırlıklı olarak.
Reality şov, yarışma ve film bunlar...
Dizi yayınlayan kanal o kadar az ki!
‘Kara Şahin’ böyle düştü!
“Kara Şahin Düştü” ya da orijinal adıyla “Black Hawk Down” daha önce de izlediğim ve beğendiğim bir filmdi...
Digitürk’ün film kanallarında rastlayınca bir kez daha izleyeyim dedim...
2001 yapımı filmi bir kez daha heyecanla ve zevkle izledim.
Film bitince seyirciyi “salak” yerine koyan bir tablo çıktı ortaya...
Amerikan askerlerinin Somali’ye yaptıkları bir operasyonu beyazperdeye aktaran filmin sonunda, o operasyona dair bilgiler gelmeye başladı ekrana...
İngilizce metinde yazan şuydu:
“Baskın sırasında 1000’den fazla Somalili ve 19 Amerikan askeri öldü...
ABD Başkanı Clinton, o operasyondan 11 gün sonra Amerikan askerlerini Somali’den çekti.”
Şimdi gelelim aynı metnin Türkçe seslendirmesine!
Seslendirmeyi yapan adamın s...ylediği aynen şuydu:
“Baskında 100 Somalili, 100 de Amerikan askeri öldü...
ABD Başkanı Bill Clinton, iki hafta sonra Amerikan askerlerini geri çekti.”
11 günün 14 gün yapılmasını anlamak mümkün, ama 1000 Somali’nin 100’e indirilmesi, 19 Amerikan askerinin de 19’dan 100’e yükseltilip Somalililerle eşitlenmesini anlamam mümkün değil.
“Kara Şahin Düştü”nün çevirisini yapan kimse kutluyorum onu!
Bir çevirmen iki satır yazıda ancak bu kadar yanlış yapabilir.
“Ses” ve “Kurgu” dallarında Akademi Ödülü kazanmış “Kara Şahin Düştü”deki bu hataya imza atan arkadaşa “Yılın çeviremeyen Ödülü” de benden...