Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dinlediği müzik mi insanı etkiler yoksa insanın ruh hali mi ona en uygun   şarkıları mıknatıs gibi kendine çeker bilmiyorum...
Belki ikisi de... Elime geçtiği günden beri Uğur Işılak’ın “Sizin Gibi Değilim” adlı son albümünü dinliyorum.
Daha doğrusu albümden üç şarkı belirledim, ha bire onları dinliyorum.
Çünkü üçü de bir şekilde ruh halimi yansıtıyor.

Tahtına yakışan bahtına yakışmayan adam
Bir insan adı “Ben Ölünce” olan şarkıyı ha bire başa alıp dinler mi?
En yakınınızda iki insan kanserle savaşıyorsa ve siz hiçbir şey yapamıyor, bu nedenle kendinizi aciz hissediyorsanız dinlersiniz...
Çünkü onları her ziyaretinizden, onlardan aldığınız her kötü haberden sonra ölümün soğuk yüzü olanca hızıyla çarpar suratınıza...
Uğur Işılak’tan peş peşe dinlediğim söz ve müziği kendisine ait “Ben Ölünce”, “Geldi Geçti Ömrüm Benim” ve “Ha Senin Ha Benim” adlı şarkıları birini kaybettiğim iki dostuma ithaf ediyorum.

Ben Ölünce
Gidiyorum yolum çetin gönlüm yetimdir
Gidiyorum suskunluğum vasiyetimdir

Gidiyorum yüreğimi sende bıraktım
Gidiyorum senin için türküler yaktım

Ben ölünce matem tutup ağıtlar yakma
Ben ölünce bu sevdayı öksüz bırakma


Ha Senin Ha Benim
Seyret doya doya güneşi ayı
Ha senin ha benim ne fark eder ki
Kimden esirgeriz fani dünyayı
Ha senin ha benim ne fark eder ki

Haberin Devamı

Ne hayaller kurdu bak nice canlar
Nice padişahlar sultanlar
Madem ki yolcuyuz saraylar hanlar
He senin ha benim ne fark eder ki

Akıbet belliyken bu telaş niye
Şu kısa ömürden kim almış paye
İki metre kefen en son sermaye
Ha senin ha benim ne fark eder ki

Vefadan payını almayan dünya
Hiç kimseye yaren olmayan dünya
Sana da bana da kalmayan dünya
Ha senin ha benim ne fark eder ki

Geldi Geçti Benim Ömrüm
Sel misali akmış gibi
Geldi geçti ömrüm benim
Bir varmış bir yokmuş gibi
Geldi geçti ömrüm benim

Kanatlanıp uçmuş gibi
Geldi geçti ömrüm benim
Bir varmış bir yokmuş gibi
Geldi geçti ömrüm benim

Su üstüne yazı gibi
Geldi geçti ömrüm benim
Üç günlük bir mazi gibi
Geldi geçti ömrüm benim

Aşiyan’daki mezarı Seda Sayan’ın nikâhında almış
Cumartesi sabahı evlerine taziyeye gittiğimde Yağmurdereli’nin eşi Esin Hanım, ağlarken anlattı:
“Çırağan Sarayı’ndaki Seda Sayan’la Onur Şan’ın nikâhından eve dönüyorduk.  Yolda, ‘Bu gece çok önemli bir işi hallettim’ dedi Osman. Ne olduğunu sordum, ‘Kızarsan, böyle şeyleri uğursuzluk sayarım dersen, yarın hemen vazgeçerim’ dedi. ‘Söyle, kızmam’ deyince de anlatmaya başladı:
‘Aşiyan Mezarlığı’ndan iki kişilik mezar yeri istiyordum. Biri senin, diğeri benim için. Bu akşam nikâhta Belediye Başkanı Kadir Topbaş’la konuşup, o işi hallettim. Ama sen, ‘Bunu uğursuzluk sayarım. Boş mezar adamı çağırır’ dersen, yarın arar vazgeçtiğimizi söylerim’  dedi İnsanın yaşarken mezar alıp, içini gömülmeye hazır hale getirmesine sempatiyle bakmayan biri olmama rağmen sesimi çıkarmadım o gece...”
Yağmurdereli’ye kanser teşhisi 2006 yılının ilk aylarında kondu. Doktorların ve alternatif tıbbın yardımıyla kansere karşı verdiği savaşın ilk raundunu kazandı.
Seda Sayan’ın Osman Yağmurdereli’nin şahitliğinde Onur Şan’la evlendiği tarih 1 Şubat 2008...Yani kansere yakalanmasından iki yıl, vefatından da altı ay önce... Bir taraftan kanseri yendiğini söylerken aklının bir yanında da demek ki hep o taraf vardı.
25 yıla varan dostluğumuzda hep hayata dair planlar dinlediğim Yağmurdereli’nin ağzından “ölüm” sözcüğünü ilk kez Kadıköy Acıbadem Hastanesi’ne ziyarete gittiğimde duydum.
Cumartesi sabahı evlerine taziyeye gittiğimde eşi Esin Yağmurdereli, “Perşembe günü durup dururken ‘İki günüm kaldı’ demeye başladı. Sanki içine doğmuştu. Dediği gibi yaptı, iki gün sonra son nefesini verdi ve bizi bırakıp gitti” dedi.
Ölüm sana hiç yakışmadı be usta...
Şov dünyasına onlarca yıldız kazandıran adam, yıldızlar yağsın mezarına...


Çağan Irmak, Melİs Bİrkan’ı çok sevdİ

Tahtına yakışan bahtına yakışmayan adam
Gözde yönetmenin son gözdesi
Star TV’de 65 bölüm yayınlandıktan sonra ekrana veda eden “Köprü” dizisinde canlandırdığı “Elmas” rolüyle yıldızı parlayan Melis Birkan, Çağan Irmak’ın yönettiği bir filmde daha başrolü kaptı.
Son yılların en gözde film yönetmenlerinden biri olan Çağan Irmak’la Melis Birkan’ın yollarının kesişmesi aslında bir söyleşiyle başladı.
Melis Birkan, kendisiyle yapılan bir söyleşide, “En beğendiğin ve çalışmak istediğin yönetmen kim?” şeklindeki soruya, “Çağan Irmak” diyerek yanıt verdi.
Söyleşiyi okuyan Çağan Irmak, Melis Birkan ismini hafızasına kaydetti. Irmak, o söyleşinin ardından “Madem ki benimle tanışmak ve çalışmak istiyorsun, al sana fırsat” deyip çektiği ilk filmi olan “Ulak”ta Birkan’a güzel bir rol verdi.
Melis Birkan da o rolün hakkını verince devamı geldi.
Çağan Irmak, senaryosunu yazıp, yönetmenliğini üstleneceği yeni filmi “Issız Adam”da başrolü Melis Birkan’a verdi. Yapımcılığını Most Production’un üstlendiği filmin erkek başrol oyuncusu ise Cemal Hünal. Modern hayatın yalnızlaştırdığı insanları anlatacak, yemekler, anneler, eski şarkılar ve aşk üzerine bir film olacak “Issız Adam”da Yıldız Kültür, Şerif Bozkurt, Gözde Kansu ve Goncagül Sunar gibi oyuncular da var.